Bazı konserler, düzenlenme nedeni ve seslendirilen yapıtların önemli özellikleriyle belleklerde iz bırakır, ayrıca gençler için öğretici olur. Genel Müzik Yönetmenliğini orkestra şefi Prof. Burak Tüzün’ün yaptığı Hacettepe Senfoni Orkestrası’nın 4 Aralık 2024 akşamı verdiği konser tam da bu saptamayla çakışır nitelikteydi. Musiki Muallim Mektebi’nin 100. Yılı kutlaması için düzenlenmişti, programda Cumhuriyet döneminin ilk piyano konçertosu ile ilk senfonisi yer alıyordu. Yapıtların ikisi de MMM ve daha sonra Ankara Devlet Konservatuvarı’nın eğitimcilerinden Ulvi Cemal Erkin’e ( 1906-1972) aitti.
Konserin açış konuşması için duayen eğitimci, Gazi’den emekli, MÜZED’in Onursal Başkanı Prof. Dr. Ali Uçan davet edilmişti, Uçan geçtiğimiz 1 Kasım günü düzenlenen bir başka toplantıda yaptığı öğretici bilgiler ve saptamalarla bezeli aynı konulu konuşmasını yineledi, salondaki dinleyicilerden büyük alkış aldı. ( Metnin tamamı için: https://www.sanattanyansimalar.com/mmm-bir-ataturk-ve-cumhuriyet-mucizesidir/8030/
Bu konserde orkestrayı şef Rengim Gökmen yönetiyordu, solist ADK Müzik Bölümü Başkanı piyanist Demet Akkılıç’tı. Akkılıç aslında bu konçertoyu geçtiğimiz sezonun kapanış konserinde seslendirecekti ama beklenmeyen bir sakatlık nedeniyle program bu sezonu alınmış, anlam bakımından iyi bir güne oturtulmuştu.
Başkemancı sandalyesinde Burcu Zorlu’nun oturduğu, değişik sınıflardan öğrencilerle takviyeli HSO, Erkin’in eşi ve yıllarca hem MMM, hem ADK’da birlikte görev yaptıkları Ferhunde Erkin (1909-2007) için hazırladığı dört bölümlü konçertoda, özellikle Anadolu halk müzik ve oyunlarından esinlenilmiş ezgiler dikkati çeker. Özellikle üçüncü bölümdeki Horon, yapıtın alamet-i fârikası gibidir.
ERKİN’İ ALFRED CORTOT YÖNLENDİRMİŞTİ
Yapıt Cumhuriyet döneminde bestelenen ilk piyano konçertosu olmanın ötesinde, Türkiye’nin tarafsız kaldığı ikinci dünya savaşı yıllarında, 1943’deki prömiyer sırasında dinleyen Nazi Almanyası Ankara Büyükelçisi Von Papen’in çabasıyla Berlin’de seslendirilmiş, Erkin’ler savaşın dehşetini yaşadıkları bir yolculukla İstanbul-Atina-Viyana üzerinden uçak ve tren yolculuklarıyla Berlin’e ulaşmış, konserden önceki geceyi müttefik kuvvetlerin hava saldırısı nedeniyle sığınakta geçirmişlerdi. ( Ayrıntılı öykü için bkz:
https://www.cumhuriyetkitap.com.tr/cumhuriyet-in-muzik-onculeri-10-portre )
Erkin’e bir piyano konçertosu yazmasını öneren Paris’teki hocalarından 20. Yüzyılın önemli piyanisti Alfred Cortot idi. Yapıt 1943 yılında CHP’nin düzenlediği “Sanat Mükafatı” yarışmasında ödülü, A. Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu ve H. Ferit Alnar’ın Viyolonsel Konçertosu’yla paylaşmış, ancak dokuz kişilik jürinin oylamasında en fazla oyu Erkin’in konçertosu almıştı.
Demet Akkılıç, yapıtı Gökmen yönetimindeki HSO’nun eşliğinde başarıyla seslendirdi. Kendisini kutlamak için kulise gittiğimde henüz gelmemiş olduğunu gördüm. Meğer henüz sahneden kulise geçememişti, çünkü kalabalık bir öğrenci ve hayran grubunun kuşatması altındaydı. Bu kuşatmayı yararak kendisini kutlayabildim.
Konserin ikinci yarısındaki Erkin 1. Senfoni öncesinde şef Rengim Gökmen kısa bir konuşma yaptı, Erkin çiftinin müzisyenliğinin yanısıra “insan” özelliklerinin güçlülüğüne dikkati çekti. Kendisi 9-10 yaşındayken konservaturdaki hocalara yılbaşı tebriği gönderdiğini, buna sadece Ferhunde ve Ulvi Cemal Erkin’in ayrı ayrı cevap yazarak karşılık verdiğini anlattı.
