Değerli Ahmet Makal bazı orkestralarımızın, değişik yıllardaki Kadınlar Günü özel programlarını inceleyen çok güzel bir inceleme yazısı yayınladı (1). Bu yazıdan, ‘bazen programlarda gerekli özenin esirgenmiş olabildiği’ yönünde edindiğim izlenimin Kadınlar Günü konusundaki olası ‘bilgi ve duygu’ eksikliğinden kaynaklanmış olabileceğini düşündüm.
Kadınlar Günü konusunda hassas biri olarak sadece konserlerde değil pek çok ortamda, pek çok kesimde, başka ülkelerde bile bu karışıklığın olduğunu bildiğimi söyleyebilirim. Bazen bu kadar karıştırmanın bilinçli olarak yapıldığını düşündüğümü de eklemeliyim.
8 Mart 1914 Kadınlar Günü afişinden, Almanya
Bu güne kadar değişik ortamlarda dile getirmeye çalıştığım bilgilerimi bir de bu saygın ve bilinçli topluluk önünde tekrarlamak istiyorum. Karışık ve yanlış bilgiler yıllar içinde gittikçe azalıyor ama pek çok ortamda neyi, neden ve ne için kutladığımızı / andığımızı unuttuğumuz olabiliyor. Günün tarihini bilmediğimizde de günün anlamına uygun olmayan işler ortaya çıkabiliyor.
Sondan başa doğru giderek, başlıklar altında aktarmaya çalışayım.
Birleşmiş Milletler
Birleşmiş Milletler 1945’de kuruluyor; 1960’dan itibaren her yıl özel bir konuyu öne çıkarıp çalışmaların o konuda yoğunlaşmasını sağlıyor. Örneğin; 1960 Mülteciler Yılı, 1974 Nüfus Yılı, 2025 Kooperatifler Yılı olarak belirleniyor. Benzer şekilde, 18 Aralık 1972‘de alınan bir kararla ‘sosyal, politik, ekonomik, kültürel alanlarda kadına karşı eşitsizliğin giderilmesi …’ amaçları ile 1975 yılı Dünya (Uluslararası) Kadın Yılı olarak belirleniyor (2). Kadın Yılı sırasında belirlenen çalışmalara sonraki yıllarda devam edilirken 16 Aralık 1977 tarihinde ‘kadınlar için özel bir gün’ belirlenmesi kararlaştırılıyor. ‘Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ denildiğinde kastedilen işte bu gün.
Ancak konu o kadar basit değil; dünya yüzünde kadınların bir yığın yaşamsal sorunu varken, 1975 Kadın Yılı amaç ve gerekçeleri ortada dururken Birleşmiş Milletler örgütü bu özel günün kapsamını ‘kadınların dünya barış ve güvenliğine, ırkçılık, sömürgecilik ve her türlü yabancı müdahaleye karşı mücadeleleri’ olarak ele alıyor ve günü adını ‘Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü’ olarak belirliyor (3). Bu bile bir ilerleme olarak kabul edilebilir; ancak gerekçe ve isim belirlenirken kadınların esas sorunlardan uzaklaşıldığını / konunun karıştırıldığını aklımızda tutalım.
Ayrıca, kararda bu özel gün için 8 Mart gibi bir tarih belirlenmiyor; ‘her ülkenin kendi tarihsel, ulusal gelenek ve törelerine göre herhangi bir günü seçmeleri’ öneriliyor. Yani uluslararası bir gün için tüm ulusların ortak kutlayacakları bir tarih belirlenmiyor.
Birleşmiş Milletler internet sitesinin ‘Uluslararası Haftalar ve Günler’ sayfasına bakıldığında diğer günlerin yanında ‘kabul edildiği kararın numarası’ yazılı iken 8 Mart tarihindeki ‘Dünya Kadınlar Günü’nün yanı boş (4). Çünkü bu konuda alınmış bir kararları yok.
Günümüzde, sitenin Kadın (UN Women) sayfasında ‘uluslararası barış, sömürgecilik …’ gibi konular yerine ‘kadın hakları, şiddetin önlenmesi, ekonomik, kültürel ve politik eşitlik …’ gibi güncel konulardan bahsediliyorsa, BM Genel Sekreteri 2025 yılı Kadınlar Günü mesajında gerçek sorunlardan bahsediyorsa bunun kadınların yıllar süren yoğun çabaları sonucunda değiştiği unutulmamalı.
