Lech Antonio Uszynski (d. 1986), neslinin gelecek vaat eden viyolacılarından biri olarak tanıtılarak çok genç yaşında müzik kariyerine başlamıştır. Uszynski üstün yeteneği ve enstrümanına hakimiyeti ile her geçen gün kendisine sadece Avrupa'da değil tüm dünya genelinde saygınlık inşaa etmiştir. Günümüzde Lech Antonio Uszynski, tutkulu sanatı ile dünya çapında üne sahip ve virtüözitesi ile kabul gören, son derece yetenekli bir sanatçı olarak bilinmektedir.
Uszynski, 2019 yılı sonlarında Ukraynalı-İsviçreli piyanist Andriy Dragan ile birlikte RCA Red Seal (Sony Classical) için kaydettiği solo albümü “Progetto Gibson” (Proje Gibson) ile otoritelerden büyük övgüler kazanmıştır.
Başarılı viyolacı piyanist Andriy Dragan ile kaydettiği bu albümde viyola repertuvarının en seçkin eserlerinden kabul edilen Benedetto Marcello'nun (1686-1739) "Viyolonsel Sonatı No. 6 Sol Major" , Brahms'ın (1833-1897) "Viyola Sonatı No. 2 Mi Bemol Major", Joseph Joachim' in (1831-1907) "Hebrew Melodies ( İbranice Melodiler )" ve Shostakovich'in (1906-1975) "Viyola Sonatı Op. 147" yer vermiş.
LECH USZYNSKİ ANLATIYOR
Lech, bu albümüne dair çok çarpıcı bilgiler aktarıyor:
"Bu özel repertuvarı seçerken ilham kaynağım, bu kayıtta çaldığım Antonio Stradivari atölyesinde yapılan son viyolaydı ... "Progetto Gibson" albümümde özellikle bu eşsiz enstrümanla tarihsel veya müzikal olarak bağı olan viyola eserlerini seçtim ...
Dinleyicinin sadece bu eşsiz enstrümanın özel ses dünyasını deneyimlemesini değil, aynı zamanda viyola için yazılmış ve bu viyola ile bağı bulunan inanılmaz repertuvarı keşfetmesini de hedefliyordum ...
Hiç şüphe yok ki, 1734'te, o zamanlar doksan yaşında olan Antonio Stradivari Cremona'daki son viyolasına son rötuşlarını yaptı. Bir zanaatkar olarak ve bir sanatçı olarak bu viyolayı olağanüstü renk ve güzellikte bir enstrümana dönüştürdü. Bu viyola tartışmalı bir şekilde Stradivari ve çalışmaları hakkında 1700-1720 yılları arasındaki “altın” yıllarından kalma en değerli enstrümanlardan bir olmasa da, çok daha zengin tarihi bir geçmişe sahip.
Şu anda dünyada ünlü enstrüman yapımcısı Antonio Stradivari'nin atölyesinde yapılmış sadece dokuz viyola günümüze ulaşabilmiş. O nadide viyolalardan biri olan "Stradivari Viyola Gibson-1734" (diğer bir adı Saint Senoch), benim tarafından çalınıyor. Bu nadide mücevher bilenen adını, enstrümanı çalan "Joachim Quartet"in ünlü solisti ve Berlin Kraliyet Akademisi'nde keman profesörü İngiliz George Alfred Gibson'dan (1849-1924) almıştır. Bu geçmiş ile "Stradivari Viyola Gibson" şu anda dünyanın en değerli müzik enstrümanlarından birisi olarak kabul edilmektedir.
Neden bu eserleri seçtiğime gelirsek seçtiğim eserlerle "Stradivari Viyola Gibson" arasındaki bağları size kısa kısa aktarayım.
Shostakovich' in " Viyola ve Piyano için Sonat , Op . 147" bestecinin ölümünden önce tamamladığı son eseri olması ve albüm kaydımda kullandığım Stradivari viyola, Antonio Stradivari’ nin yaptığı son viyolasında icra etmiş olmamın bu albüme farklı bir anlam ve değer kattığına inanıyorum. Ayrıca bu eserin "Stradivari Viyola Gibson" ın sesinin eşsiz güzelliğini, renk zenginliğini ve bu özel enstrümanın parlaklığını harika bir şekilde ortaya çıkardığı için albümümde yer vermemin başka bir nedeni.