YURTDIŞINDAKİ İLK TÜRK SENFONİSİ
1. Senfoni de, Cumhuriyet döneminde Türk bestecilerinin klasik geleneksel senfoni formunda verdikleri ilk yapıttır. l Erkin, yapıtıi 1944-1946 yılları arasında özenle besteledi. Riyaseti Cumhur Orkestrası şefi Dr. Ernst Praetorius, seslendirmek için sabırsızlanıyordu. Ancak âni ölümü üzerine şefliği de besteci kendisi yapacak ve yapıt Cebeci’deki ADK’nın günümüzdeki Muhsin Ertuğrul adını taşıyan salonunda seslendirilecekti. Radyodan yapılan naklen yayında yapıt yabancı müzikçilerin de dikkatini çekmişti. 1. Senfoni ertesi yıl, 1947’de Prag Bahar Festivali’nde gene besteci yönetiminde seslendirildi, eleştirmenler tarafından festivalin en güçlü yapıtı seçildi. Bu konserle yapıt yurtdışında seslendirilen ilk Türk senfonisi olma ünvanını da kazanıyordu.
HSO’nun Gökmen yönetiminde güçlü icrası ile, yapıttaki bazıları belirsiz, bazıları daha vurgulu Türk müziği atıflarını algıladık. Nasıl Dvorak’ın Yeni Dünyadan senfonisinde bir korangle solosu öncelikle anımsanırsa, Erkin 1. Senfonide de ikinci bölümdeki korangle solosu dikkati çeker. Soloyu orkestranın öğrenci üyelerinden Asya Güngör mükemmel seslendirdi. Nitekim yapıt sonunda şefin öncelikle kaldırıp alkışlattığı ilk orkestracı oldu.
Yoğun alkışlara karşı şef Gökmen, yapıtın partitürünü kaldırarak, esas alkışın besteciye olduğunu vurgulamış oldu.
Bu anlamlı konser için, programlayıcısı, şefi, solisti, orkestra üyeleriyle tüm emeği geçenleri kutlamak gerek.
BAZI İLGİNÇ NOTLAR
Erkin ailesinden, kızları İçten Erkin, konser için İstanbul’dan gelmişti. İçten Hanım, zaten belirli aralıklarla Ankara’ya gelerek, aynen koruduğu baba evini kontrol eder. Şef Gökmen de , İçten Hanımın dinleyiciler arasında olduğunu herkese duyurdu. O da, tıpkı rahmetli anne-babası gibi ön sıraları tercih etmemiş, ortalarda bir yere oturmuştu. Biz de arada koridorda karşılaşıp görüştük.
***
Konser dinleyicilerinden Demet Akkılıç’ın öğrenciliğindeki hocası Semra Kartal, eski piyano hocalarından Nurten Taşpınar, piyano bölümünden Aylin İpekçioğlu, Binnur Ekber, Elif Akar, Oya Ünler Bayka, viyolonsel hocalarından ve eski müdürlerden Ali Doğan görebildiklerim arasındaydı. Nurten Taşpınar’ı görünce, aklıma yıllardır ABD’de olan piyanist kızı Ayşe Taşpınar (yanda) geldi. Benim kızım şimdi 49 yaşında, kimbilir Ayşe de kaç yaşına geldi? diye düşündüm. Az sonra, Ayşe’nin aşağıdan tam karşımda durup bana el salladığını görmez miyim? Meğer dönmüş Türkiye’ye, konservatuvarda çalışmaya başlamış. Bu konserin onun açısından özelliği, kendisinin Erkin piyano konçertosunu ABD’de çalan ikinci piyanist olmasıydı. 2022’de Los Angeles’ta düzenlenen bir kültürlerarası müzik konserinde yapıtı seslendirmişti. Yapıtı ABD'de ilk seslendiren ise New York Senfoni ile piyanist Benal Tanrısever'di.
***
HSO’da ilk kez bu konserde seslendirme sırasında salona girilip çıkılmaması, sessiz izlenmesi, yapıtların bölüm aralarında alkışlanmaması yolunda hazırlanan metnin, sahnede bir görevli tarafından okunduğuna tanıklık ettim. Uyarının dinleyiciler tarafından anlaşılmış ve uygulanmış olması sevindiriciydi. Ama gene de birkaç patırtı duyduk, herhalde elden düşen cep telefonlarının tahta ile temas ettiğinde çıkan sesti.
***
HSO’nun yeni yıl konseri, 28 Aralık 2024 akşamı, gene şef Rengim Gökmen yönetiminde yapılacak. Bakalım nasıl bir program uygulanacak?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Aralık 2024, Ankara