At kestaneleri Başkent sokaklarında pıtırdıyarak dökülmeye başlarken, yeni müzik sezonunu 2 Ekim 2024 akşamı, Hacettepe Üniversitesi’nin Beytepe Yerleşkesi’ndeki Ankara Devlet Konservatuvarı konser salonunda açtım.
Aslında orkestraların resmi sezon açılış konserlerinden önce de görevlendirmelerle verdikleri konserler oluyor.
Örneğin CSO Ankara Kültür Yolu Festivali’nin açılış konserini yaptı ama resmi sezon açılışı konseri 4 Ekim’de..
Hacettepe Senfoni Orkestrası da genel müzik yönetmeni Prof. Burak Tüzün yönetiminde Eylül ayında önce üniversitenin açılışında çaldı, ardından UNİ 101 dersi için “Klasik Müzik Dünyasına Giriş” başlıklı iki konser yaptı, sonrasında da anfitiyatroda elektro çellolarıyla Burç Balcı - Murat Başman ikilisini konuk ederek hayli ses getiren bir konser verdi. Öyle ki, sosyal medyada ilk paylaşımlarında Hacettepe’den şikayet eden bir yeni öğrenci bu konserden sonra “Yaşasın Hacettepe” diye bir paylaşım yaptı. Tüm konserlerin programları farklıydı.
Açılış konserinde sunuculuğu Ankara Devlet Konservatuvarı Müdür Vekili Metin Munzur yaptı, belli ki ezberlediği hoşgeldiniz metnini dillendirdi. Sayın Rektörüm, diye başlayıp gerisini sıraladı. Ön sıradakilere baktım, Hacettepe Rektörü yoktu! İyice inceledim acaba başka bir rektör mü var diye… Nitekim Sayın Rektör, ilk yapıtın ikinci bölümü seslendirilirken salona sessizce giriş yaptı. Acaba AMGSÜ Rektörü var mıydı, göremedim, ama rektör yardımcısına koridorda koştururken rastladım!
YUMUŞACIK TUŞESİYLE GÖKHAN AYBULUS
Açılış konserinde HSO’yu şef Rengim Gökmen yönetirken, solist piyanist Gökhan Aybulus’tu (d.1982). Frederik Chopin’in (1810-1849) Mi minör 1. Piyano Konçertosu’nu 20 Eylül’de şef Ender Sakpınar yönetiminde memleketi Eskişehir’de EBBSO eşliğinde seslendiren Aybulus, bu kez Ankara Devlet Konservatuvarı sahnesinde acaba neler hissetti?
Bu soruyu kendime sormamın nedeni, Moskova Çaykovski Konservatuvarı mezunu bu değerli piyanisti ADK’nın kendi öğretim kadrosuna katma fırsatını kaçırmasındandır. Nedense konservatuvar yönetimi Aybulus’a kadro çıkartma işini beceremedi, o da Profesör ünvanıyla Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne gitti.
Seslendirme öncesi, artık basılı program verilmemesinin de etkisiyle, şef Gökmen ve piyanist Aybulus, besteci ve yapıtla ilgili kısa birer konuşma yaptılar.
Aybulus, yumuşacık tuşesiyle yapıtı bellekten mükemmel seslendirdi. Başkemancı sandalyesinde Burcu Zorlu’nun oturduğu Orkestra ise eşlikte, özellikle birinci bölümde ufak tefek aksaklıklar yaşadı. Aybulus tümüyle dolu salondan büyük tezahürat görerek iki bis parçası çaldı, tezahürat gene de dinmedi ama solistimiz bu kez kulise yöneldi.
YENİ DÜNYA’DAN ANADOLU’YA
Konserin ikinci bölümünde ise Çek besteci Antonin Dvorak’ın(1841-1904) dünya orkestralarının gözbebeklerinden biri olan “Yeni Dünya’dan” başlıklı, üç yıllık New York ikameti sırasında 1865’de Amerika’da yazdığı, ilk seslendirmesi gene aynı kentte 1893’te yapılmış Op.95 mi minör senfonisi yer alıyordu.
Şef Rengim Gökmen, dinleyiciye yapıtla ilgili bilgi verirken, 1960’lı yıllardan itibaren Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kendisinin ve ülkenin sanat yaşamındaki önemine değindi, konuşmasına “Sayın Rektörüm, Sayın Bakanım, Sayın Milletvekilleri” diyerek başladı, ki bu doğruydu çünkü Hacettepe Rektörü konserin ikinci yarısında da salondaydı. Hangi bakan, hangi milletvekili var diye gene dikkatlice bakındım. Üç dönem Gaziantep Milletvekilliği ve bir kez Turizm Bakanlığı yapmış olan eski dost Abdülkadir Ateş’i teşhis ettim. Sonra çıkışta koridorda kucaklaştık. Yazılarımı düzenli okuduğunu söylemesi beni çok mutlu etti doğrusu. Böyle gerçek sanatsever eski-yeni siyasetçilerimiz de var.
Şef Rengim Gökmen, bestecinin Amerikan yerel müziklerinden esinle ama alıntı yapmadan yarattığı senfonisinde orkestrayı bellekten yönetti ve ortaya bütüncül, kaliteli bir seslendirme çıktı.
17 YAŞINDAKİ SOLOCU
Bu senfoninin simge bir solosu vardır, ikinci bölümde korangle tarafından üflenilir. Soloyu henüz 17 yaşında ve Lisans 1. Sınıfta Meral Leblebicioğlu’nun öğrencisi olan Asya Güngör mükemmel icra etti. Asya Güngör Senfonide hem ikinci obuayı, hem de korangleyi çaldı.
