Doğumunun 127. ve ölümünün 70. yılında “saygıyla, sevgiyle, şükranla, özlemle” andığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün, bir İmparatorluk kalıntısını çağdaş Cumhuriyete dönüştürme girişiminde, eski kurumların neredeyse tümünü kapatırken, bir tanesine israrla sahip çıkıp Cumhuriyetin yeni bir kurumuna dönüştürmesi özellikle dikkati çekicidir.
Atatürk’ün 1826’da II.Mahmut döneminde kurulmuş olan “Musika-yı Hümayûn”u süratle Ankara’ya taşıması ve yeniden örgütlemesi, müziğe ve genç Cumhuriyet’te alması gerektiği yere verdiği önemi gösterir.
İmparatorluk döneminde son adı “Makam-ı Hilafet Muzikası” olan orkestra, hilafetin kaldırılmasından sadece sekiz gün sonra Ankara'da ilk konserini eski Meclisin karşısındaki Milli Sinema'da vermiştir. "Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti" , süreç içinde askeri-sivil kesimlerin ayrılmasıyla evrilmiş, “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası” Atatürk’ten sonra İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün de desteğiyle günümüzün özel yasaya sahip özerk “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası”na dönüşmüştür.
Bu orkestra ve bir bakıma ondan türeyen diğerlerinin her yıl büyük bir özenle Atatürk’ü ve İnönü’yü anma konserleri düzenlemesinden daha doğal bir davranış olamaz. Bu anmalara, yıldönümü tarihine denk düşen konserin adanmasının çok ötesinde, programlarının hazırlanmasında gerekli özenin gösterilmesi gerekir.
Atatürk’ü Anma Konserleri başta olmak üzere tüm anma ve ulusal günleri kutlama konserlerinde öz-biçim ilişkisini mutlaka gözetilmelidir. Atatürk’ün, besteci ve çalgıcılarıyla Türk müzikçilerinin evrensel düzeyde ürünler vermesini amaçlayan müzik devrimi sürecinde, tüm ilgisizlik ve baltalamalara karşın elde edilen sonuçların, bu anma konserlerinde dinleyici ile paylaşılması önemlidir. En az bir Türk çağdaş bestecisinin eserinin seslendirilmesi, konserdeki şef veya solistin Türk sanatçılardan seçilmesi bu öz-biçim ilişkisinin sergilenmesi için gereklidir.
Cumhuriyet bir “uygar toplum projesi”dir ve “müzik” de o projenin ayrılmaz, önemli bir parçasıdır. Tüm unutturulma, yok sayma çabalarına karşın, Atatürk’ü , büyük önderin amacına uygun biçimde, Cumhuriyeti yaşatarak, uygar biçimde, çarpıtılmamış doğru tarih bilinciyle ve kitlelere mal edilebilmiş müziğimizle anmayı diliyoruz.