40'lı yılların karikatürlerinden biri öyle sevilmiştir ki, sonraki yıllarda da değişik yerlerde yayımlanmıştır.
O yıllarda yaygın olan akşam gazetelerini üç-beş kuruş okul harçlığı çıkarmak için küçük çocuklar satardı. Karikatür yalın ayak, başı kabak, matris kartonuna sıkıştırdığı gazeteleri koşarak satan bir çocuğu yansıtıyordu. Bağırıyordu çocuk:
“Yazıyooor! Yarınki cinayeti yazıyor!”
Şimdi benimki de bu hesap! Yarınki ( 5 Mayıs 2016) konseri yazıyorum! Hangi konseri diyeceksiniz, çünkü yarın aynı saatlerde iki konser var. Biri Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası'nın 80. Yıl nedeniyle hazırladığı gala konser, diğeri ise Orkestra Akademik Başkent'in konseri. Aynı anda iki yerde birden bulunma olasılığı olmadığına göre, ne yapmalı? HSO'nun konserine gitmeyi çok önceden programıma aldığıma, OAB'in solistlerini de dinlemeyi çok istediğime göre hangi formülü bulmalı?
Tuttum, 4 Mayıs öğleden sonra OAB'in provasına gittim. Tüm solistleri ve eserleri provada çalışma sırasında dinledim, yazıya da karikatüre nazire “Yazıyor!.. Yarınki konseri yazıyor!” başlığını atıverdim.
OAB'in 5 Mayıs saat 19.30'da Bağlıca Yerleşkesi'ndeki konferans salonunda verilecek konserinin solistleri iki kemancı ve dört tromboncu. Kemancılar Leipzeg'deki, dünyanın dokuma tüccarları tarafından organize edilmiş, ilk yerleşik profesyonel orkestrası sayılabilecek Gewandhaus'un Başkemancı yardımcılarından Koreli Yun Jin Cho ile bu orkestraya önce bir yıllığına deneme amacıyla, sonra da asil üye olarak kabul edilen ilk Türk kemancı olan Kıvanç Tire.
Konserin ilk yarısında bu iki kemancı J.S. Bach'ın ve A.Vivaldi'nin İki keman ve Yaylılar İçin konçertolarını çalacaklar. Orkestrayı şef Orhun Orhon yönetiyor. Provada solistler, iki konçertoya da hakimiyetlerini gösterdiler. Öğrencilik yıllarında hem oda müziği, hem de solocu olarak dinlediğim Kıvanç Tire'nin yetişkin bir kemancı olarak ne denli üst bir icracılık düzeyine ulaşmış olduğunu görmek sevindirici oldu. Zaten öyle olmasa Gwandhaus'un sınavını kazanıp, sonra da orkestranın oybirliğiyle asil üyeliğe geçebilir miydi? İki kemancıdan barok dönemin bu iki önemli ve güzel konçertosunu dinlemenizi öneririm.
Konserin ikinci yarısının eserleri ise Mahir Cetiz'in (d.1977) “Introduction and Tango / Giriş ve Tango” başlıklı tek bölümlük parçasıyla, Hollandalı besteci Jan Koetsier'in (1911-2006) Dört Trombon ve Yaylılar İçin Konçertino'suydu. Cetiz'in eserinin daha önce Bilkent'te seslendirildiğini anımsıyorum. Anlaşılabilir çağdaş yazısıyla dünya orkestralarından siparişler alan Columbia Üniversitesi'nde hocalık yapmakta olan Mahir Cetiz'in eserini , kuruluştan bu yana deneyim kazanan ve çıtalarını yükselten iyi müzisyenlerden kurulu Orkestra Akademik Başkent, rahatça çözümlemişti. Eser güzel, icra iyi...
Esas merakım Hollandalı besteci, uzun yıllar Almanya'da orkestra şefiliği de yapmış Jan Kotsier'in eseriydi. Trombon dörtlüsünü, yeni ve çağdaş eserler çalma konusunda her zaman istekli olan BSO'nun grup şefi Cem Güngör, Hacettepe ADK'nda öğrenciliklerini sürdüren Emircan Birgül ve Deniz Dişdiş, bu tür seslendirmelerin her zaman gönüllüsü olan Antalya Opera Orkestrası üyesi Ozan Çelikel oluşturuyordu.
Prova süresince tromboncular, şef ve orkestra en iyi tınıyı yakalamak için çaba gösterdi. Eser, trombonculara ustalıklarını ve bu enstrümandan nasıl yumuşak tınılar çıkabileceğini gösterme olanağı tanırken, bu bakır sazların yaylılarla ne denli uyumlu beraberlik yakalayabileceğini gösteriyor. Kotsier'in başka eserlerini de merak ettirecek bir başlangıç oldu bu. Belki de Ankara'da ilk kez seslendiriliyor.
Başta barokseverler olmak üzere, Orkestra Akademik Başkent'in 5 Mayıs saat 19.30'da başlayacak olan konserini öneririm. Giriş ücretsiz, yeter ki Bağlıca Yerleşkesi'ne ulaşın...