Bilkent Üniversitesi'nin Tıp Fakültesi var mı? Yok!
Hacettepe, Ankara ve Başkent Üniversiteleri'nin Tıp Fakülteleri var mı? Var.
Bu saptamayı yaptıktan sonra, rahatlıkla “müzisyen sağlığı” konusunda tıp fakültesi bulunmayan Bilkent Üniversitesi'nin öncülük yaptığını ve bir yılda önemli, kutlanası mesafe aldığını söyleyebiliriz.
Bizim ilkesel olarak önem verdiğimiz bir konudur, eski deyimle “fikr-i tâkip” yani “bir konuyu sürekli izleme”... Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi'nde gitar günlerinde, vücudu doğru çalıştırmak, gitar çalma tekniklerinde hızlı gelişmek için Kağan Korad'ın seminerler düzenlediğini bilen birisi olarak geçtiğimiz yıl, velilere düzenlenen bir toplantıdan haberdar edildiğimde gidip izlemiş ve başlatılan çalışmayı duyurmuştum.
Bu kez bir basın toplantısı düzenlendiği haberi verilince konuyu sürekli izleme ilkesi gereği kalkıp gittim. Bilkent MSSF Müzik Bölümü'nün FONKSİYON Manuel Terapi ve Fizyoterapi Merkezi ile başlattığı programın bu kez velilere değil, basına ve diğer ilgilere tanıtılması amaçlanıyordu. Bilkent MSSF Dekanı ve Müzik Bölümü başkanı gitarist Kağan Korad ile programın fiili yürütücüsü Dr. Erinç Karacehennem Sabuncu birer konuşmayla hem tanıtımı, hem de bu süre içinde varılan sonuçları anlattılar.
Bu aslında çocuk yaşta çalgı eğitimi almaya başlayanlara yönelik bir “koruyucu hekimlik” çalışması. Tedaviden çok, çocukların doğru oturma ve duruş alışkanlıkları edinerek ilerde karşılaşabilecekleri sakatlık olasılığını azaltmayı amaçlıyor. Programdan 110 çocuk yararlanmış. Bu eğitim için ayrılan odanın günlük ziyaretçileri çocuklar eksik olmuyor.
Müzisyenlerin kendi jargonunda “postür” dedikleri duruş bozukluğu yüzde 80'le en fazla rastlanan rahatsızlık olurken, yüzde 75'le “tensçi dirseği”ne rastlandı. Özellikle ortaokul çağından itibaren sakatlanmaya eğilim artıyor ve buna karşı önlem alınması gerekiyormuş. Bir an, geçtiğimiz yıllarda CSO'dan kaç kişinin tenisçi dirseği nedeniyle tedavi görüp uzun süre orkestradan ayrı kaldıklarını anımsadım. Üçüncü sırada ise “düztabanlık” geliyormuş. Bunda son yıllarda ortopedik olmayan uyduruk ayakkabıları yapan veya ithal edenlerin de hayli sorumluluğu olsa gerek!
Korad'ın kendisi, çalgısıyla ve öğrencileriyle uğraşmanın yanısıra gençlik yıllarında ayrıca spor da yaptığı için “Sadece doğru duruş ve çalış için önlem almak yetmiyor. Gençler mutlaka fiziksel olarak vücud dayanıklıklarını arttırıcı spor da yapmalılar” öğüdüne kulak vermek gerek. Burada neler anlattıklarını yazmak yerine, Korad ve Dr. Sabuncu'nun metinlerini SANATTAN YANSIMALAR portalimizin Makale/Bildiri bölümüne yerleştirdim. Tam metin olarak bulabilirsiniz.
http://www.sanattanyansimalar.com/muzisyen-performans-sagligi-programi-uzerine/2805/
http://www.sanattanyansimalar.com/muzisyen-sakatliklarini-nasil-onluyoruz/2806/
Benim çıkardığım sonuç ve önerilerim ise şöyle:
Veliler, çalgı öğretmenleri ve öğrenciler konuyu hafife almamalı.
Özellikle çalgı öğretmenlerinin konuyla ilgili bilinçlendirilmesi, zincirin en önemli halkası.
Bilkent madem başı çekti, FONKSİYON'la birlikte, öteki müzik okullarına yönelik “bilinçlendirme” ekipleri kurarak, duyarlılığın yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir.
Tıp fakülteleri bulunan üniversiteler de, eğer konservatuvar veya müzik eğitimi bölümleri varsa, bu duyarlılığı kendi çalgı öğretmenleri ile çocuk-genç öğrencileri için de göstermelidir.
Şefik KAHRAMANKAPTAN
23 Mart 2017