Yapıtta tam üflemeli çalgıların rolü büyüktür. Doğrusu tüm üflemeliler seslendirmenin başarısı için olumlu katkıyı yaptılar, iyi tınılar elde ettiler. İkinci flütteki Helin Ergin de bunlardan biriydi.
Roni Doğan da korno sololarda temiz tonuyla dikkati çekti. (Yanda)
Yeni gelmişken söyleyeyim. Roni Doğan ile birinci keman grubunda yer alan Hüseyin Turna, CSO’nun 4/B giriş sınavını kazandılar. Bürokratik işlemlerin tamamlanıp sonucun orkestralara bildirilmesini ve göreve başlamayı bekliyorlar. Lisans öğrencilerinden öteki devlet orkestralarının sınavlarını kazananlar da var ve onlar çoktan görev alacaklarI kentlere giderek yerleşme çalışmalarına başladılar.
YA ÖĞRENCİLER OLMASA?
İlginçtir, şu anda Hacettepe Senfoni’nin sahneye çıkan toplam müzisyen sayısı içinde öğrencilerin sayısı, orkestranın kadrolu üye sayısından daha fazla. Kadrolu sayısı 17’si yaylı ve 8’i diğer enstrümanlarda olmak üzere sadece 25. Açılış konserinde ise sahneye toplam 58 müzisyen çıktı, demek ki 33 müzisyen ADK’nın lisans ve lise devrelerinden. Bunlardan 24’ü yaylılarda.. Onlara görev verilmese, HSO pek çok yapıtı seslendirebilecek sayıya ulaşamaz.
Öğrenciler bu başarılarını, kendi öğretmenleriyle birebir çalışmaları yanında HSO’da ve ondan önce HGSO’da (Lise orkestrası) yapılan çalışmalara borçlu. Önemli bilgi ve deneyim biriktirerek merdivenleri tırmanıyorlar. Şef Burak Tüzün’ün orkestra dersleri ile HGSO’ya verdiği önem, bence bir bakıma konservatuvar tarihine de bir saygı duruşu niteliğinde. Umarım bu yeni öğretim yılında ve sezonda da aynı çizgi geliştirilerek devam eder.
PROGRAM NOTLARI ESKİLERDEN…
Dijital olarak karekodla paylaşılmış program broşürüne bakarken bir yeni durum dikkatimi çekti.Geçtiğimiz bir kaç yılda yapıtlara ilişkin notları konservatuvarın müzikoloji bölümü hazırlıyordu.
Bu kez bakınca ne göreyim? Notlar iki “rahmetli”nin imzasını taşıyor. İlk not Faruk Yener’den (1923-2001), ikincisi Ayhan Erman’dan (1928-1999. Eski kitap ve program kitapçıklarından alıntı yapılmış…
Meraklandım, soruşturdum. Efendim, müzikoloji bölümü, “Bu sezon yazamayacağız” demiş!
Müzikolojinin başındaki Prof. Dr. Türev Berki de, yönetimdeki bir takım saçmalıklardan bıkmış olacakki emekliliğini istemiş ve Başkent Üniversitesi konservatuvarında çalışmaya başlamış durumda. Bir başka öğretim üyesi de ilerleme kaydedeceğini düşündüğü AMGSÜ’ne geçmiş. Müzikolojinin başına da müdür yardımcısı Prof. Dr. Cenk Güray vekaleten getirilmiş, ana bilim dalı başkanı da Prof. Dr. Ayten Kaplan.
Demek ki, bırakın yeni ve güçlü öğreticiler kazanmayı, eldekileri kaçırmaya devam ediyor mevcut yönetim. Yani kısaca “kan kaybı”…
GÖKMEN ÜNİVERSİTEDEN EMEKLİYE AYRILDI
Bu konserde dinleyici açısından dikkati çeken bir durum, bölüm aralarında hiç alkışlanmamasıydı. Böylece hem orkestracıların, hem dinleyicinin müziğe yoğunlaşması bozulmadı. Şef Gökmen, birinci ve ikinci balkonlar dahil tıka basa dolu salonda, Hacettepe yanında Ankara MGSÜ ve Ankara Bilim Üniversitesi öğrencilerinin de bulunduğunu söyledi.
Yeri gelmişken, gene bir haber daha verelim. Türkiye Verimlilik Vakfı’na ait bir özel üniversite olan Ankara Bilim Üniversitesi’nin, Prof. Rengim Gökmen’in (d.1955) yeni adresi olması bekleniyor. Gökmen, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’ndaki öğretim üyeliği görevinden emekliye ayrıldı. Ama bazı derslere ve orkestraya konuk olarak gidip gelmeyi sürdürecek. Bilim Üniversitesi’nde geçen yıl bir “Ankara Dersi” başlıklı konferans vermiş olan Gökmen, rektör Prof. Yavuz Demir’in metnini yazdığı, Oğuzhan Balcı’nın bestelediği Yankılı Tepeler1 başlıklı bestenin ilk seslendirilişinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin derlediği orkestrayı yönetmişti. Aynı eser bu yıl İstanbul Devlet Senfoni’nin sezon programında yer alıyor.2 25 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı Konseri’nde seslendirilecek.
***
Hacettepe Senfoni’nin sonraki konseri ,19 Ekim 2024 Cumartesi akşamı verilecek olan “Suna Kan’ı Anma Konseri”. Orkestrayı gene Rengim Gökmen yönecek, solistler ise kemancı Derya ve Tayfun Bozok çifti. Alfred Şinitke’nin Konçerto Grosso’suyla Sergey Prokofief’in Romeo Juliet Süiti’nden seçilmiş bölümler seslendirilecek.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
3 Ekim 2024, Ankara
2 https://www.sanattanyansimalar.com/22-yabanci-sef-idso-yu-yonetecek/7968/