Johannes Brahms'ın "Stradivari Viyola Gibson" ile bağı bestecinin yazdığı viyola eserlerini bu enstrümandan dinlemiş olması. Bu nedenle Brahms'ın "Viyola Sonatı op. 120 Mi Bemol Major" ünü ana eserlerden biri olarak seçtim.
"Stradivari Viyola Gibson"ın Joseph Joachim ile bağı kurucusu olduğu "Joachim Quartet" te birlikte çaldığı arkadaşı George Alfred Gibson geliyor.
"Stradivari Viyola Gibson"ın barok besteci Benedetto Marcello ile olan bağı ise sanatçı tarafından çello için yazılan "Sonat No 6 Sol Majör" eserini George Alfred Gibson'ın çok beğenmesi ve bu eseri kendisi çalmak için viyola ve piyano düzenlemesini yapmasına dayanıyor. Düşünsenize bu eserin düzenlemesini ve ilk icrasını bu viyola yapmış.
Bu kıymetli enstrüman bilinen ya da bilmediğimiz müzik tarihinin birçok önemli olayının canlı tanığı, işte bu sebeple bu albüme " Gibson Projesi" adını verdim.
Neden "Progetto Gibson - Gibson Projesi " ?
"Stradivari Viyola Gibson" gerçekten çok özel bir viyola. 1734'ten kalma bu enstrümanla tarihsel bağlantısı olan eserler bu albüm projemde bana ilham verdi.
Hayal edin ki Brahms, George Alfred Gibson bu harika enstrümanı çaldığında o odada bulunmuş, bu enstrümanın eşsiz tınısına şahit olmuş. Biliyorsunuz ki Brahms başlangıçta Viyola Sonatı No. 2 Mi Bemol Major' ü klarnet için yazmıştı. Besteci klarnetten vazgeçip viyola için yazarken kafasının içinde "Stradivari Viyola Gibson"ın eşsiz sesini duyup duymadığını merak ediyor insan. Joseph Joachim, viyola için "İbranice Melodiler Op 9" unu bestelerken Gibson’ın enstrümanının tonal güzelliğini düşünüyor olabilir miydi? Ne de olsa Gibson viyolasıyla Joseph Joachim ve onun efsanevi yaylı çalgılar dörtlüsüyle oda müziği yapmıştı.
Albümüme dair yaptığım hazırlık çalışmaları ve araştırmalarım sonucu elde ettiğim tarihsel bilgiler ve bu bilgilerin tetiklediği hayal dünyam bu albüme en uygun ismin "Progetto Gibson - Gibson Projesi " olacağına karar verdik.”
***
ESERLERLE İLGİLİ NOTLAR
"Benedetto Marcello - Viyolonsel Sonatı No. 6 Sol Major"
Venedikli genç bir Vivaldi çağdaşı avukat ve aynı zaman da besteci olan Benedetto Marcello 1686'da doğmuştur. Marcello müziğin yanı sıra on dört yıl boyunca Venedik'in Yüksek Adalet Divanı olan “Forty Konsey Üyeliği” ni sürdürmüştür. Avukat besteci dört bölümlük "Sonat No.6 Sol Majör" ü orijinal olarak çello için yazmıştı. George Alfred Gibson bu eserin viyola ve piyano için uyarlamasını yapmıştır. Bu düzenlemenin ilk kaydı ve dünya prömiyeri bu albümde yapılmıştır. Bu albüm bu Gibson’ın düzenlemesinin dünya prömiyeri kaydıdır.
Marcello' nun bu çalışmasında , içinde bulunduğu ses dünyası açısından, 18. yüzyıl müziğinin hafif ve zarif tarzını (galant) göz ardı etmeden, barok kontrpuan ile erken klasik duyarlılık arasındaki arabağ, eser boyunca işlenmektedir.
Eserin birinci bölümü Cantabile Adagio’ dur (şarkılı-yavaş), 2. bölümde kanonlarla ve taklit prosedürleri içeren kısa pasajlarla baharatlanmış efervesan olarak tanımlayabileceğimiz bir allegro izler. Üçüncü bölüm hüzünlü bir grave iken son bölüm 3/8’ lik hareketli bir allegrodur.
