Kuruluşunun 15. yılında, Ankara'nın yerleşik orkestraları arasında bayrak gösteren Orkestra Akademik Başkent, Orhun Orhon'un müziksel yönetimi ve şefliğinde yeni bir ruh ve canlılık kazandı.
Bunu izlediğim son konserlerindeki gözlemlerim ve alınan iyi sonuçlardan çıkarsıyorum. 30 Mart 2019 Cumartesi akşamı, konserleri CSO salonundaydı. Burada verdikleri konserler, Bağlıca yerleşkesindeki konferans salonundan çok daha iyi koşullarda yapıldığı için gözlemlemek ve değerlendirmek de daha kolay oluyor. Bu konserde solist, Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın öğretim üyelerinden piyanist Prof. Kamerhan Turan, şef ise Cemi'i Can Deliorman'dı.
Hem Eczacılık, hem de Viyana Müzik Akademisi mezunu, 10 yıl bitirdiği okulda hocalık yapmış olan, bir bakıma Ankaralılığın yanında Viyanalı da sayılabilecek Kamerhan Turan, çalacağı eseri de gene Viyanalı bir besteciden seçmişti. W. A. Mozart'ın K. 450 Si bemol majör 15 No'lu Piyano Konçertosunu, her iyi solist gibi bellekten seslendirdi. Cümlelemeleri anlaşılır, tuşesi yumuşak, müzikalitesi iyiydi. Deliorman yönetimindeki orkestranın duyarlı eşliğiyle ortaya başarılı bir sonuç çıktı ve salonu dolduran dinleyicinin yoğun alkışıyla karşılandı.
Kamerhan Turan, bis parçası olarak Prokofief'in, konçertoyla aynı tonalitedeki 7. sonatından bir bölüm seslendirerek teknik özeliklerini de sergiledi. Arkamızda oturan ve aralarında konuşan kişilerden biri “Daha güzel bir şeyler çalsaydı keşke” diye vahvahlandı. Alkış dinmeyince Kamerhan iki bis daha yapmak zorunda kaldı ve birer Beethoven ile Scarlatti parçasıyla, bir bakıma arkamızdaki dinleyicinin dileğini yerine getirmiş oldu.
Konserin ikinci yarısı, OAB için bir başarılı programlama çalışmasının ürünüydü. Zorluklarıyla bilinen ve Türkiye'de çok az seslendirilen iki önemli orkestra eserini dinledik. Önce, I. Stravinski'nin, Amerika'nın Holywood kentinde yazmış olduğu Yaylı Çalılar İçin “Re” Konçerto'yu dinledik. Bu oya gibi işlenmiş, klasik ve çağdaş tekniklerin içiçe kullanıldığı nefis eseri, Deliorman yönetiminde Orkestra Akademik Başkent'ten de nefis diye nitelendirilebilecek bir icra ile dinledik. Orkestra üyelerinin aşırı dikkat etmesi, pek çok yerinde girişinı ve kısa duruşlardan çıkışını sayarak saptaması gereken bir duyarlılık isteyen eser, hem kulağımızı, hem ruhumuzu okşar biçimde seslendirildi.
Ardından bu kez R. Wagner'in Sigfried-Idyll başlıklı senfonik şiiri geldi. Wagner bu eseri, Liszt'in kızı olan ikinci eşi Cosima'nın 35. yaşı onuruna bestelemiş ve Wagner'lerin Luzern gölü kıyısındaki evlerinde, sürpriz olarak topladığı çalgıcılarla sabahın erken saatlerinde ilk seslendirmesini yaparak eşinin bu ezgilerle gözlerini açmasını sağlamış. İşte eski aşklar!
Üflemeli çalgıların da önemli katkısı olan eseri orkestra, soloları ve bütünüyle iyi seslendirdi. Böylece benim “Plak gibi çalan orkestra” başlıklı yazımda belirttiğim yükseliş ivmesinin devam ettiğini gösterdi. Başkemancı Ana Albero, bu konserde 1. çellist Aslı Gültekin, viyolanın ilk rahlesindeki Caner Soyberk ve Tuğçe Baydar'ın temiz soloları, seslendirmeye ayrı bir güzellik katarken, klarnette Ferhat Göksel, obuada Ulaş Yurtoğlu, kornolarda Hasan Erim Hacat ile Tayfun Avcıoğlu, flütte Sinem Perçin, fagotta Ozan Evruk tınılarıyla göz doldurdular.
Orkestradaki canlanma acaba nasıl sağlandı? Yaylı gruplarda sürekli bir yer değişimi görüyorum. Başkemancısından son rahlesine, herkes her yerde çalıyor neredeyse. Geride kalmışlara önde oturup sorumluluk yüklenmeolanağı sağlanıyor sanki. Provaların daha ciddî ele alındığı sonuçtan anlaşılıyor. Şef Orhun Orhon'un tüm çalgıcılara eşit yaklaşma ve fırsat vermeye çalıştığını anlıyorum.
Seçimden önceki son konserde, orkestrada, hepsini tanıdığım ama toplulukta ilk kez gördüğüm genç ve yetenekli çalıcılar da vardı. Kemanlarda Buse Biçer ve Korcan Köstük, viyolada Günsu Erdem, Çelloda Damla Çaylı Güngör, kontrbasta Gizem Sözeri'ydi bu isimler... Büyük ihtimalle, Mart içinde açılan sınavda başarılı olup orkestraya katılanlardandı bu çalgıcılar. Tahminimin doğru olup olmadığını sınav sonuçları resmen açıklandığında kontrol etmiş olacağız.
DenizBank'ın finansal desteğiyle düzenlenen bu yılki genel programda, Orhun Orhon'un hem kendi kuşağından, hem de deneyimlilerden konuk şeflere de yer verdiğini görüyoruz. Hasan Niyazi Tura, Cemi'i Can Deliorman, Dağhan Doğu, Gürer Aykal, bu sezon konuk şefler.
OAB'in CSO Salonundaki her konserinin dolduğunu görüyoruz. Müzik âleminin ve Ankara dinleyicisinin Orkestra Akademik Başkent'in daha çok farkında olması gerek. Ama en önemlisi, inşaatı kaba durumda bekleyen kendi konser salonlarının kaynak ayrılarak bir an önce tamamlanması. Son konserde Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal da konuklar arasındaydı. Mutlaka, orkestranın kabına sığamaz halini görüyordur.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
31 Mart 2019, Ankara