Zor işlerden biri sanat alanında “gerçek” bir “festival”i sivil toplum düzleminde düzenleyebilmektir. “Gerçek” ve “festival” sözcüklerini tırnak içine almamın nedeni, artık yığınla “sanal” festivalin de düzenleniyor olması, Türkçede karşılığı “şölen-şenlik” olan festival kavramının iyice yozlaştırılmış olmasıdır. Ankara'nın sanat alanında en eski üç festivali var. Biri, 2020'de SCAMV tarafından 37.cisi düzenlenecek olan Uluslararası Ankara Müzik Festivali, diğeri ise 24.cüsünün açılışına 22 Kasım 2019 akşamı tanıklık ettiğim TAKSAV'ın düzenlediği Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali. Ankara Caz Festivali de 2020'de 24. kez düzenlenecek. Üçünün de lokomotifi sivil toplum kuruluşlarıdır.
Nicel olarak en kapsamlısının UATF olduğunu söyleyebiliriz. Bu yıl, Ankara, İstanbul, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kocaeli ve Gürcistan'dan profesyonel ve amatör 29 tiyatro topluluğunun katılmakta olduğu festivalde, oyunların sergilenmesi için, öncelikli gereksinim “yeterli sahne”dir. Sonra onların konuk edilmesi gelir. Akla gelmeyecek yığınla iş ve masraf kalemi vardır. Festival Yönetmeni Yener Aksu ve arkadaşlarının yıllardır bu işin altından kalkmak için nasıl koşuşturduklarının yakın tanığıyım.
Şimdi “Devlet”, yani “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” içindeki kuruluşlar da, sanata, festivallere hiç değilse “Salon tahsisi” yoluyla verdikleri desteği kestiler. İyi ki Ankara Büyükşehir Belediyesi cumhuriyetçi ve demokrat zihniyetin eline geçti, iyi ki Çankaya ve Yenimahalle Belediyeleri var da, festivale yaptıkları tahsis ya da Sayıştay'a karşı zorunlu olarak aldıkları simgesel kirayla kendilerine ait salonları kullandırıyorlar.
Salonların tahsisini isteyen Kanaryasevenler Cemiyeti değildir, orada uygunsuz bir iş yapılmayacaktır, tiyatro oynanacaktır! Ama Devlet Tiyatroları bu yıl festivale hiçbir salonunu tahsis etmemiştir. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, daha önce tahsis ettiği operaevi salonu için 20 bin TL kira talep etmiştir. Kültür Turizm Bakanlığı Döner Sermaye Genel Müdürlüğü, CSO salonu için bir günlüğüne 15 bin TL kira talep etmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendine bağlı kurumların her yolu deneyerek “para kazanmasını” istiyor. Bu durum karşısında, toplum yararına sanat yapan, festival ve benzeri organizasyonları düzenleyen Vakıf ve Derneklerin yararlanabileceği Büyükşehir ile Çankaya ve Yenimahalle Belediyeleri'nin kültür merkezleri dışında alternatif kalmamaktadır. Birkaç tiyatro topluluğu ise, “yeter ki festival sürdürülsün, biz de içinde olalım” anlayışıyla festival kapsamındaki temsillerini bilabedel kendi salonlarında oynamayı önermektedir.
Bu genel saptamadan sonra, gelelim 24. UATF'nin açılış töreni ve ödüllerine... Açılışta TAKSAV Başkanı Selçuk Candansayar, "Tiyatro gerçeği temsil etmiyor, gerçeğin yeniden inşa edilmesi için bize bir olanak ve cesaret veriyor. Umarım önümüzdeki 10 günde bu cesareti amatörden profesyonele bir arada hissederiz, bir arada sürdürürüz" diyerek günümüzün gerçeğine göndermede bulundu.
TAKSAV, her yıl festivalin açılışında birer “Onur Ödülü” ve “Emek Ödülü” veriyor. Bugüne kadar hep 12'den vuran, tam isabet ödüller oldu bunlar. Bu yıl da Emek Ödülü, halen Tiyatro Ayme olarak “Ben Cemal Süreya Şiir Adamm” oyununu sunan, lise çağından bu yana tiyatroya sadece oyuncu ve yönetmen olarak değil, her ayrıntıda destek olan Mehmet Nurkut İlhan’a verildi. Gene tam isabet. İlhan ödülü, Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Gülsün Bor Güner'in elinden aldı.
Onur Ödülü'nün sahibi ise yıllarca DT'de emek verdikten sonra, eski Çankaya Sineması'nı kiralayarak kendi tiyatrosunu açan Mehmet Atay'dı. Törene katılamadı çünkü "Sokrates'in Son Gecesi"nde kendi sahnesinde izleyici karşısındaydı. Atay'a teslim edilmek üzere ödülü Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden Şube Müdürü Şenay Yılmaz, tiyatro emektarı Kımız Bozkır'a verdi. Bu açılışta belediye başkanlarının bulunamayışının nedeni, o gün için partilerinin genel başkanı tarafından İzmir'de bir toplantıya çağrılmış olmalarıydı.
TAKSAV'ın bir plaketi de, az sonra aynı sahnede “"İlk Randevu” adlı müzikali izleyiciye sunacak olan Feniks Art Müzikal Tiyatro Topluluğu'na, Birgün Gazetesi yazarı Doğan Tılıç tarafından sunuldu. Ardından, günümüzün toplumsal alandaki gerçekleriyle örülü olarak hazırlanmış bir aşk öyküsünü anlatan müzikali izledik. Umarım özellikle kadın oyuncular hastalanmamışlardır, çünkü biz Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nin çok amaçlı salonunda paltolarımızla otururken, onlar sahne kıyafetleriyle dakikalarca sahnede kaldılar.
Demek ki, olanaklar bu kadar. Koşullara karşı cesaretle ve gerekli önlemleri alarak yola devam...
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
23 Kasım 2019, Ankara
Festival programı ve bilet için: http://www.ankaratiyatrofestivali.org/