“Johannes Brahms Viyola Sonatı Mi Bemol Major Op. 120 No 2”
Op. 120 Sonatı, Brahms’ın viyola müziği formunda verdiği son eseriydi. 1894’ te viyola, klasik müzik dünyasında sahip olduğu renk yelpazesi sonuna kadar kullanılan virtüöz bir solo enstrüman olarak göz kamaştırıyordu.
Brahms’ ın bu eserinde açılış bölümünü büyüleyici bir ikinci konu takip eder. Bu bölüm boyunca, piyano ve viyola ezgileri giderek daha fazla iç içe geçerek büyür ve 100 ölçü kadar sonra özgürleştirici bir etkiye kavuşur.
İkinci bölüm, Mi bemol minörün alışılmadık ve karanlık tonunda, 3/4’ lük bir ezgide bestecinin tipik özelliği olan piyanodaki yoğun akor dokuları ile karakterize edilmektedir. Bu ruh hali, Si majörün son derece orta bölümününkiyle tezat oluşturan, sadece erken ruh halinin kendisini çok hızlı bir şekilde yeniden ortaya koyması için bir hazırlıktır.
Son bölüm, sürekli ve neredeyse görkemli bir 6/8’ lik ile başlar. Altı varyasyon, kendi başlarına Brahms'a özgü olmayan bir yarı saydamlık ve sonuç ortaya koyar. İki enstrüman arasındaki paylaşım artık açılış bölümünde olduğu kadar ateşli değil, daha çok saf oda müziği ruhu içinde birlikte çalan iki enstrümanın izlenimini verir. Eser dingin bir şekilde yumuşak ve rahat bir nota yazılımıyla, bestecinin en temel esaslarına odaklanarak sonlanır.
“Joseph Joachim Hebrew Melodies ( İbranice Melodiler ) Op. 9”
Joachim “İbranice Melodiler” eserini viyola ve piyano için 1854'te besteledi. Besteci bu esere bir de "Byron'ın Şiirlerinin İzlenimleri" olarak bir alt başlık vermiştir. Eser Sostenuto Sol Minor, Grave Do minor, Andante Cantabile Fa Major bölümlerinden oluşmaktadır. Eser her ne kadar romantik dönemde yazılmış olsa da çoğunlukla karanlık tondadır. Besteci bu karanlığı viyolanın üzüntü ve ağıtları ifade etme yeteneğini ortaya koyan bir üslupta yazmıştır. İlk iki bölüm, Sostenuto ve Grave minördür ve melankoli ve acıyla doludur. Eserin üçüncü bölümü Andante Cantabile, orta bölüm daha hızlı ve daha dramatik olmasına rağmen, çoğunlukla pastoral karakterdedir. Her ne kadar eserin adı “İbranice Melodiler” olsa da, ne Joachim’in melodilerinin ne de Byron’ın şiirlerinin İbrani geleneğiyle ortak bir yanı yoktur. Eserin sadece 2. bölümünde viyola için yazılan geçiş ve küçük trillerde ve yarı arkaik piyano bölümlerinde İbrani tarzına yakın şeyler duyulur.
“Dmitri Shostakovich Viyola Sonatı Op147”
Shostakovich 1975 yılında bu eseri yazarken ölümcül bir şekilde hastaydı. Buna rağmen - ya da tam da bu nedenle - bu eser viyola için bestelenmiş en önemli eserlerden biridir ve bestecinin müzik vasiyetini oluşturur. İlk bakışta karanlık bir parça gibi görünse de Shostakovich'in her şeye rağmen müziğinin parlak, hafif ve net olduğunu düşünülür. Açılış bölümünde dinleyici keder ve teslimiyet duyabilir ama aynı zamanda eser öfke patlamalarını da içinde barındırır. Bu tarza, Shostakovich’in ilk çalışmalarından aşina olmasına rağmen, zıtlıklar nadiren buradaki kadar ani ve doğrudan olmuştu. Solist viyolanın tellerini çektiği için (pitzikato), bu bölümün açılışı özellikle çarpıcıdır.
