Eski yılı uğurlayıp, yeni yılı karşılarken en keyifli saatleri TRT-2 Kanalında Berlin ve Viyana Filarmoni Orkestraları'nın konserlerini canlı olarak izlerken geçiriyoruz.
Berlin Filarmoni 2022'yi, görece ağır bir programla uğurladı. İtalyan ve Rus bestecilerin yapıtlarından oluşan, mükemmel tenor Jonass Kaufmann'ın solist olarak katıldığı konserde, bu tarihî orkestranın kemanları arasında yer alan ilk Türk asil üyesi Hande Küden'i (d.1992) gördükçe kıvandık.
Kameralar ve resim seçici de orkestrayı yakınlaştırdığı sıralarda sık sık Hande'yi gösterdi. Berlin Filarmoni'ye geçmeden önce, konserlerini aynı salonda veren Deutsche Symphoniker'de (DSO Berlin) başkemancılık yapan Hande'yi Berlin Filarmoni'nin üyeleri yapılan oylama sonucu asil üyeliğe getirdiler. Hande, Adana'dan yetişen pek çok kemancı gibi Daniya Kaynova'nın yetiştirip uçurduğu bir kemancıydı. Küçüklüğünden itibaren izlediğim etkinlikleri nedeniyle 2014 için Donizetti Klasik Müzik Ödülleri'nde kendisini “Yılın Genç Müzisyeni” ödülüne aday göstermiştim.
Berlin Filarmoni'de bir de , günün moda siyaset deyimlerinden biriyle, “iltisaklı” bir sanatçı var, orkestranın üç başviyolacısından Naoko Shimizu “Türk iltisaklı”. Bu konserde ön rahlede görev yapan usta viyolacı, uluslararası piyanistimiz Özgür Aydın'ın eşi.
Orkestranın daimi şefi Kirill Petrenko'nun (d. 1972) bu geleneksel konserde de, şef üniformasınını frakla değiştirmediği, o siyah hakim yaka ceketi nedense üzerinden hiç çıkarmadığı dikkatimi çekti. O fraklı, rugan pabuçlu orkestranın önünde, ayakkabıları da siyah spor botlardı. Acaba bir rahatsızlığımı var ayaklarından, yoksa böyle rahat ettiği için mi tercih ediyor?
Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasından sonra Avrupa'da başlayan Rus düşmanlığının klasik müzik alanına da sirayet etmesi üzerine ortaya Kirill Petrenko'nun orkestradan ayrılabileceği iddiaları gündeme gelmişti. Neyse ki, bu komplo teorisi tutmadı. Kirill Petrento Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Omsk şehri doğumlu, öğrenimini ise Avusturya'da yaptığı ve dünyaya oradan açıldığı için Batılı kaynaklarda genellikle Rus-Avusturyalı şef diye anılıyor.
VİYANA FİLARMONİ'DE ABARTISIZ ŞEF
Yeni yılın ilk günü de Viyana Filarmoni Orkestrası'nın Musikverein'deki geleneksel konseri için televizyon başındaydık.
Naklen yayından yarım saat önce müzik yazarı Vefa Çiftçioğlu ile şef Antonio Pirolli'nin sohbetini izlerken bilmediğimiz bazı ayrıntıları öğrendik.
Pirolli'nin orkestranın birinci flütçüsünden duyduğuna göre meğer Viyana Filarmoni, rutin konserlerinde orkestrayı yöneten şeflere ve çalan solistlere bir “kaşe” ödemesi yapmıyor, sadece geliş, gidiş ve kalış masraflarını karşılıyormuş. Herhalde “Bizi yönetmek veya bizimle çalmak yeterli bir ödüldür” diye düşünüyor olmalılar.
Adını uluslararası dolaşımda pek duymadığımız bir şef olan Avusturyalı Franz Welser-Möst'ün (d.1960) başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiş! Kemancıyken geçirdiği araba kazasından sonra enstrümanını çalamaz duruma gelince, öteden beri aklında olan şefliğe yönelmiş. İsveç'te bir orkestra yönetirken Londra Filarmoni'nin başına getirilmiş. Hayli negatif eleştiri alınca bir müddet sonra istifa edip ayrılmış.Zürih Operası'nın başına geçmiş. Şimdi ABD'de de Cleveland Orkestrası'nın daimi şefiymiş. Orada da bir gergin eleştirmenin hücumlarına maruz kalınca, orkestranın girişimiyle o eleştirmen görevinden ayrılmak zorunda kalmış!
