1956 doğumlu olup gazeteciliğe ilk adımlarını AÜSBF-BYYO öğrencisi olduğu 1975 yılında, o zamanların Ankara Basını’nın merkezi olan Rüzgarlı Sokak’ta atan Işık Kansu, 6 Haziran 1978’den itibaren Cumhuriyet Ankara Bürosu’nda çalışmaya başlar. Cumhuriyet’in rotasından ilk saptığı 1991 yılında 5,5 aylık ve yakın geçmişteki kısa ayrılıklar sonrasında “haftada bir kez Ankara Kulisi’ne sığıştırılsa da” hep Cumhuriyet’te kalır. O gün bugündür nitelikli basının önce boyalı basına, sonra magazin basınına, hele hele son 10-12 yılda “çıkarcı-yandaş-yalancı-satılmış” basına dönüştüğü Türkiye’de; neslinin son örneklerinden “çizgili” bir gazeteci olarak yazmayı sürdürmektedir. Ceyhun Atuf Kansu’nun oğlu, Nafi Atuf Kansu’nun torunu olmakla, “bağımsızlık-cumhuriyetçilik-devrimcilik-yurtseverlik-halkçılık-dürüstlük” gibi kavramları zaten genlerinde bulundurmaktadır. Işık Kansu, bu çizgisine koşut olarak yıllardır, bir takım eğitim kuruluşunda dersler vermiş, Ankara’da ve diğer kentlerde aydınlanma toplantı ve söyleşilerine katılmış, birçok ödüle layık görülmüş, özellikle 24-31 Ocak Adalet ve Demokrasi haftalarında etkin görevler üstlenmiştir.
O, Uğur Mumcu’nu rahlesinden geçmiş “araştırıcı gazeteciliği”nin yanı sıra çok üretken bir yazardır da. Toplumsal sorunlara ve gericileştirme kumpaslarına karşı yazdıklarının ya da yayına hazırladıklarının (Ayrıntının İzdüşümü-1996, Emperyalizmin Yeni Masalı Küreselleşme-1996, Buza Yazılan Serüven-1997, Yeni Sağ, Yeni Aldatmaca- 1997, Masaldan Bunalıma Yeni Dünya Düzeni-1999, Ufukta Bora Alabora-2010, Kan Denizindeki Mercek-2012, Rabıtanın Zabıtası-2013, Bir Ortaçağ Hayaleti:Ensarlı Eğitim-2017) yanında; öyküler-denemeler-oyunlar-çocuk kitapları da(Çocukluğa Yolculuk-2002, Bugün Ne Yazsam?-2002, Mayıs ile Eylül-2009, Akasyalı Sokaklar-2007/2016, Geçmişi Silinen Kentler-2011, Yazarların Ankarası-2011, Karabasan-2013) yazmıştır.
İşte bu Işık Kansu kardeşimiz için 6 Haziran 2018’de, gazetecilik mesleğinde 40. Yılını doldurması nedeniyle, sayın Tezcan Karakuş Candan’ın arkalamasıyla TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin arka bahçesinde bir kokteyl düzenlendi. Buluşmayı hazırlayanlardan Çankaya Belediyesi çalışanı sayın Mahmut Aslan’ın yaptığı açılış konuşmasında değindiği üzere, bu kutlamayı 40 yıllık gazetesi Cumhuriyet değil, kendisi ve iki arkadaşı düzenlemişlerdi. Kısacık konuşmanın ardından Işık’a, kendisini halen sevip-sayan bir avuç Cumhuriyetçi (eski Cumhuriyetçi mi desem acaba ?) tarafından bir plaket verildi. Daha sonra sıra sürpriz ödüle geldi. Telgrafhane Yayınları sahibi sevgili Taylan Özbay’ın çabalarıyla çok kısa bir sürede kotarılan ve 45 seveninin kendisiyle ilgili yazdıklarından oluşan “Işık Kansu Cumhuriyet’te 40 Onurlu Yıl” adlı kitap, sevgili Günay Güner tarafından Işık’a sunuldu. Onun teşekkürünü takiben “top patlatılarak” Günay’ın sazına kulak verildi.
Topu patlatan tanıdığım simalar arasında görebildiğim kadarıyla Cumhuriyetçilerden, Özgen Acar, Mustafa Çakır, Sertaç Eş, Osman Selçuk Özer, Mahmut Ilıcalı, Murat Sayın, Necati Savaş; Cumhuriyet dışından ise Erendiz Atasü, Bilsay Kuruç, Daver Darende, Celal Binzet, Yılmaz Polat, Faruk Bildirici, Mustafa Balbay, Tevfik Kızgınkaya, M. İlhan Erdost, Sait Beyhan Çıngı, Güven Baykan, Taylan Özbay, Mehmet Açıktan ve Mehmet Coşkun var.
Sevgili Işık’ın çizgisini, yurtseverliğini, titiz ve araştırıcı gazeteciliğini ve yazarlığını, düzgünlüğünü, dürüstlüğünü, ailesine ve gerçek dostlarına düşkünlüğünü bilenler zaten biliyor. Bilmeyenler de, onun yukarıda sıraladığım onca kitabını ve Cumhuriyet’te “haftada bir” indirilip-daraltılan yazılarını okuyarak öğrenebilirler.
SAVAŞ SÖNMEZ
7 Haziran 2018