Özetlenirse; Birleşmiş Milletler ve Dünya Kadınlar Günü ve 8 Mart denildiğinde bu ikircikli tavırlar aklımıza gelmeli; bu ismi ve tarihi ve günün içeriğini, kadınların, mücadeleleri ile ve hak ederek Birleşmiş Milletlere kabul ettirdiğini unutmamalıyız.
8 Mart efsanesi
‘Kadınlar Günü için 8 Mart’ın seçilmesi’ konusu da başka bir olay; bu konuda pek çok efsane / hikaye uydurulmuş. Sonunda kadın örgütleri kimlerin, neden bu konuyu kurcaladığını araştırmışlar, yalanları sergilemişler, doğruları ortaya koymuşlar.
Yurtiçi, yurtdışı pek çok yerde bu yanlışlar hala anlatılmaya devam ediyor. Bunlara göre; kadın işçiler haklarını almak için 1857 yılında Amerika’da gösteri yapmışlar, polis hunharca saldırmış, 8 Mart tarihli bu olayın 50. yılında kadınlar yine yürümüşler, grev yapmışlar, fabrika patronu kapıları kilitlemiş, çıkan yangında 120 kadın ölmüş, o nedenle 8 Mart Kadınlar Günü ilan edilmişmiş .. falan, vs.
1950’lerin ortasından itibaren yayılmaya başlayan bu tür söylentilerin neden Kadınlar Günü’nün ilanından 50 yıl sonra gündeme geldiği konusu kadın örgütlerinin de ilgisini çekiyor. Araştırıyorlar; başka yayınlar da var ancak en kapsamlı çalışmanın Lilian Kandel ve Françoise Picq tarafından La Revue d’en face dergisinde (sayı 12, Güz 1982, sayfa 67-80) yayınlanan Journee Des Femmes: Le Mythe Des Origines (Kadınlar Günü; Başlangıcı Hakkında Efsaneler) makalesi kabul ediliyor (5).
Yapılan araştırmalarda ‘1857 yılındaki böyle büyük ve önemli bir gösteri’ye, polis şiddetine, yangına Amerikan işçi hareketi tarihini anlatan sayfalarda rastlanmadığı, bu eylemin gazetelerde yer almadığı, Kadınlar Günü kararı alan öncülerin böyle bir geçmişten bahsetmediği anlatılıyor. Bu haberlerin 1950’lerin ortalarında çıktığı belgeleriyle gösteriliyor. O yıllarda sadece Sovyetlere bağlı ülkelerde anılan Kadınlar Günü’nü (bir sonraki bölümde anlatacağım) Sovyetlerden koparıp Amerikalı kadınlara mal etme, kadın hareketinin sol düşüncenin ortaya çıkışından çok daha önce var olduğunu anlatma, ayrıca, örgütlü bir uğraş sonucu değil de kendiliğinden gelişen bir olay olarak gösterme… çabaları olduğu anlatılıyor.
Yukarıda belirttiğim yayında Fransa’dan başlayan bu çabaların hangi tarihte, hangi yayında yer aldığı bilgileri örnekleriyle anlatılıyor.
Özetlenirse; Kadınlar Günü başlangıcının Amerika’daki 1857 tarihli kadın gösterileri, polis kurşunu, kilitli fabrika, yangın, 120 ölü .. gibi ‘heyecan verici’ gerekçelerin gerçeklerle bir ilgisi bulunmadığını, bu söylentilerle ilgili hiçbir ‘kanıt’ olmadığını unutmamalıyız.
8 Mart gerçeği
1800’lerin ikinci yarısında Avrupa’daki sosyalist, komünist siyasi partiler ve işçi sendikaları her yıl bir kongrede buluşuyorlardı; 1864-1876 arasındaki bu buluşmalar Birinci Enternasyonal,1889-1916 arasındaki buluşmalar İkinci Enternasyonal olarak adlandırılıyor.
İkinci Enternasyonal’ın 1907 Stuttgart Kongresi öncesi kadın delegeler biraraya gelip sorunlarını paylaşıyorlar; ertesi günkü kongrede yoldaşlarının desteğini alıyorlar.
1908 yılında New York Sosyal Demokrat Kadınlar Birliği üyeleri 8 Mart günü ‘oy hakkı’ konulu bir toplantı düzenliyorlar. Her yıl Şubat ayının son Pazar gününü Kadın Günü olarak ilan ediyorlar; bir sonraki yıl 23 Şubat 1909 günü toplantılar düzenleniyor. Bu toplantı ilk Kadın Günü olarak kabul ediliyor.
