İki Romeo-Jüliet dilimi arasına yerleştirilmiş olgun ve zengin malzemeli konçertodan oluşan bir sandviç düşünün. Romeo-Jüliet'lerden üstteki dilim daha ince, alttaki daha tok. Bu nasıl benzetme diye sorarsanız, BSO'nun “Koşulsuz Sevgi” başlıklı konserine bir yakıştırma. Önce P. I. Çaykovski'nin
Romeo-Jüliet'i, arada W. A. Mozart'ın 24 No'lu sonuncu piyano konçertosu ve altta da S. Prokofyef'in Romeo-Jüliet bale süiti. Sheakespeare'in bu tüm zamanların en bilinen hüzünlü aşk öyküsü temel alınarak iki Rus besteci tarafından ayrı tarzlarda yazılmış eserler aynı konserde seslendirilince başlığını “Koşulsuz Sevgi” koymuşlar. Aslında bu öykü, sevgi ötesi bir aşkı içerir.
BSO'yu 23 Kasım 2019 akşamı, Fransız şef Adrien Perruchon (d. 1983) yönetiyordu. Başkemancı bu sezon sıkça gelen Yevgeniy Kostrytskyy idi.
Önce şu aşk hikayesinin iki ayrı bestesine değinelim. Çaykovski'nin müthiş derinlikli ve öykünün ruhunu damardan aktaran eseri mükemmel seslendirildi. Şef Perruchon eseri bellekten yönetti.
Prokofyef'in bale müziğinde ise şefin nota sehpasını gene yoktu. Bu uzun ve küçük sololar nedeniyle ayrıntılı eseri de bellekten yöneteceği anlaşıldı. Üstelik uzun süitte, orkestraların genellikle atladığı bazı küçük bölümler de çalınacaktı. Başlangıçta işler iyi gitti. Şef, çok dinamik, hızlı tempolarla eseri sürüklüyordu ama bir yerde, yaylıların pitzikatolarında orkestra sallandı, neyse ki dağılmadan kendini kurtardı. Perruchon, kendine güvenli, yetenekli bir şef. Piyanoyla başladığı müzikte daha sonra fagotçu ve timpanist olarak orkestracılık yapmış olması da avantajı. Bazı eserleri daha tempolu çaldırmak yakışır ama muhtemel iş kazalarına karşı da dikkatli olmak gerekir. Malum, sürat felakettir.
Konserin solisti ise Sırp piyanist Tamara Stefanoviç'ti (d. 1973). Almanya'da yaşayan bestecimiz Zeynep Gedizlioğlu'nun piyano konçertosunun da dünya prömiyerini yapmış olan, olgunluk dönemindeki piyanist, W. A. Mozart'ın son dönem veriminden 27 No'lu Do minör piyano konçertosunu seslendirdi. Tanınmış solistler senfoni orkestralarıyla konçertoları genellikle bellekten çalarlar. Stefanoviç ise bir tablet kullandı ve klavyenin yanısıra ekrana da dokunarak sayfa çevirdi. Temiz bir seslendirme oldu. Piyanist kadar, orkestranın tahta üflemelileri, iyi seslendirmenin aktörleri oldular.
Dinleyiciden gelen büyük alkışa karşı, bis olarak Fransız besteci Debussy'den bir etüd çalarak sahneden ayrıldı.
Sonuçta bu konserde büyük alkış, bakır ve üflemeli çalgı solocu ve gruplarına...
Bir de fuaye notu: BSO'nun halkla ilişkiler ve tanıtım sorumlusu, aynı zamanda el işi sanatlarıyla uğraşan Yelda Cavga'nın “Monsters/ Canavarlar” başlıklı bez bebek sergisi parter fuayede yer alıyor.
Cavga'nın bez bebeklerinden oluşan canavarların herbirinin farklı estrümanlar çalıyorlar. Kimileri panolarda asılı, kimileri standlara yerleştirilmiş vaziyette sergileniyor.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
24 Kasım 2019, Ankara