Çaykovski’nin masalsı Fındıkkıran balesini yılbaşı yaklaşırken sahnelemek, “klasikleşmiş” bir davranıştır. Genellikle Kasım’da başlar, Ocak sonuna kadar devam ettirilir dünya sahnelerinde. Çocuklar hem klasik baleyi tanır, hem de sahne ve giysi tasarımcılarının gayretleri sayesinde kendilerini masal dünyasının içinde bularak eğlenir, süslü yılbaşı çamıyla da yeni yılı algılarlar.
Ankara’da bu klasikleşmiş davranışı bu kez Modern Dans Topluluğu adına yakışır bir tavırla gösterdi. Modern danslarla bezeli bir dans tiyatrosunu, işin masalsılığını da günümüz sokak gerçekleriyle bağdaştırarak Fındıkkıran’ı sahneye taşıdı.
Süre tam bir saat, arasız, bir perde eseri, Ankara’nın dansçı gelini Anna Jadwiga Akabalı yeni bir öykülemeyle sahneye taşıyan isim. Polonyalı dansçı ve koreograf Anna Jadwiga, topluluğun yeni kuşak dansçılarından Ali Akabalı’nın eşi. Dev bir Fındıkkıran’ı laternanın içine yerleştirip, fındıkları hindistan cevizi yapmış, “iyiler” ile “kötüler”i de günümüz sokak çeteleri üzerinden yorumlayarak çocuklar ve gençler için eğlenceli bir iş çıkarmış.
Çaykovski’nin müziği, bir saate ve modern dans hareketlerinin gereğine göre kesilip biçilmiş, bir saate indirilmiş ama Fındıkkıran’ın temel müziklerinden çok fazla feragât edilmemiş. Sadece farklı kayıtlardan alıntı yapıldığı, zaman zaman kulağa gelen dip sesinden anlaşılıyor.
Sahne ve giysi tasarımı Tülay-Özgür Usta çiftine ait. Tülay Usta, ucuz penye tişört veeşofmanları biraz süsleyerek işin yarısını çözmüş, kalan yarısında da kendi çizimlerini terzihaneden çıkartmış. Terzihaneden çıkan ürünler, Fındıkkıran masalsılığa uygun işler. Özgür Usta da, dansa yeterince yer bırakan önce bir makine dairesi , sonra da röliyef masal kitaplarının sayflarından çıkma bir fonla sahneyi renklendirmiş.İşin içine projeksiyon da eklenerek kar tanelerinin dansı süslenmiş. Özgür Usta’nın dev Hindcevizikıran’ı da, klasik balede kullanılan klasik çizimden yola çıkılarak imal edilmiş, dansçıların uzattığı hindistan cevizlerini yutan mekanizması da gayet iyi çalışıyor!
Eseri izlemeye giderken merakım, kuruluştan bu yana toplulukta bulunan Deniz Alp’in sahnede olup olmayacağıydı. Evet, gene sahnedeydi. Deniz Alp, kendine iyi bakan ve işini seven bir dansçının 40 yaşın üzerinde de sadece karakter rolleri için değil, aktif bir dansçı olarak sahnede isteneni verebileceğinin örneği.
Her yönüyle “ekonomik” bir yapım olduğu anlaşılan MDT-Fındıkkıran, çocuklar ve gençler için biçilmiş kaftan. Ama kişisel tercihim tabii ki Petipa koreografisiyle klasik bir Çaykovski masalıdır.
Fotoğraflar:Şefik Kahramankaptan