Başlıkta gördüğünüz “plak gibi çalmak”, bir klasik müzik eserini, hatâsız, iyi ve doğru entonasyonla, bestecinin arzuladığı ve yazdığı tüm ayrıntıları ortaya çıkararak seslendirerek mükemmel bir tını elde eden orkestralar için kullandığımız bir deyimdir. Teknik terminolojide yeri yoktur ama söylediğimizde her müzisyen ve duyarlı dinleyici ne demek istediğimizi anlar. İşte, Orkestra Akademik Başkent, 23 Şubat 2019 akşamı, DenizBank Konserleri dizisinde Joseph Haydn'ın (1732-1809) Re Majör 42 Numaralı Senfonisini, şef Orhun Orhon yönetiminde tam da bu deyime uygun biçimde çaldı.
Orkestrayı, kendi yerleşkesindeki konferans salonu yerine CSO salonunda dinliyor olmak büyük şanstı. Oturma düzeni, dönem müziğinden en iyi sonucu alacak ve iç dengenin en iyi sağlanacağı biçimde ayarlanmıştı. İki keman grubu karşılıklı, viyola ve çello ortalarına yerleşmiş, obua ve koro arkalarındaydı. Kontrbas da viyolonsellerin arkasındaydı. Birinci keman grubunun ön rahlesinde Burcu Marlalı Tokatlı ve Özge Erdem, ikinci keman grubunun ön rahlesinde ise Ana Albero ile Eda Aymergen oturuyordu.
Haydn'ın bu senfonisinin özelliği, sürekli hizmetinde yer alıp neredeyse her hafta bir eser tamamlamak zorunda olduğu Esterhazy sarayındaki resmi kuralların dışına taşan, iyimser, neşeli, mizahî yaklaşımlar içeren ve bestecinin 104 senfonisi içinde “rondo” formunu kullandığı ilk senfonisi olmasıdır. Şef Orhun Orhon, besteci ve eserle ilgili dinleyiciye bilgi verirken, dönem ve karşılaştırma açısından, bu eser yazıldığında Beethoven'in henüz 1 yaşında olduğunu belirtti. Eserdeki frazları hissedilir kılmak için çalıştıklarını vurguladı. Haydn'ın bu orta döneminin başlangıcı olarak nitelendirebileceğimiz eserinin seslendirilmesi sonunda müzisyenlerin birbirlerine sarılarak kutlamaları, sadece bizim değil, kendilerinin de sonuçtan memnun olduğunun göstergesiydi.
Konserin ikinci yarısında bu kez Haydn'ın kendinden 30 yaş kadar küçük arkadaşı W. A. Mozart'ın (1756–1791) Paris'te bestelediği K297b sayılı Senfoni Konçertantı yer alıyordu. Mozart 1778 ilkbahar ve yaz aylarını Paris'te geçirmiş, aldığı eser siparişlerini burada yazmış ve ilkseslendirmeleri de yapılmıştı.
Dört üflemeli çalgının solistliğindeki bir konçerto olan eserde, solistlikleri Anadolu Üflemeli Beşlisi'nin dört üyesi, Ufuk Soygürbüz (Obua). Kıvanç Fındıklı (Klarinet), Hüseyin Uçar (Korno), Ozan Evruk (Fagot) yapıyordu. Açıklama sırasında şef Orhon, Mozart'ın akıl ve zekâsına vurgu yaparak, eserde Fransız dinleyicinin hoşuna gideceği bazı yaklaşımlar da bulunduğunu söyledi. Gerçekten de eserin özellikle son bölümünde ( Andante con variazioni) bu yaklaşımları hissetmek mümkündü. Nitekim eserin Paris'te günümüz magazin tabiriyle “sansasyon” yarattığı kaynaklarda belirtiliyor. Mozart iyi caka yapmıştı! Mozart'ın genel incelik ve zarafetini yansıtan eserde solistler partilerini başarıyla seslendirirken, orkestranın eşlikteki uyumu da iyiydi. Alkışlar, 241 yıl sonra Ankara'da CSO salonundaki çoluk-çocuk dinleyicinin de eser ve icrasından memnun kaldığını gösteriyordu.
Ama sürpriz ise meğer pusuya yatmış bekliyormuş! Dinleyiciler arasında smokiniyle Anadolu Üflemeli Beşlisi'nin flütçüsü Cem Önertürk sahneye fırlamaz mı? Böylece bis parcaları, önce Piazzola-Adios Nonino, ardından güzel bir “Kâtibim” düzenlemesi peşpeşe, konser süresinin birbuçuk saate tamamlanmasını sağladı ve özellikle Kâtibim sonunda flüt ve klarnetin martı çığlığı dahil İstanbul sesleriyle yaptığı final dinleyiciyi eğlendirdi.
Orkestra Akademik Başkent'in sorumlu şefliğini bu sezon üstlenmiş olan Orhun Orhon'un dokunuşlarının ve özendirici çalışmalarının orkestra üzerinde olumlu etkilerini ve icra kalitesinin yükselmekte oluşunu görmek sevindirici.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
24 Şubat 2019, Ankara