Açılışına gidemediğim Söbütay Özer Resim Sergisi için takvimimde planlama yaparken, Emin Antik'ten İbrahim Terzioğlu arayıp sergi kapsamında “Zaman Ötesi Bir Sanatçı” başlığıyla düzenleyecekleri panele konuşmacı olarak davet ettiğinde doğal olarak çok memnun oldum, böylece takvim sorununu da çözmüş olacaktım.
4 Haziran Pazar günü Ankara Kalesi'nde sanat çevrelerinin yakından bildiği mekândaki paneli Ümit Yaşar Gözüm yönlendirecek, Prof. Hasan Pekmezci, Prof. Adnan Tepecik ve ben de konuşmacı olarak katılacaktık.
Hasan Hoca, geçirdiği talihsiz kazadan sonra ameliyat ve nekahat süreçlerini atlattı sayılır, artık bu tür davetleri kabul edip gelebiliyor. Eşi Şükran Pekmezci'yle birlikte gelmişlerdi. Yaklaşık 35 kişilik bir topluluk paneli izleyecekti.
Bir Gazili olarak, sonradan kurulan Hacettepe Güzel Sanatlar Fakültesi'ne geçip yıllarca orada ders veren, şu ande emekli olan Prof. Pekmezci, Söbütay Özer'in insanî özelliklerini ve iş disiplinini örneklerle anlattı. Panel yönlendiricisi Gözüm, benden de Söbütay Özer adına düzenlenen resim yarışmalarından söz etmemi rica etti.
Söbütay'ı Hürriyet Dergi Grubu'nun Ankara Temsilcisi olduğum yıllarda tanımıştım. Gruptaki aylık Art Decor dergisinin de temsilcisiydim ve İstanbul ağırlıklı bu dergide atölyeleri Ankara'da bulunan ressamların da yer alması gerektiğine inanıyordum. Ankara'da oturup çoğunu tanıdığı halde açık açık “Ankara'da sanatçı yok” diyebilen kimi sanat tarihçilerin yanıldığını ya da maksatlı olduğunu göstermek gerekti. Her ay bir ressamımızla yaptığım söyleşiler yayımlanmaya başladı. Resimlerini çok beğendiğim Söbütay Özer de listemdeydi. Kendisini atölyesinde ziyaret etmiş, fotoğraflarını da tabloları arasında çekmiş, söyleşimizi yapmıştık. Yıl 1997'ydi. Doku'da açacağı sergi öncesinde yayımlamıştık söyleşiyi.
2000 yılında Çağdaş Sanatlar Vakfı-ÇAĞSAV'ın kuruluş çalışmaları sırasında, kurucular arasında yer almasını önermiştim, memnuniyetle kabul etmişti, böylece dostluğumuz da ilerlemiş ve pekişmişti. Çok dürüst, paylaşımcı, beyefendi, öğrencileriyle en ince ayrıntıya kadar ilgilenen bir hocaydı. Gazi'deki atölyesini salt öğrencileriyle çalışmak için kullanır, kendi resim çalışmalarını atölyesinde yapardı. 2006 sonları ve 2007 başlarında Gazi'de bir resim müzesi kurulması çalışmalarına da aktif olarak katılıyor ve hayli yoruluyordu. Kendisine başımdan geçen kalp öyküsünü anlatmış, muklaka bir kalp kontrolü yaptırmasını tavsiye etmiştim. Ama ne yazık ki 24 Mart 2007'de, o kontrolü yaptıramadan geçirdiği kalp atağı sonucu yitirdiğimizi öğrenmek hepimizi âdeta şoke etmişti.
ÇAĞSAV'da Söbütay'ın anısını yaşatabilmek için ne yapabileceğimizi konuştuk ve iyi ressamlığının ötesinde duyarlı bir öğretmen olarak öğrencilerine gösterdiği özeni de dikkate alarak adına genç resim öğrencilerinin katılabileceği bir yarışma düzenlemeye karar verdik. İki yılda bir, bu yarışmayı üç kez düzenleyebildik. 2012'den sonra koşullar buna pek elverişli olamadı.
Dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'dı ve sergi kataloglarının basımını Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün yasal görevleri çerçevesinde bakanlık üstlenmiş, Günay'da her kataloga bir önsöz yazmıştı. Sergilerin ilkini Gazi'deki müzede, diğer ikisini fikir babalığını ve takipçiliğini ÇAĞSAV'ın yaptığı, Günay'ın da sahiplenerek sonuçlanıp açılmasını sağladığı CerModern'de yapmıştık.
Ertuğrul Günay, eşi Gülten Hanım'la birlikte dinleyiciler arasındaydı. Pek çok eski bakanın aksine, bu makamdan ayrıldıktan sonra sanat ve sanatçılarla bağını koparmayan ender eski siyasetçiler arasında yer alan Günay, aslında Söbütay'la yüzyüze tanışma olanağı bulamamasına karşın hakkında bilgi sahibiydi.
Prof. Adnan Tepecik de, modern sanat ve sanatçılarla Söbütay Özer resmi arasında kurulabilecek ilişkiyi yansıtan karşılaştırmalı görselleri içeren bir sunum hazırlamıştı. İlgiyle izledik.
Tekrar söz verildiğinde, bu kez Söbütay'ın kendi resmiyle ilgili çıkış noktaları, çalışma tarzı ve bazı konuları nasıl seçtiğine ilişkin sohbetlerimizdeki anlatılarından örnekler vererek, başkalarının yorumlarının ötesinde sanatçının kendi duygu ve görüşlerinin de dikkate alınması gerektiğini belirttim.
Panel Ertuğrul Günay, dinleyiciler arasında yer alan Gazi'den ve ÇAĞSAV kurucularından Önder Aydın ile Celal Binzet'in, Ali Düzgün ve Zafer Gençaydın'ın kısaca anlattıkları anı ve değerlendirmeleriyle tamamlandı. Son sözü de Söbütay'ın resim öğretmeni olan kızı Gözde Özer alarak, sergi ve panel için tüm emeği geçenlere teşekkür etti.
Sergi fikri, Önder Aydın'a aitmiş, Perihan ve Gözde Özer'le de ilk teması o kurmuş. İbrahim Terzioğlu'yla panel sonrası sohbet ederken sergideki 84 Söbütay Özer yapıtından 50'sinin şimdiden satılmış olduğunu söyledi. Sergi yaz boyu açık kalacak. Resim meraklılarına ve henüz gitmeyen koleksiyonerlere öneririm.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
8 Haziran 2023, Ankara