Eserde Alban Berg’in “Bir meleğin anısına” adadığı ünlü keman konçertosuyla bir paralellik olduğu düşünülür. Ayrıca Shostakovich’in kendi bitmemiş operası “The Gamblers” ın yanı sıra Stravinsky “Histoire du Soldat” ın yankıları da vardır. Besteci son bölümde Beethoven’ın “Ayışığı” Sonatından da bir alıntı yapar.
Aslında bu eser Shostakovich’i hayatına ve müziğine baktığı müzikal yolculuğunu yansıtan bir çalışmadır.
ALBÜMLE İLGİLİ NOTLAR
Uszynski Gibson’ın transkripsiyonu ile çaldığı Marcello’nun sonatında ortaya koyduğu hassas tonlama becerisiyle, viyolasının sahip olduğu ses rengini mükemmel bir şekilde dinleyici ile buluşturuyor.
Brahms’ın Sonatı, öncesinde klarnet için yazılmaya başlanmış olup sonra viyola için yazılmış olması sebebiyle iki versiyonunu birbiri ile kıyaslayabilmekteyiz. Eserin viyola versiyonu, klarnet versiyonundan farklı olarak birçok aşağı doğru transpozisyon (göçürme) içermektedir. Uszynski eserde gösterdiği başarılı icrasının yanı sıra eserin sahip olduğu transpozisyonları "Gibson" ın tellerinde başarılı bir şekilde seslendirmiş.
Joseph Joachim’in İbranice Melodileri, viyolanın sahip olduğu ifade kabiliyetini ortaya çıkaran orijinal bir viyola bestesi. Uszynski kayıt performansında eserin barındırdığı karanlığın en koyu tonlarının göz kamaştırıcı varyasyonlarını doğal bir şekilde yayarak onları tam da duyulması gerektiği gibi çalmaktadır.
‘Viyola Gibson’ Shostakovich’in Viyola Sonatı yazmasından yaklaşık 240 yıl öncesine ait farklı bir müzik anlayışının hakim olduğu dönem enstrümanı olsa da Uszynski bu kaydında geçmişle geleceğin harika bir şekilde harmanlanmış. Viyolacı kaydında enstrümanın sahip olduğu lirik nitelikleri çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Andriy Dragan, sergilediği eşlik performansıyla bu iyi planlanmış ve canlı bir şekilde kaydedilmiş albümde dengeli ve destekleyici performansıyla Uszynski’ ye harika bir ortaklık sergilemiştir.
USZYNSKİ KİMDİR?
Avrupa’nın saygın bir müzik dergisi Lech Antonio Uszynski ‘yi “Çalışı abartıdan uzak; tını, doku ve duyguya önem veren tam bir viyola virtüözü” olarak tanımlamıştır. Uszynski neslinin en heyecan verici ve çok yönlü viyola sanatçılarından biri olarak öne çıkmaktadır. Başarılı viyolacı solist ve oda müzisyeni olarak Hamburg'da Elbphilharmonie, Berlin Konzerthaus gibi çok önemli salonlarında sahneye çıktı. Genç viyolacı aynı zamanda uluslararası festival ve etkinliklere en çok davet alan sanatçılardan birisi. Lech 2010'dan beri en saygın yaylı oda müziği topluluklarından biri kabul edilen “Stradivari Quartet” in bir üyesidir. Sanatçının “Stradivari Quartet” le birlikte yaptıkları uluslararası Avrupa, Asya ve Amerika turneleriyle büyük beğeni topladı. Oda müzisyeni olarak Vilde Frang, Yury Revich, Lars Vogt, Christian Tetzlaff, Benedict Kloeckner gibi bir çok saygın müzisyenle çalışmış ve halen çalışmaktadır.
Lech Antonio Uszynski 1986 yılında İtalya'nın Padua kentinde Polonyalı müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1987'de aile İsviçre'ye taşındı ve orada büyüdü. Müzik eğitimini İsviçre'de alan genç viyolacı Zürih’in Sanat Üniversitesi’nde Ana Chumachenco, Zakhar Bron ve Michel Rouilly gibi duayenlerle ile çalıştı. Ünlü şef ve viyola sanatçısı Rudolf Barshai vefat ettiği 2010 yılına kadar Uszynski’ ye mentorluk yapmış ve destek vermiştir.
Osman Enfiyecizade
20 Şubat 2021, Moda / İstanbul