Bazı konserlere öncelikle solist için gidersiniz. CSO'nun 8 Şubat 2018 akşamı konserine de, özellikle Koreli kemancı Soyoung Yoon'u dinlemek için gittim. Daha önce Bartok, Brahms, Sibelius ve Şostakoviç keman konçertolarını dinlediğimiz ve öyle laf ola beri gele değil, gerçekten “yıldız” nitelendirmesini hak eden Soyoung bakalım Prokofyef'in 1. keman konçertosu'nu nasıl seslendirecekti?
Haftanın şefi, birkaç yıldır her sezon çağrılan Polonyalı Wojciech Rodek'di, başkemancı sandalyesinde Bilgehan Erten oturuyordu. Soyoung biran önce sahneye çıksın diye, girişteki Franz von Suppe'nin Hafif Süvari Üvertürü'nün bitmesini sabırsızlıkla bekledim.
Rus besteci Sergey Prokofyef'in, henüz 24 yaşındayken yazdığı ve ancak 10 yıl sonra seslendirilebilen Re majör konçertosunun çekiciliği, geleneksel biçime uymayışıdır. Orta hızda başlayan, şakacı bölümü çok hızlı ve canlı tempoda olan, yine orta hızda tamamlanan konçertonun bir başka özelliği de kemana kadanslar yerine eşlikli bölümlerin yazılmış olmasıdır. Bestecinin alaycı, temasını incelikle işleyen kendine özgü söylemini Soyoung fevkalade yansıttı.
Üstelik eser boyunca, şef solisti kollayacağına adeta solist şefi kolladı ve seslendirmenin mükemmeliyetine bu yönden de katkıda bulundu.
Sahneye çıkıp dinleyiciyi selamladığı andan itibaren yalın duruşu, alçakgönüllü davranış biçimiyle kendini gösteren Soyoung, teknik, müzikalite, eserin özündeki duyguyu yansıtma bakımından mükemmel. Yay tekniği ve çalgısıyla bütünleşmesi olağanüstü. Eser sonunda kendisine verilen çiçeği de ön rahlede başkemancı yardımcısı pozisyonunda oturan İnci Kavruk'a vererek orkestraya teşekkürünü sunmuş oldu.
Teknik güçlüklerle dolu ve solist için çalma süresi bakımından da yorucu konçertodan sonra Soyoung acaba alkışlara karşılık bir bis parçası çalacak mıydı? Yeniden sahneye geldi ve memnun bir yüz ifadesiyle bisini yaptı. Doğrusu ne çaldığını hemen anlayamadım. Acaba Ysaye ya da Kreisler gibi bir dönemin virtüoz kemancılarının bestelerinden biri miydi, yoksa içinde yer yer kulağa çalınan pentatonik ezgiler bunun Batıda kompozisyon öğrenmiş bir Koreli bestecinin işi olduğunun işareti miydi?
Parça Kreisler'in Op.6 numaralı solo keman için “Recitativo ve Scherzo-Caprice”iydi. Bu yer yer neşeli, canlı parça Soyoung'dan bizlere sunulmuş hoş bir ödül oldu.
Önceki yazılarımda Soyoung'un Bilkent'te de bir kez çaldığını yazmıştım ama belleğimin beni yanılttığını, birbirine benzer isimler yüzünden bir başka Koreliyle karıştırdığımı fark ettim. Soyoung, BSO Müzik Direktörü klarnet sanatçısı Nusret İspir'in de dikkate alması gereken bir kemancı.
Şef Rodek, konserin ikinci yarısında Ulvi Cemal Erkin'in 1. Senfoni'sini yönetti. Girişte orkestrayı olması gerekenin üzerinde bir gürlük düzeyine taşıdı. Üflemeli çalgıcıları tek tek alkışlatırken, koranglede yapıtın en önemli üflemeli solosunu çalan Güzin Bilgen'i atlamasına bir anlam veremedim. Sonradan öğrendiğime göre, ilk Güzin Bilgen'i kaldırmış ama onun kalkmasıyla oturması bir olmuş! Ben de oturduğum sıradan bunu görememişim.
Aslında şeflerin bu selama kaldırmaları her zaman bir ölçü olarak alınmamalı. Çünkü orkestralarla iyi geçinip yeniden davet almak isteyen kimi şefler, büyük eserlerin sonunda hemen herkesi selama kaldırabiliyor.
Rodek, eğer eseri, Polonya'da yönettiği orkestralarla da seslendirirse Türkiye'ye olan dostluğunun samimi olduğunu anlayabilirim.
Gene de iyi olan, Avrupa'da çalınan ilk Türk senfonisi olma özelliği taşıyan Anadolu folkloründen esintilerle dolu yapıtı, bir yabancı şefin programına almış olmasıydı. Tahminim bu iş orkestranın önerisi üzerine oldu. Orkestra yönetimi keşke Soyoung'a da bir Türk keman konçertosu seslendirme önerisi getirse. U. C. Erkin, Y. Tura, A. Saygun keman konçertoları ne güne duruyor?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
9 Şubat 2018