Devlet senfoni orkestralarında basılı program kitapçığı geleneğinin, değişik nedenlere bağlı olarak Bakanlıkça kaldırılması, hayli şikayet konusu olmuştu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın seçilmiş yönetimi, bu konuda ilgililerle görüşmelerde bulunduklarını ve yeni sezonda yeniden basılı konser program kitapçığı uygulamasını başlatacaklarını bildirmişti. Uygulama yeni sezona kalmadan başlamış oldu. Önceki hafta rastlantısal olarak farketmiştim, program kitapçığı basıldığını.. 29 Mayıs 2022 akşamı ise basılı programlar fuayelerdeki standlara yerleştirilmiş olarak duruyordu. CSO yönetimini kutlarım.
Program kitapçığının tasarımı da biraz değiştirilmiş, eni biraz genişletilmiş. İçerde Atatürk'ün fraklı ve silindir şapkalı bir fotoğrafıyla altında “Sanatçı uzun çalışmalardan, çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır” yazısı yer alıyor. Umarım devlet kurumlarında çalışan sanatçılar 6300 ek gösterge konusunda da, Sayın Cumhurbaşkanı'nın “önemli kesim” diye nitelendirdiği kesimin içinde yer alır, maaş ve emeklilik hakları bakımından bir kazanım elde edebilirler.
Kitapçıkta daha sonra yanda fotoğrafına yer verdiğim akış sayfası geliyor, sonra da şef ve solist özgeçmişleriyle çalınacak yapıtlar hakkındaki notlar. En arkada da her zaman olduğu gibi o hafta orkestrada görev alanların gruplara göre listesi.
Şimdi dinleyicinin de programdaki akış sayfasına bakıp, çok sevdikleri alkışlamayı, oradaki alkış işaretlerinin bulunduğu doğru yerlerde yapmaları gerekiyor.
CSO aslında kendi normal sezonunu tamamladı. 29 Mayıs 2022 akşamı verdiği konser, Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamındaydı. Bir akşam önce de Resim Heykel Müzesi'nde festival açılışında çalmışlardı. Şef kürsüsünde orkestranın 1. Şefi Cemi'i Can Deliorman'ın, başkemancı sandalyesinde Menevşe Aydoğdu'nun bulunduğu konserin programında , geniş kadronun yer alacağı üç yapıt vardı.
Konser, 50. ölüm yılında anmakta olduğumuz Ulvi Cemal Erkin'in ((1906 – 1972 ) en ünlü ve sık çalınan yapıtı olan Köçekçe ile başladı.
Osmanlı dönemindeki haremlik-selamlık düzeninde erkek ve kadınların bir arada eğlenmeleri hoş görülmediğinden erkek eğlencelerinde kadın kılığında oynayan “köçek”lerden adını alan bu yapıtı Erkin, eğlencelerde çalınan çeşitli havaları birbirine ustaca bağlayarak bestelemiş. Erkin'in “dans rapsodisi” olarak nitelendirdiği yapıtı CSO deneyimli ve genç üyelerinin olumlu birlikteliği içinde Deliorman yönetiminde enerjik biçimde seslendirdi.
Konserdeki ikinci yapıt, gelişiyle müzikseverleri heyecanlandıran kemancı Maxim Vengerov, bir dönem Almanya'da asistanlığını yapmış kemancı-viyolacı Özcan Ulucan ve oda müziği partnerlerinden piyanist Birsen Ulucan'la birlikte icra edecekleri Ludvig van Beethoven'in (1770-1827) Do majör Üçlü Konçertosu'ydu.
Şimdi hemen “Peki çellist nerede?” diye soracaksınız. Özcan Ulucan yapıtın çello partilerini viyola için uyarlamıştı. Böylece bu konçertoyu ilk kez bu versiyonuyla dinlemiş olduk. Maxim Vengerov (d.1974) yüzyılımızın önde gelen kemancıları arasında yer alıyor ve bunu hakettiğini icrasıyla gösterdi. Özcan Ulucan (d.1973) kemandaki hakimiyetini viyolada da gösteren bir sanatçı. Günümüzün iyi yorumcularından. Vengerov'la birlikte çalıştığı ve birbirlerini iyi tanıdıkları için, üçlünün iki yaylısı olarak dinleyicinin büyük alkışından paylarına düşeni beraberce aldılar. Birsen Ulucan (d. 1970) piyano partilerinde üçlüyü başarıyla tamamladı.
Salon dolu değildi. Bilet fiyatları Bakanlıkça 450, 350, 250 ve öğrenci için de 150 TL olarak saptanmıştı. Son iki gün öğrenci biletinde % 50 indirim yapıldı ama salon gene de dolmadı. Sahne arkası balkon bomboştu, yan balkonlar ve öteki bloklar da dolmamıştı. Buna karşın sanki salon doluymuşçasına güçlüce alkışlandı şef ve solistler.
Solistler bis olarak Adnan Saygun'un ((1907-1991)Demet başlıklı keman-piyano yapıtının prelüdünü seslendirdiler. Özcan Ulucan, bölümü keman, viyola ve piyano için düzenlemişti. Açıklama yapan Birsen Ulucan, yapıtın tamamını Almanya'da birlikte çalıştıkları sırada Vengerov'a çaldıklarını, sanatçının prelüdü çalmayı istediğini söyledi.
Keman ve viyola ile piyanonun tınıları, inanılmaz netlikte ve güzellikte CSO'nun ana salonuna yayıldı. Büyük alkışa karşılık solistler dinleyiciyi selamlarken, Vengerov, ilk kez geldiği Ankara'da orkestrayı ve salonu mükemmel olarak nitelendirerek bir alkış daha aldı. Rusya Federasyonu Büyükelçiliğinden bir grup da sahne kenarına gelerek Vengerov'a büyük bir buket sunarak kutladılar. Vengerov Rus asıllı bir İsrail vatandaşı.
Konserin ikinci yarısında Çek besteci Antonin Dvorak'ın (1841-1904) Amerika yıllarında yazdığı için “Yeni Dünyadan” adıyla tanınan Mi minör Op. 95 Senfoni'sini dinledik. CSO, Deliorman yönetiminde senfoniyi bütüncül biçimde seslendirirken, özellikle flüt, obua, klarnet, fagot soloları temiz tınılarla kulaklara ulaştı.
Salonu, büyük ölçekli yapıtlar seslendirildikçe daha iyi tanıyoruz. Yüksek volümlü bölümlerde, sesler çok uzadığı için birbirine karışıyor. Ağır tempolu bölümler ve sololar çok dahi iyi duyulup algılanıyor. Bu yönleriyle akustiğin çok sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil. Gerekli bilimsel ölçümlerin yapılarak gereken tedbirlerin alınması, camdan yansıtıcıların durumlarının değerlendirilmesinde yarar var gibi görünüyor.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
31 Mayıs 2022, Ankara