İyimser mi olmalıyız, kötümser mi? Herşeyden önce çok dikkatli olmalı, riske girmemeli ve kimseyi riske atmamalıyız. Okuduklarımızı iyi anlamalı ve analiz etmeliyiz. Şu son hafta içinde Avrupa'dan iki haber okuduk. Biri Almanya'dan, diğeri Hollanda'dan... Almanya'da yeni normale geçiş içinde Berlin'deki yedi orkestranın yöneticileri ile bilim adamları, sahnede oturma düzeni için hangi önlemlerin alınması gerektiğini belirlediler. Hollanda'da ise 8 Mart'ta Paskalya öncesi Bach'ın St. John Passion'unun icrasına katılan 130 müzisyen ve koristden 102'sinin Covid-19'a yakalandığı ve 4'ünün de yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.
Hollanda'daki duruma “Amsterdam Trajedisi” diyebiliriz. Amsterdam Karışık Korosu'nun (Het Amsterdams Gemengd Koor) üyeleri, şef Paul Valk yönetiminde Hollanda Karışık Orkestrası ile Concertgebouw'un görkemli salonunda verdiği konser sırasında Hollanda'da korona olguları çoktan başlamıştı. Hollanda'da sokağa çıkma kısıtlaması hiç yapılmadı. Konser salonlarının kapatılması ise bu konserden dört gün sonra oldu. Koro 1928'de kurulmuştu ve üyelerinin çoğu 50 yaşın üzerindeydi. Şef Paul Valk dahil, birkaç müzisyenle omuz omuza oturan koro üyeleri peşpeşe pıtrak gibi koronaya yakalandılar. İlk olgu 10 Mart günü saptandı. Ölenlerden biri koronun 78 yaşındaki üyesiydi.
Hollanda'da da Türk müzik camiası da Covid nedeniyle bir kayıp verdi. Concertgebouw Orkestrası'nın yıllarca viyola grup şefliği yapmış olan İmer Saraçoğlu'nu yitirdik: http://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/imer-saracoglu-cenaze-torenine-nasil-katildim/2282/
Almanya'da ise başı müzik kurumu zengini Berlin'in çektiğini gördük. En önde Berlin Filarmoni olmak üzere, toplam 7 orkestra ve opera, bilim insanlarıyla birlikte çalışarak “sahnede olmanın kurallarını” belirlediler: http://www.sanattanyansimalar.com/berlin-de-orkestralarin-calma-standardi-belirlendi/5177/
Ama, kapalı salonda dinleyici katılımıyla konser verilmesi konusunda bir belirti yok. Kapalı alanlarda konsere gelecek kişiler için henüz alınacak önlemler, uzaklıklar vs. belirlenmiş değil. Ve bir süre daha bu salonların açılması beklenmiyor.
***
Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestrası'nın üyelerinden 46'sı, Cumhurbaşkanlığı Konser Organizasyonları çerçevesinde, Berlin'in açıkladığı önlemlere benzer biçimde Hierapolis Antik Tiyatrosu sahnesine yerleşmek üzere, 14 Mayıs 2020 sabahı 8 otobüsle Antalya'dan Pamukkale'ye gidiyor. Kendi özel otolarıyla gitmek isteyenlere de izin çıkmış. Opera Orkestrası “Türk Sanat Müziği” yani halk deyimiyle alaturka şarkılar söyleyecek olan Murat Karahan'a eşlik edecek. Dinleyicisiz çekim ve kaydı yapılacak. Hepsine yapılan Covid-19 testlerinin sonuçları negatif çıkmış. Dileğim, hepsinin bu vartayı “zayiatsız” atlatmalarıdır.
Düşünüyorum da İdil Biret, Rengim Gökmen ve CRR Senfoni Orkestrası üyeleri şanslıymış. Çünkü Türkiye'de “ilk olgunun görüldüğü gün” olarak tarihe geçen 11 Mart 2020 akşamı İstanbul'da konser verdiler. Ogün İstanbul'da henüz bilinmeyen ya da açıklanmamış olgular vardı.
***
Elbette, gidişata göre yeni normale adım adım ilerlenecek. Her sektörün gerçekleri, koşulları ayrı. Meraklılar zaten dijital alanda birdenbire düşünemeyecekleri kadar çok etkinlikle karşılaştılar, karşılaşıyorlar.
Ertelenen festivaller, başta Ankara, Mersin ve İstanbul Müzik Festivalleri daha kesin tarih belirleyemediler. Bizdeki yaz festivalleri Bodrum, İstanbul Opera, Bodrum Bale, Aspendos Opera-Bale Festivalleri hakkında konuşmak için erken. Çünkü Avrupa ülkelerinin, Rusya'nın ve Amerika'nın ne zaman ve nasıl açılacağı, uçuşlara başlayabileceği belli değil.
Sanatçıların sağlığı, tıpkı tüm insanlarımızınki gibi, çok önemli. Sanat sektöründe aceleye gerek yok, “yavaş yavaş acele etmek”, koşulları tarta tarta, bilim kuruluna danışa danışa ilerlemek gerek.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
13 Mayıs 2020, Ankara