Herkes birbirine “yeni yılın 2016'dan daha kötü olmamasını” diliyor. Toplumun hangi psikoloji içinde olduğu bu dilekten anlaşılıyor. Bu psikoloji herkesin evine kapanıp karalar bağlamasını gerektirmiyor. Toplumun biraz morale de gereksinimi var. Yılbaşı konserleri, en azından toplumun müziksever kesimine biraz moral verecek nitelikte. Bilkent Senfoni Orkestrası'nın 28 Aralık 2016 gecesi verdiği Yeni Yıl Konseri, başlığında “Birlik ve Kardeşlik” gibi bir ibare bulunmasa da, en azından salonu dolduran değişik ırk ve dinden insanların çoluk-çocuk birlik ve kardeşlik içinde sanatı, müziği, orkestrayı, solisti, şefi alkışlamasıyla sonuçlandı. Dışarıda yoğun karlı havaya çıkarken insanların yüzü gülüyordu.
BSO'nun bu yeni yıl konserinde sürpriz bir solisti vardı. Afiş ve el kitapçığında “bandoneon solisti” olarak tanıtılan, ancak müzik terminolojisinde özellikle Rusya'da “bayan” olarak adlandırılan butonlu akordeon solisti Moskova doğumlu Aydar Gaynullin (d. 1981), Ankara'da ilk kez sahneye çıktı. Böylece Rusya dışında sahneye çıktığı ülkelere 17. olarak Türkiye'yi de ekledi.
Program, şef Dorian Wilson yönetimindeki orkestranın doğrudan çalacağı parçalarla Gaynullin'e eşlik edecekleri arasında paylaştırılmıştı. Bu bir Buenos Aires-Viyana karmasıydı: Orkestradan polka ve valsler, akordiyoncudan Piazzola ağırlıklı tangolar.
Simge olarak kendisine siyah fötr şapkayı seçmiş olan Aydar Gaynullin, sadece solocu olarak değil, besteci olarak da Rusya başta olmak üzere tanınmış bir sanatçı. Yaptığı film müzikleri, katıldığı yarışmalarda elde ettiği dereceler nedeniyle sayısız ödül sahibi.
Akordeon kadar, butonlu ağız mızıkasını da aynı ustalıkla çaldığını bize gösteren Aydar, butonlu akordiyonu efekt olarak nitelendirilebilecek sesleri çıkarmakta da kullanıyor. Özellikle körüğe hava basarken ve körüğü boşaltırken elde ettiği seslerle parçasının arasına rüzgar efektini sokuveriyor.
Piazzola tangolarının başına eklediği, bizdeki “taksim” niteliğindeki özgün girizgahlar çok başarılıydı. Bis olarak iki ödül kazandığı Ivan Virypaev’in “Euphoria” filmi için bestelediği parçayı çaldı. Kendisine başlıktaki “Siyah şapkalı akordeon şövalyesi” betimlemesini yakıştırdım.
BSO yeni yıl konserlerine bilet bulamayanlara Aydar Gaynullin'in sitesinde yer alan, you tube'da da bol miktarda bulunan videolarını izlemelerini öneririm. Örneğin J. S. Bach'ın org için yazdığı ünlü Toccata ve Füg'ü mutlaka dinleyin. Butonlu akordiyona 8 yaşında başladığına göre, 27 yıllık çalışmanın, emek birikiminin ürününü nasıl topluyor görün...
Konserin bir başka sürprizi bir yılbaşı şarkısının caz yorumuydu. Julian Lupu (trompet), Cem Güngör (trombon), Noriyoshi Murakami (tuba), Rustam Rahmedov (piyano) ve Berk Şençolaklar (bateri), ışıklı enstrümanları ve yılbaşı aksesuarlarıyla sahnede bir “Jingle Bells” döktürdüler.
Orkestranın kadın üyelerinin çoğu renkli giysileriyle sahnedeydi, erkeklerde renk papyonlarla sağlanmıştı. Başkemancı sandalyesinde bu kez, İrina Nikotina raporlu olduğu için Suzan Bezhani oturuyordu. Strauss eserleri dinleyiciye Viyana havasını yansıttı.
Şef Wilson, konserin sonunda sahneden inip dinleyiciler arasından bazı kız çocuklarını seçip sahneye yerleştirdi, bir kızı da vurmalı çalgılar grubuna koydu. Çocuklara sırayla Radetzki Marşı'nı yönettirdi.
İyi bir solist ve iyi bir şefle programladığı bu tipik yeni yıl konseriyle dinleyicisinin gönlünü kazanmayı bildi Bilkent Senfoni...
Fotoğraflar:
Şefik Kahramankaptan
28 Aralık 2016