Daha önce Viyana Filarmoni'yi iki kez yönetmiş Franz Welser-Möst.. Doğrusu duruşunu ve şefliğini beğendim. Abartılı hareketleri yok, orkestrayı bagedinin yanı sıra küçük göz hareketleriyle yönetiyor, seyirciyi de öyle selamlıyor. Orkestranın önüne geçmiyor, bir parçasıymış gibi davranıyor.
Kendisine sunulan çiçeği de kadın üyelerden birine sunarak, bu şükran nişanesini orkestraya yönlendirmiş oldu.
Programı, özellikle Viyanalı bestecilerin bu konserlerde hiç yer almamış ve az bilinen vals ve polkalardan oluşturmuş olması da bence konseri daha keyifli hale getirdi. Hele baba Strauss'un bugüne kadar hiç duymadığım “Allegro Fantastique” başlıklı yapıtını onca valsin arasında değişik bir orkestra eseri olarak dinlemek hayli ilginç oldu. Konserin son iki yapıtı ise geleneksel olarak her yeni yıl konserinde mutlaka çalınan Güzel Mavi Tuna Valsi ile Radetzki Marşı'ydı. Böylece dinleyici şefin yönetiminde ellerini çırparak yeni yılı selamladı.
Konserin hoş bir tarafı da, 155. senesini kutlayan Viyana Çocuk Korosu'nun da yer almasıydı. Üstelik bu ünlü erkekler korosuna Viyana Kızlar Korosu da eklenmişti.
Avusturya Radyo Televizyonu'nun ara ve fon olarak yaz aylarında hazırladığı çekimler de her yıldakinden biraz farklıydı. Özellikle Viyana Expo'sunun 150. yılı dolayisiyle hazırlanmış kitap bağlamında sunulan eski fotoğraf ve filmlerle oluşturulan bölüm hayli bilgilendiriciydi.
Viyana Balesi üyelerinin sunduğu danslarle zenginleşen görsellik, doyurucu bir yeni yıl konserinin önemli ögelerinden biriydi.
TRT FİLARMONİ'YE NE OLDU?
Birer yüzyılı devirmiş geçmişleriyle sadece Avrupa'nın değil, dünyanın devlerinden olan Berlin ve Viyana Filarmoni'lerin konserlerini izlerken, birden aklıma “Sahi, TRT Filarmoni Orkestrası'na ne oldu?” sorusu geldi.
2022 ilkbaharında TRT-2 kanalına bağlı olarak TRT Filarmoni Orkestrası alayu vâla ile kurulmuş, tanıtım konserinde eski TRT Genel Müdürü İbrahim Eren bir konuşmayla, kendine ait salonu bulunmayan, üyeleri toplama olan bu orkestrayı kamuoyuna cafcaflı biçimde sunmuştu.
Yanlış hatırlamıyorsam, şef Antonio Pirolli yönetiminde bu orkestra iki konser verdi ve bunlar da TRT-2 Kanalından yayımlandı.
Sonra TRT Genel Müdürü değişti, göreve Mehmet Zahit Sobacı geldi, TRT-2 Kanal Koordinatörlüğü'ne de Zeki Şahin getirildi. Kurumda yapılan tüm üst düzey değişiklikleri yandaş medya “yenilenme süreci” olarak nitelendirdi. Ama değişikliklerden sonra TRT Filarmoni Orkestrası'ndan “çıt” bile çıkmadı?
Bir yeni yıl konseri de bu orkestra ile yapılamaz mıydı acaba? Tabii sessizce lağvedilmediyse... Hoş orkestra “toplama” olduğu için, gene son günlerin moda deyimiyle “sırtlarında yumurta küfesi” yok ya...
Umarız CSO'nun Yeni Yıl Konseri'ni çekmişlerdir ve önümüzdeki günlerde yayımlarlar...
Sorulması gereken pek çok soru geliyor akıllara...
Belki bu yazıdan sonra bir açıklama gelir, ya da yetkililerin sessizliği devam eder!
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
1 Ocak 2023, Ankara
İlgili yazılar:
https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/uzgunum-trt/2491/