Temma Kaplan tarafından Feminist Studies dergisinde (cilt 11, sayı 1, Bahar 1985, sayfa 163-171) yayınlanan On the Socialist Origins of International Women’s Day (Dünya Kadınlar Gününün Sosyalist Kaynağı) isimli yazıda bu yıllarda yapılan tüm toplantıların tarihleri, yerleri, kimin konuşup özet olarak neler söylediği gibi bilgiler yar alıyor (6).
İkinci Enternasyonal’ın Ağustos 1910’da Kopenhag’da yapılan kongresinde Dünya Kadınlar Günü kutlanması kararlaştırılıyor. Bir gün belirtilmiyor; Almanlar başka kutlama ile birleştirip Mart ayı başında bir günü, diğer ülkeler, Amerikalı kadınlar gibi, Şubat ayının son Pazar gününü seçiyorlar.
İlk yıllarda sadece ‘kadınlara oy hakkı’ istemi ile başlayan talepler daha sonra iş hayatındaki zorluklar, sömürü, ezilme, şiddet, eşitlik.. temalarını da kapsıyor.
Oy hakkı aktivisti Millicent Fawcett, Hyde Park, Temmuz 1913
Her yıl yapılan etkinlikler 1917 yılının 23 Şubat’ında da tekrar ediyor. Çarlık Rusyası’nda özellikle Petrograd’daki gösteriler savaş öncesi kıtlık, pahalılık gibi nedenlerle birleşiyor ve bir süre sonraki Ekim Devrimi’nin kıvılcımı olarak kabul ediliyor. 1922 yılında Lenin bu tarihi ‘devrimde kadınların rolü’ nedeni ile Kadın Günü olarak ilan ediyor. Sovyetlerin kullandığı Jülyen takvimine göre 23 Şubat Batı dünyasının kullandığı Gregoryen takvimine göre 8 Mart’a denk geldiği için Batılı ülkeler 8 Mart’ı kabul ediyorlar.
İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar sadece Sovyetlere bağlı (komünist) ülkelerde kutlanan Kadınlar Günü 1950’li yıllarda (feminist düşünceli) Batı dünyasında da kutlanmaya başlanınca bir önceki bölümde anlatılan ‘efsaneler’, ‘Amerika’daki 1857 kadın işçi gösterileri…’ gibi konular gündeme getirilmeye başlanıyor.
Bugün Birleşmiş Milletler internet sitesi Kadın sayfasında 8 Mart’ın Sovyet Devrimi ile ilişkili olduğu bilgisi ilk sırada yeralıyor.
Kadınlar Günü yürüyüşü, 1917, Petrograd
Özetlenirse; Kadınlar Günü’nün kadınların örgütlü çabaları sonucu kabul edildiğini ve 8 Mart’ın ‘büyük bir imparatorlukta devrimle sonuçlanan gösterilerin başlangıcı kabul edilen bir tarihin yıldönümü’ olduğunu, kadın etkinliklerinin, gücünün önemini unutmamalıyız.
Günün adı
23 Şubat 1909 tarihinde Amerika’da ilk kez özel bir gün olarak kutlandığında ismi Uluslararası Kadın Günü (tekil; kadın) olarak kullanılıyor. 1945 sonrası günün ismi Uluslararası Kadınlar Günü (çoğul; kadınlar) değişiyor.
Türkçe’de biz Dünya Kadınlar Günü olarak kullanıyoruz. Ancak, yabancı dillerde Uluslararası (International) Kadınlar Günü olarak yer alıyor. (Okumalar sırasında gözönüne alınmasını diliyorum.)
1919-1943 yılları arasında ‘burjuvaziyi yıkmak için sınıf çatışması’ öneren komünist partilerin kurduğu 3. Enternasyonal (Komintern) zamanında (1921 yılından itibaren) Dünya Emekçi Kadınlar Günü ifadesi kullanılıyor. 1930’ların ortalarında, ayrımcılık yarattığı düşünülerek, tekrar eski isme dönülüyor. (Kadınların ‘çalışan, emekçi’ olmanın ötesinde ‘kadın olmaktan kaynaklanan’ başka hakları da olduğunu dile getiren komünist / feminist çatışmasına girmeyeyim.)
Özetlenirse; eğer özel bir anlam yüklemek için ısrarlı değilsek günün isminin Dünya Kadınlar Günü olarak kullanılması düşüncesindeyim.
Peki, yangın?
