Bir klasik resitalin programının hazırlanması öncelikle ciddi yaklaşım ister. Seçilen eserlerin birbirine yakışması, bestecilerle ilgili yıldönümlerinin dikkate alınması, eserlerin sırası resitalin başarısını etkileyen ögelerdendir. Tabii sonuç olarak, eserlerin nasıl seslendirildiği en önemlisidir.
1 Nisan gecesi Bilkent'te bu ve benzeri ölçütlere uyan, eserlerin iyi icra edildiği üst düzey bir resital dinledik. Kemancı-besteci Hasan Niyazi Tura ile piyanist Özgür Ünaldı'nın askerlik yaparken tanışıp birarada çalışmalarıyla başlayan dostluklarının Ankara'da ciddi bir resitalde ilk kez sahneye yansımasıydı bu.
Hasan N. Tura, Mimar Sinan'da keman ve kompozisyon öğrenimi görüp Hacettepe'de şeflik yüksek lisansı yapmış, çalışkan bir müzik insanı, kemancı, besteci ve şef. CSO'nun 1. keman grubu üyesi. Özgür Ünaldı da Bilkent ve Moskova Çaykovski Konservatuvarları mezunu, oda müziği ve solistlik kariyerini sürdüren yetkin bir piyanist. Bursa Uludağ Üniversitesi Konservatuvarı'nda hoca.
Bu yıl, Macar besteci Bela Bartok'un ölümünün 70. yılı. Gelip yaptığı etnomüzikolojik araştırmalar nedeniyle, bizim müzik tarihimizde özel yeri bulunan yabancılardan biri olan Bartok'un 1 numaralı Rapsodi'si açılış parçasıydı. Ardından keman-piyano dağarının en önemli eserlerinden biri olan Cesar Frank'ın La majör sonatı geldi. Aradan sonra L. V. Beethoven'in Do minör 7. Sonatını dinledik. Son eser ise Yalçın Tura'nın Balad'ıydı.
Virtüoz ve müzikal icra isteyen eserler Frank ve Beethoven sonatlardı. Hem teknik, hem müzikal anlamda çok iyi çalındı iki eser de. Birliktelikleri, uyumları, dengeleriyle örnek bir keman-piyano ikilisi olduklarını kanıtladılar.
Tura-Ünaldı İkilisi, sadece icra değil, dinleyiciyle iletişim kurma bakımından da başarılı oldular. Eserler hakkında doğaçlamadan bilgi verdiler, resitalin gelişimi içinde ne yapacakları konusunda birbirleriyle de gayet sempatik biçimde iletişim kurdular.
Hasan Tura, keman resitallerinde mutlaka babası değerli bestecimiz Yalçın Tura'dan bir eser koyar programa. Bu kez resital tarihi ilginç bir haftaya denk gelmişti. Yalçın Tura 23 Mart'ta 81. yaşını, Mersin'de 3. Senfoni'sinin şef Burak Tüzün yönetiminde Mersin Akademik Orkestrası'nca yapılan Dünya prömiyeriyle kutladıktan sonra, oğlunu dinlemek üzere Ankara'ya gelmişti. Hasan Tura ile Özgür Ünaldı , “Balad” seslendirmesini bir “81. yaş doğumgünü armağanı” olarak anons ettiler. Yalçın Tura, sahneye çıkmak istemedi ama ön sırada ayağa kalkıp hem çocukları kutladı, hem de dinleyicinin alkışlarına teşekkür etti.
Böyle iyi hazırlanılmış bir resitali kimlerin dinlediği de önemli. Hasan Tura'nın daimi kurumu CSO'dan viyolonsel grubundan Şinasi Çilden, viyola grubundan Bahadır Başabak, 1. keman grubundan Gizem Aytüre'yi gördüm. CSO'dan daha fazla dinleyici beklerdim doğrusu... Bilkent'in esaslı keman hocaları Muhammedcan Turdiev ile Adilhoca Aziz, Özgür Ünaldı'nın piyano öğretmeni Gülnara Aziz oradaydı. Genç kuşağın gözde piyanistleri Cem Babacan-Başar Can Kıvrak, Opera Orkestrası'nın arpisti Özlem Başabak, Gazi'nin keman hocalarından Şeyda Çilden de dinleyiciler arasındaydı.
Özgür Ünaldı 25 Nisan'da BSO'da Yunus Tuncalı'yla birlikte, Orhun Orhon'un bagedi altında Saint-Saens'in Hayvanlar Karnavalı'nı seslendirecek. Hasan Tura ise, 31 Mayıs'ta İstanbul Festivali'nin açılışında seslendirilmek üzere sipariş edilen Çanakkale Utkusu'nun 100. Yılı için yazdığı “Şehidin Türküsü” başlıklı senfonik şiir üzerindeki son çalışmaları yapıyor.
Gelecek sezon bu ikiliyi, yeni hazırlayacakları bir programla yine dinlemek isteriz.