CSO'nun salonu 19 Ocak 2018 gecesi tıklım tıklımdı. Devlet sanatçısı Verda Erman (1944-2014) anısına adanmış, uluslararası piyanistimiz Gülsin Onay'ın solist olarak katılacağı iki konserin ilki iptal edilince, tüm yük Cuma'ya binmişti. Fuayede pek çok dost Perşembe konserinin neden iptal edildiğini sordu. Önce bu soruların yanıtını vereyim.
“Açık istihbarat”, tümüyle açık kaynaklardan alınan bilgilerle oluşturulan istihbarattır. Bu yöntemi kullanarak CSO'nun 18 Ocak 2018 Perşembe akşamki konserinin iptal sürecini sizlere aktaracağım:
Verda Erman'ın anısına adanan ve 18-19 Ocak verilecek olan konserle ilgili haberi hazırlarken, 12 Ocak günü CSO'nun web sayfasına girip duyurular bölümüne baktığımda ilk konserin iptal edildiğini öğrendim. Herhangi bir gerekçe belirtilmiyordu. Konserin teke indirildiğinin haberini yaptım:
http://www.sanattanyansimalar.com/cso-19-ocak-ta-verda-erman-i-aniyor/3453/
18 Ocak günü, kadim dost Hıncal Uluç, köşesinde şöyle yazıyordu:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşleri Emine Hanım, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı (CSO) Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içindeki 'Beştepe Millet, Kongre ve Kültür Merkezi'nde 18 Ocak Perşembe gecesi Özel Konser'e davet etmişlerdi. CSO, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı ve First Lady'nin konuklarına konser verecekti, yani..”
Hıncal, CSO'nun 1. şefi Rengim Gökmen'i arayıp çalınacak eserler hakkında bilgi de almıştı:
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2018/01/18/guzel-ulkemden-guzel-haberler
Acaba onurlarına CSO'nun konser vereceği özel konuklar kimlerdi? Cumhurbaşkanlığı'nın web sitesine girip 18 Ocak programına baktım, şu bilgi yer alıyordu:
18.30 Yasama, Yürütme ve Yargı Organları ile Akşam Yemeği (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi)
CSO'nun web sitesinde ana sayfadaki iptal duyurusu da ayrıntılandırılmıştı:
“Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın 18 Ocak 2018 Perşembe günü gerçekleşmesini planladığı konser, orkestramızın başka bir konserde görevlendirilmesi sebebi ile kaldırılmıştır. 19 Ocak Cuma günü konseri planlandığı gibi yapılacaktır.”
Peki, sonra ne olmuştu? CSO ve konserde görevli öteki kuruluş Devlet Çoksesli Korosu üyeleri, sabahtan Külliye sınırları içindeki Beştepe Millet, Kongre ve Kültür Merkezi'ne gitmişler, saat 20.00'deki konser için sahnede konuçlanmışlar, ses provası yapmaya başlamışlar. Saat 11.30 sularında Cumhurbaşkanlığı'nın Kültür-Sanat konularıyla görevli danışmanı gelerek, konserin iptal edildiğini bildirmişti. Müzisyenler de apar-topar enstrümanlarını çantalarını koyup, malzemelerini toplayıp Külliye'den ayrılmışlardı. Yasama, Yürütme ve Yargı Organları ile saat 18.30'daki akşam yemeği ise gerçekleşmişti.
***
Gelelim konsere. CSO'yu yıllardır Ankara Operası'nda çalışan şef Alessandro Cedrone yönetiyordu. Konserin ilk yarısında CSO, Camille Saint-Saens'ın 2 No'lu Sol minör Op. 22 piyano konçertosunda Gülsin Onay'a eşlik etti. Teknik anlamda güçlükleri bulunan, canlı ezgileriyle bestecinin beş piyano konçertosu içinde en beğenileni olan eseri dinleyici çoşkulu alkışlarla karşıladı.
Gülsin Onay bis olarak önce Chopin'in Op. 9 dizisinden 1 numaralı Noktürnü seslendirdi. Bu sevilen eser dinleyiciyi daha da heyecanlandırdı. Onay ikinci olarak da Beethoven'in "sonata quasi una fantasia" başlığıyla yazdığı, “Ayışığı” adıyla tanınan, tamamı bir saati aşan Op. 27 Do diyez minör 2 No'lu Piyano Sonatının ağır bölümünü seslendirerek dinleyiciyi ödüllendirdi.
Verda Erman'ı anma konserinde Gülsin Onay'ın sahneye çıkmasının programlanması yerinde ve anlamlıydı. Çünkü Verda Erman, 6660 sayılı üstün yetenekli çocukların yurt dışında öğrenim görmesiyle ilgili yasa kapsamında İdil Biret ve Suna Kan'dan sonra Paris'e gönderilmişti. Gülsin Onay ise Hüseyin Sermet'le birlikte bu yasa kapsamında gönderilen son yetenekti.
Konserin ikinci yarısında, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un “talihsiz” bir biçimde adını dillendirdiği Peter İliç Çaykovski'nin son eseri, “Patetik” başlıklı Op. 47 Si minör 6. Senfoni'sini dinledik. Bestecinin âdeta kendi duygusal yaşamının bir özetini notaya döktüğü bu senfoni, alışılagelmişin dışındaki yapısı nedeniyle, hep dinleyici tarafından üçüncü bölümün sonunda alkışlanır! Çünkü üçüncü bölüm alışılagelmiş finaller gibi hızlı tempodadır ve görkemli bir kodası vardır. Oysa Çaykovski senfoninin dördüncü bölümünü adagio yazmıştır ve eser, âdeta besteci son nefesini verircesine sönerek tamamlanır.
CSO, bu eseri değişik şefler yönetiminde defalarca seslendirmişti. Alessandro Cedrone, senfoniyi dinamik, yüksek tempolu biçimde yorumladı. Başkemancı sandalyesinde Bilgehan Erten'in oturduğu CSO, tüm gruplarıyla gayretliydi.
İki haftadır CSO, bölüm aralarında alkış yapılmaması için, Bilkent'in uygulamasını örnek alarak, program kitapçığında alkışlanacak yerleri alkış işaretiyle dinleyiciye gösteriyor. Bakalım istenilen sonuca ne zaman ulaşılabilecek. Öncelikle dinleyicinin program broşürünü alması ve programa bakarken işaretleri algılaması gerekiyor.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
19 Ocak 2018