Oda müziği gruplarının sürdürülebilir ve uzun ömürlü olması önemlidir. Nedir oda müziği? Adı üzerinde, küçük mekânlarda, küçük çalgı gruplarıyla yapılan müzik. 17. Yüzyılda Fransız sarayındaki verilen konserlerden kaynaklanıyor bu terim. 19. Yüzyıl başlarında oda müziği “konser odası için beste” diye tanımlanıyor. Kıta Avrupasında, aile içinde enstrüman çalan bireylerin kendi içlerinde evlerinde yaptıkları müzik, bu türün en içteni, en sıcağı...
Oda müziği yelpazesi keman-piyano ikilisinden başlayıp çembalo takviyeli yaylı çalgılar orkestrasına kadar uzanıyor. Ama oda müziği denilince öncelikle akla kuartet, yâni yaylı çalgılar dörtlüsü geliyor. Ne yazık ki bizde kurulan dörtlüler pek uzun erimli olmuyor, bazıları da sadece Dışişleri davetleri ya da bazı kurumların teklifiyle birkaç konserliğine kurulup sonra uykuya yatıyor.
Şu sıralar, Türkiye'nin tek ödenekli dörtlüsü Borusan, akademik kurum mensuplarından oluşan Nemeth Quartet ve karma bir oluşum gösteren Bozok Quartet, en aktif olanlar. Özsoy Quartet nedense biraz suskun bu dönem.
Bozok Quarteti, 14 Aralık 2015 akşamı, Türkiye Filarmoni Derneği konserleri çerçevesinde CSO salonunda dinledim. Kuartetin kurucusu Ankara Opera Orkestrası’nın konzertmeisteri Tayfun Bozok. Uzun yıllar yurtdışında solist, orkestracı ve öğretim üyesi olarak çalışan Bozok, tanınmış piyanist ve çellistlerle oda müziği çalışmalarına da katıldı. Tayfun Bozok'un 2003 yılında Akdeniz Quartet'i kurduğunu, ikinci kemanda eşi CSO 1. Keman Grubu üyesi Derya Bozok dışındaki üyelerin değiştiğini, Tayfun Bozok'un birkaç yıldır dörtlüye kendi soyadını verdiğini ve yılda en az iki program sunma gayreti içinde olduğunu biliyorum. Topluluk, önce Mersin Akademik Oda Orkestrası'nın çello grup şefi Münif Akalın'ı, sonra da uzun yıllar Atina merkezli olarak oda müziği gruplarıyla çalışmış iyi viyolacı Ali Başeğmezler'i kadrosuna katarak oturaklı bir görünüm kazandı.
CSO'daki dinletileri L. V. Beethoven'in Op, 59 ”Rasumovsky” dizisinden 3 numaralı yaylı dörtlüyle başladı. İkinci eser, Anton Webern'in 1909 yılında yazdığı Op.5 Yaylı Dörtlü İçin Beş Bölüm'den ağır tempolu biriydi. Konser Bedrich Smetana'nın “Yaşamımdan” başlıklı 1. Yaylı Dörtlü'süyle sona erdi.
Topluluk ortaya rafine, temiz, duyarlı bir icra koydu. Giriş ve sonlardaki birliktelikleri mükemmeldi. Çalgılarının doğalarından gelen tonları birbiriyle uyumluydu. Tayfun Bozok'un yeni edindiği Fransız kemanı, ustasının elinde volüm ve ton olarak topluluğa yeni bir kalite katmıştı.
Kendilerini dinleyip takdirlerini sunanlar arasında idol kemancımız Suna Kan da vardı. Sayısal olarak bir oda müziği dinletisi için yeterli dinleyici bulunuyordu ama bir kısmı, ellerindeki programa dahî bakma zahmeti göstermeyip israrla bölüm sonlarında alkışlayarak, topluluk ve bilinçli dinleyicinin yoğunlaşmasını hedef aldılar!
Ankara'da yaylı dörtlü dinletisi pek sık olmuyor. Gerek seçtikleri program, gerekse icra bakımından bize iyi bir müzik gecesi yaşatan Bozok Quartet'e teşekkürler..