Müzikseverler, 1-2 Kasım 2018'de uluslararası piyanistimiz Özgür Aydın'dan şef Rengim Gökmen yönetimindeki CSO eşliğinde Beethoven'in “İmparator” diye anılan 5. Piyano Konçertosu'nu dinlemeyi bekliyorlardı. Ama bu konser iptal edilmek zorunda kalındı. Konserde ayrıca Mozart'ın “Jüpiter” olarak adlandırılan, senfonik veriminin üst düzeyini oluşturan 41. Senfonisi icra edilecekti.
İptal açıklaması CSO Yönetim Kurulu'nca web sitesinde şöyle yapıldı:
“Sezon açılışından önce yoğun yağışlar nedeniyle yaşanan sel baskını sonucu CSO binasının klima, ısıtma ve soğutma sistemleri çalışmamaktadır. 15 gün sürecek tadilat nedeniyle salonumuz kullanılamayacağından 1-2 Kasım 2018 tarihli konserlerimiz zorunlu olarak iptal edilmiştir.
Siz değerli dinleyicilerimizin anlayışı için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.CSO Yönetim Kurulu”
Ama günümüzde resmî açıklamalarla, gerçek nedenler genellikle farklı olduğundan, müzikseverler de öküz altında buzağı aramaya başladılar. Acaba CSO İstanbul Havaalanı'nan açılışında görevlendirildiği için mi bu iptal kararı alınmıştı? CSO konserleri sabote edilmek istendiği için mi tadilat sezon başladıktan sonra yapılıyordu? Ve birçok komplo teorisini dolaşmaya başladı. Bu teorileri, bulunduğum değişik mekânlarda fuayelerde karşılaştığım müzikseverlerden bana yöneltilen sorularla öğrendim!
En doğrusu olup biteni kısaca yazıp herkesi aydınlatmak diye düşündüm:
1-2 Kasım konserlerinin iptal gerekçesi aynen açıklandığı gibidir, doğrudur. Geçtiğimiz yaz meydana gelen yoğun yağışlarda aslen sergievinden bozma CSO binasının alt katı, yâni yönetim bölümlerinin, kantinin, kütüphanenin bulunduğu katı su bastı. En çok kütüphanedeki bazı malzemenin zarar görmesine üzüldüğümü söylemeliyim. Bu su baskını sonucunda, binadaki ısıtma, klima, soğutma sistemleri devre dışı kaldı. Çalışmıyor. Sanırım su baskınının çok etkili olmasında binanın kanalizasyon sistemiyle ilgili bazı sıkıntıların da payı oldu.
Bu çalışma sezon açılışı öncesi yapılıp bitirilemez miydi? Devlet işidir! Kimi devlet işleri “ihalesiz, istenilen müteahhide, gruba veriliyor”, kimileri ise ihale sürecine sokuluyor. CSO'daki tadilat da ihaleye çıkarıldığı için süreç uzun sürdü ve tadilat sezon başladıktan sonra yapılmaya başlanabildi. Ertelense ne olurdu? Konserlerin hazırlıkları, provalar ve konserler kış aylarında sanatçıların ve dinleyicinin sağlığı bahasına soğukta verilemezdi. Çalgıların iyi tınlaması için hem kendilerinin, hem de çalanların belli bir sıcaklığa ulaşması lazım çünkü...
Gelelim İstanbul Havaalanı Terminalinin bir bölümünün açılışında CSO'nun görevlendirilmesi söylentisine... Ben de internette bazı yayınlarda “Açılışta CSO konser verecek” türünden haberler gördüm. Peki, bu konser verildi mi? Hayır! Çünkü, açılışın yapılacağı terminaldeki hazırlanan yere CSO ile Devlet Çoksesli Korosu'nun sığmayacağına, açılışı düzenleyen yetkililer, kimler ise, son ana kadar ikna olmadılar. İlla da CSO ve Koro istendi. Ama sonunda geç de olsa durumu kavradılar ve alelacele İstanbul'dan birkaç küçük grup ayarlanarak tören konserinde çalmaları sağlandı. Yâni CSO, üyeleri, çalgıları ve kargo kutularıyla İstanbul'a kadar gitmek zorunda kalmadı! Gidip de çalsalardı, büyük olasılıkla dinleyiciye verilen sezon açılış konserinden 5 gün sonra Külliye'de görevlendirilerek verdikleri 10 Ekim Resmî Sezon Açılış Konserindeki programın bir bölümünü çalacaklardı.
Durum budur değerli okuyucularım.
Peki, 15 gün sürecek denilen tadilat, öngörülen sürede bitirilebilecek mi? 16 Kasım'daki Türkiye ve Romanya diplomatik ilişkilerinin 140. yıldönümü konseri CSO Salonu'nda verilebilecek mi? Konuk kemancı Alexandru Tomescu, Romen besteci Dmitru Capoianu'nun konçertosunu Bujor Hoinic yönetiminde CSO eşliğinde seslendirebilecek mi?
Bu sorulara şu anda yanıt vermek kolay değil. İnşaat işidir, bir kez kazma vuruldu mu, karşınıza ne çıkacağı belli olmaz. Kanalizasyonla ilgili sorunun giderilmesi için tüm alt katın döşemesini kaldırmak gerekebilir. Eğer iş yetişmezse, karar CSO Yönetim Kurulu'na kalıyor, 16 Kasım konseri ya iptal edilir, ya da bir başka salona alınabilir. Benden bir öneri, eğer müsaitse ODTÜ Kemal Kurdaş Salonu olabilir.
Tüm sanat kurumlarımıza her an yaşayabilecekleri bu tür (veya başka tür) gelişmeler karşısında kolaylıklar diliyorum.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
31 Ekim 2018