Alman şef Claus Peter Flor (d.1953) yönetimindeki Strazburg Filarmoni Orkestrası’nın, 19 Şubat 2020 Çarşamba akşamı İstanbul’da ilk kez sahneye çıktı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu' nun ev sahipliğinde CRR Konser Salonunda özel davetliler huzurunda verdikleri bu konserle salonu dolduran tüm müzikseverlere harikulade bir müzik ziyafeti yaşattılar.
Bu konserii özel kılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Strazburg Belediye Başkanı Roland Ries ve eşi, Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği Kültürel Etkinlik ve İşbirliği Müsteşarı Jean-Jacques Victor ve İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, İstanbul'da bulunan tüm Fransız okullarının müdürleri ve de İstanbul’da yaşayan çok sayıda Fransız'ın da katıldığı sanatın siyaseti ve müzikseveri bir araya getirdiği bir gece olmasıydı.
İBB üst yönetiminden İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut, İBB Genel Sekreter Yardımcı Şengül Altan Arslan da İmamoğlu ile birlikte konseri izleyenler arasındaydı. Bu konserin gerçekleşmesinde büyük emeği olan İBB Kültür Daire Başkanı Hülya Muratlı, İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Serdal Taşkın, İBB Kültür A.Ş. Etkinlikler Müdürü M. Sinan Bolak ve CRR Sanat Yönetmeni Cem Mansur da protokolde yerlerini almışlardı.
Fransa’nın büyük orkestralarından olan ve 1994 yılında “Ulusal Orkestra” ünvanına layık görülen Strazburg Filarmoni Orkestrası, hem Fransız hem de Alman geleneğinin, virtüozitesi yüksek sanatçılardan oluşan, mükemmel temsilcisi niteliğindeki 110 kişilik kadrosuyla salonun tamamını dolduran dinleyiciye Carl Maria von Weber'in (1786-1826) “Der Freischütz” Operası Uvertürü ile açılış yaptı.
Alman romantik dönem opera müziği bestecisi Carl Maria von Weber'in 1817'de yazmaya başladığı 1821'de bitirdiği 3 perdelik operanın uvertürünü Strazburg Filarmoni Orkestrası, deneyimli şef Flor yönetiminde mükemmel seslendirdi.
Strazburg Filarmoni Orkestrası'nın bu özel gecedeki konuğu 2019 yılı “16. Uluslararası Çaykovski Yarışması’’ birincisi Fransız piyanist Alexandre Kantorow'du(d.1997). 23 yaşındaki genç sanatçı eleştirmenlerce "Lizst'in reenkarne olarak yeniden dünyaya gelmiş hali " olarak tanımlanıyor.
C. Saint-Saens'ın (1835-1921) “5. Piyano Konçertosu”nu seslendirmek üzere büyük bir alkış eşliğinde piyanosunun başında yerini alan Kantorow, inanılmaz yetenekli ve "Lizst'in beden bulmuş hali" tanımının hakkını fazlasıyla veren bir piyanist. Genç yaşında edindiği ve konser sırasında cömertçe sergilediği üstün bir tekniğe sahip. Eserdeki zor pasajları o kadar rahat ve akıcılıkla çalıyor ki, bu rahatlığın yansımasını icrası sırasında yüzünde görmek mümkündü. Eserin nerede ise tamamında gözleri kapalı, ruhunda hissederek, çaldığı müziğin güzelliğini son derece zarif bir şekilde parmaklarına aktarıyordu. Genç piyanistin gam çıkışlarını ya da zorlu arpejleri sanki çocuk oyuncağıymış gibi çalması hayranlık uyandırıcıydı. Parçadaki duygu yoğunluğunu aktarmakta, en az tekniği kadar usta bir performans sergiledi. Özellikle duygulu yumuşak pasajlarda sol pedalı kullanmadaki yüksek becerisi parçayı hafifleterek ,daha da duygulu çalmasıyla fark yaratıyordu. Forte (kuvvetli ) akorlarda sağ pedal tekniği ve yine sol pedal kullanımındaki balansı çok iyiydi. Gözüm özel üretilmiş gibi gözüken ayakkabısına takıldı. Sanki ayakkabının sol topuğu normal iken ile sağ topuğu pedal kullanırken dengeyi daha iyi sağlasın diye farklı yapılmıştı. Abartıdan uzak bir icra sergiledi. Ama parçanın gerektirdiği ölçüde vurgulu yerlerinde piyanoyu sallaya sallaya, duygu yoğunluğu yüksek olduğu bölümlerde ise yumuşacık çaldı. Yaklaşık 30 dakikalık eseri soluksuz izlediğik ve performansın nasıl başlayıp nasıl bitiğini anlayamadık.
Kantorow'un eseri bitirmesiyle salon alkışlarla ve " Bravo" sesleriyle adeta yıkıldı. Defalarca sahneye davet edilen Kantorow, Stravinsky'nin “Ateşkuşu Balesi”nin piyano düzenlemesini bis olarak çalarak tekrar büyük alkış aldı.
Alexandre Kantorow, Danill Trifonov'dan (d.1991) sonra 'Çaykovski Yarışması'nda hem birinciliği hem de Grand Prix'yi kazanma başarısını gösterebilen ikinci kişi. Konser arasında, sohbet etmek amacıyla odasında sanatçıyı ziyaret ettim. Gördüğüm ve konuştuğum Alexandre Kantorow dünyevilikten uzak, tamamen sanatıyla yaşayan ve var olan bir sanatçı profil çiziyordu. Sahneye çıktığı sıradan nitelendirebileceğimiz "pantolon - gömlek" kombini bunu doğrular nitelikteydi. Belki sahneye çıktığında kıyafetini yadırgamıştım, ama çalmaya başladıktan sonra herşey adeta kayboldu ve sadece "muhteşem bir müzik " vardı.
Aradan sonra Strazburg Filarmoni Orkestrası'ndan şef Claus Peter Flor yönetiminde A. Dvorak 'ın (1841-1904) 8. Senfoni'sini dinledik. Dvorak'ın 1889'da bestelediği , neşeli ve iyimser tarzda yazılmış senfoniyi orkestra geniş kadrosuyla büyük ustalıkla gümbür gümbür çaldı. Eserin bitmesiyle bu sefer dinmeyen alkışlar orkestra ve şef için salonu inletiyordu. Uzun süren alkış tam hafiflemişken Şef Flor hiç bir belirti göstermeden birden arkasına dönüp Brahms'ın 5 No'lu Macar Dansı'nı seslendirmeye başladı. Tüm gece bir şefe yakışan üslup ve ölçü içinde mükemmel bir yönetim sergileyen şef, Macar Dansı'nı adeta dans ederek ve dozunda muzipliklerle yöneterek geceyi müthiş bir final ile kapadı.
İnsan ister istemez böyle bir konser dinledikten sonra " keşke hep böyle büyük orkestralar gelse " diye içinden geçirmiyor değil.
Osman Enfiyecizade
23 Şubat 2019, İstanbul