Senfoni orkestralarının programlarında bu tür yaklaşımlara pek az rastlanır. Üflemelileri dinlendirmek için yaylı haftaları yapıldığı olur ama sadece üflemeli toplulukla konser yapıldığı pek enderdir. İşte böyle bir konseri Burak Tüzün'ın genel müzik yönetmenliğini yaptığı Hacettepe Senfoni Orkestrası, şef Hasan Niyazi Tura yönetiminde 11 Aralık 2019 gecesi verdi. HSO'nun mevcut üflemelilerine okul öğrencilerinden ve 7 müzisyenle Armoni Mızıkası'ndan takviyeler gelmişti.
Richard Strauss'un (1864-1949) 7 No'lu Mi bemol Majör Serenadından sonra, sırada İngiliz besteci Vaughan Williams'ın (1872-1958), dünyada yazılmış ilk tuba konçertosu olan eseri vardı. Fa minör tonalitedeki eseri Williams, 1954'de tamamlayarak Londra Senfoni Orkestrası'na adamıştı.
Bizim dinlediğimiz düzenleme ise Bando Binbaşı Tarık Tal tarafından üflemeliler için yapılmıştı. Solist, Bilkent Senfoni Orkestrası'nın yetkin ve sempatik tubacısı Japon sanatçı Noriyashi Murakami'ydi. Beş yıl önce de Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Edward Gregson'un tuba konçertosunu seslendirmiş olan sanatçı, geçen yıl da Bilkent'te Tolga Yayalar'ın(d.1973) “Anaclasis II” başlıklı bas tuba ve orkestra için zor eserinde bizi icrasına hayran bırakmıştı. Japon sanatçı, özellikle yılbaşı konserlerinde tubasını ışıklı düzenekle süsleyerek yaptığı gösterilerle hep ilgil odağı olmuştur.
Bu kez de, o koca üflemelide tutturduğu entonasyon, elde ettiği tını kalitesiyle başarılı bir seslendirme çıkardı. Eserdeki iki kadansı da tertemiz üfledi. Bis olarak da kendi düzenlemelerini içeren bir doğaçlama ile, tubadan başka hangi sesler çıkarılabileceğini, hangi efektlerin elde edilebileceğini gösterdi. Bu doğaçlamanın girişi vapur düdükleriyle başlıyordu. Büyük alkış alan Murakami, kendisine sunulan çiçeği de tubasının ağzına atarak birkaç kez girip çıktığı sahneden ayrıldı.
Bu sezon HSO'da hayli konser üstlenen, İstanbulDSO Yardımcı Şefi Hasan Niyazi Tura (d.1982), buradaki konserlerinin neredeyse tümünde babası, değerli bestecimiz Yalçın Tura'nın(d. 1934) bir eserine yer veriyor. Bu kez, 1962'de bestelenip, Türk sinema tarihinin önemli köşe taşlarından, Metin Erksan'ın (1929-2012) çektiği Yılanların Öcü filminde kullanılan müzikler seçilmişti. Baba Tura, oğlunun isteği üzerine kurşunkalem yazı biçiminde kağıtta sakladığı notayı bilgisayara geçirerek partileri çıkartmıştı. Böylece müzik 58 yıl aradan sonra ilk kez bir konserde seslendirilmiş oldu. Tura , bir “Teke Zortlatması” motifi ile eski bir “Nefes”i çeşitli sahnelerde değişik bir biçimde kullanmış, bunları çeşitlemiş ve kendi özgün ezgileriyle örmüştü. Dört bölümlük eser, ilk yazıldığı özgün haliyle seslendirildi ve hayrettir, dinleyici bölüm aralarında, diğer eserlerin aksine alkışlamadı, takdirini eser sonuna sakladı!
Konser, Igor Stravinski'nin (1882-1971) Fransız besteci Claude Debussy'nin anısına adadığı Üflemeli Çalgılar Senfonileri başlıklı eserle sona erdi. İsmet Karadeniz'in program notlarından, bestecinin buradaki “senfoniler” tanımlamasını Yunanca kökenindeki “birlikte tınlama” ve “ses uyumu” gibi anlamlarda kullandığını öğrendik. Rus halk ezgilerine dayalı eser tek parça halinde , kendi içinde üç farklı bölümün karşıtlığına dayanıyordu. Konserin sonunda şef Tura, grup şeflerini ve üyelerini teker teker onurlandırarak dinleyiciye alkışlattı, kendisi de alkışı aldı. Doğrudan üflemeli topluluklar için yazılmış eser sayısının sınırlı olduğu söylenebilir. Armoni mızıkaları için büyük eserlerin yapılmış düzenlemeleri var ama önemli olan özgün eser yazılması. Bu dağarı zenginleştirmek bakımından, bizim bestecilere de buradan bir selam göndermiş olayım.
HSO'nun kendi üyelerini ve lisanstan gelen takviyelerinin çoğunu tanıyorum. Ama her konserde yeni bir “çocuk” da keşfediyorum.
Bu kez koranglede Doğa Temelli'nin tertemiz tınısı dikkatimi çekti. Acaba ortaokullu muydu, liseli mi? Kendisini konser sonrası kutlarken sordum, Lise 1 öğrencisiymiş. Kutlamamı mahçup bir biçimde kabul ederken, kendisine ileriki yıllar için başarılar diledim. Bu dilek, Doğa'nın şahsında tüm çocuk ve genç çalgı öğrencilerimiz için geçerli. Çünkü hepsi de kalplerinin bir köşesi gelecek için “ikircikli” biçimde öğrenimlerini sürdürüyorlar.
Beytepe Yerleşkesi'nden ayrılırken bir dileğim de Armoni Mızıkası ile HSO arasında böyle özel konserler için dayanışmanın sürmesiydi.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
12 Aralık 2019, Ankara