Günümüzde New York’ta Downtown bölgesindeki Washington meydanında New York Üniversitesi Biyoloji-Kimya Fakültesinin kullandığı Brown Building isimli bir bina var. 1900’lü yılların başında Asch Building olarak anılan binanın 8-10 katlarında Triangle Shirtwaist Factory isimli kadın bluzları üreten bir tekstil atölyesi yeralıyormuş.
25 Mart 1911, saat 16.45, yangın söndürme çalışmaları
Çoğunlukla göçmen kadın işçilerin çalıştığı bu fabrikada bir gün yangın çıkıyor. Yangına atölyede kaçak içilen sigaranın neden olduğu düşünülüyor. Tekstil tasarımları çalınmasın ve sigara molası için kullanılmasın diye kilitlenmiş olan yangın merdiven kapıları nedeni ile 123 kadın ve 23 erkek işçi can veriyor (7).
Amerikan tarihinde önemli yeri olan bu yangın nedeni ile ileriki yıllarda bina yapım yönetmelikleri değişiyor. ‘Anıt Bina’ olarak kabul edilen binanın duvarında bugün plaketler yeralıyor. New Yok İtfaiye Müzesi’nde 11 Eylül felaketi için bir oda ayrılmış, bu yangın ise bir duvarı kaplayan panolarda anlatılıyor; o denli önemli.
Kadınlar günü tarihi için sözü edilen yangın işte bu binadaki yangın.
Asch / Brown Building köşesindeki ‘Anıt Bina’ ve Trajedi Anma’ tabelaları
İşin ilginç yanı bu fabrikanın işçileri olan kadınlar yangından 2 yıl önce Eylül 1909 tarihinde çalışma koşulları nedeni ile greve gidiyorlar. Daha sonra grev büyüyor ve New York Tekstil İşçileri Grevi 1909 olarak tarihe geçiyor (8).
Özetlenirse; greve giden işçiler, patronun kapıları kilitlemesi, işçilerin ölmesi .. gibi hususlar kopuk kopuk olarak bağlantılı olsalar da yangın 25 Mart 1911 tarihinde gerçekleşiyor; daha önceki yıllarda kabul edilen Kadınlar Günü ve 8 Mart ile bir ilişkisi bulunmuyor.
Kadınların Kutsal Mücadelesi
Yıl içinde pek çok özel gün kutluyoruz; hangisinin bu denli talihsiz, engellerle dolu, bu kadar saptırılmaya çalışılmış bir tarihi var bilemiyorum. Bildiğim bir şey var; kadınlar bu günü kan, ter ve gözyaşı ile kazanmışlar.
Her yıl 8 Mart’ta yapılan etkinliklerin ‘kutlama’ olabilmesi için sorunlarımızı çözmüş olmamız gerekiyor. Kutlanacak fazla bir başarımız oluncaya dek, ancak, ‘bugüne kadar yapılan çalışmalar ve bu çalışmaları yapanlar’ için ‘anma’ yapabiliriz diye düşünüyorum.
Değerli Ahmet Makal’ın Sanattan Yansımalar’daki bir yazısı nedeni ile bildiklerimi paylaşmak istedim. Umut ediyorum ki, önümüzdeki yıllarda Kadınlar Günü için bir etkinlik yapılacağı zaman bunun sadece ‘lütfedilmiş, sıradan bir gün’ olmadığı hep aklımızda olur.
Levent TOSUN
10 Mart 2025, Ankara
(1). Ahmet Makal yazısı için: https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/ahmet-makal/orkestralarimizin-kadinlar-gunu-konserleri-uzerine-cesitlemeler/3503/
(2). Birleşmiş Milletler Dünya Kadın Yılı için: https://docs.un.org/en/A/RES/3010%20(XXVII)
(3). Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü için: http://www.worldlii.org/int/other/UNGA/1977/130.pdf
(4). Birleşmiş Milletler Uluslararası Günler için: https://www.un.org/en/observances/list-days-weeks
(5). ‘Kadınlar Günü; Başlangıcı Hakkında Efsaneler’ için: https://www.archivesdufeminisme.fr/kandel-l-journee-des-femmes-le-mythe-des-origines/
(6). ‘Dünya Kadınlar Gününün Sosyalist Kaynağı’ için: https://www.jstor.org/stable/3180144
(7). ‘Triangle Sweatshirt Factory yangını’ için: https://en.wikipedia.org/wiki/Triangle_Shirtwaist_Factory_fire
(8). ‘New York Tekstil İşçileri Grevi 1909’ için: https://en.wikipedia.org/wiki/New_York_shirtwaist_strike_of_1909