Başkentimiz Ankara’da takip etmekte zorlanacağımız kadar çok etkinlik olması ne güzel.
2 Şubat 2024 Cuma akşamı Nurol Sanat Galerisi’nde ressam ve grafik sanatçısı Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun ‘Kedinin Dünyası’ adlı kişisel resim sergisinin açılışı vardı.
1954 doğumlu sanatçı yüksek öğrenimini 1975-79 yılları arasında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda (günümüzde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi) tamamladı.
1992’de doçent oldu, 2006’da Yeditepe Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nde göreve başladı. ‘The New Yorker’ ve ‘Forbes’ başta olmak üzere pek çok yabancı ve yerli dergide kapak tasarımı yayınlandı. İki çalışması UNICEF tarafından kartpostal olarak basıldı. Dünya Basın Konseyi Birliği’nin amblemini yaptı. Yurt içi ve yurt dışında pek çok sergiye katıldı.
Gürbüz Doğan Ekşioğlu en çok kedi resmi çizen ressamlarımızdan biri. Sergi küratörü İbrahim Karaoğlu’nun da ifade ettiği gibi ‘yaşamın en tuhaf, zıvanadan çıkmış, ironik, gülünç, umursanmaz yanlarını 40 yılı aşkın yaratı serüveninde oluşturduğu kendine özgü resimsel bir dille anlatan’ bir sanatçımız.
Sergideki çoğu eser Ankaralıların karşısına ilk kez çıkıyor. Tual/akrilik, baskıresim/suluboya, kağıt/guaj, karışık teknik ile oluşturulmuş 40’dan fazla eser bizleri ayrı bir dünyaya götürüyor; değişik bir pencereyi önümüze açıyor.
‘Keşke bir kedi kadar esrarlı yazabilsem’ demiş Amerikalı yazar Edgar Allan Poe (1809-1849). Nobel ödüllü Şili’li şair Pablo Neruda (1904-1973) ise ‘Ama kedi, kedi olmaktan başka bir şey istemez, her kedi katıksız kedidir, bıyıklarından kuyruğuna kadar’ diye yazmış. Ekşioğlu’nun resimlerini izlerken o asaleti, oyunculuğu, hınzır espri duygularını bir daha hatırlıyorsunuz. Kendi kedinizden (veya aklınızdaki kedi imajından) parçalar buluyorsunuz.
Kedi resimleri yapmaya 1991 yılında The New Yorker dergisine kapak yapmakla başlıyor. İlk kedi resimleri sergisini yine İbrahim Karaoğlu küratörlüğünde 2018 yılında açan Ekşioğlu kedileri şöyle tanımlıyor: ‘mükemmel estetik, özgürlük, gurur, temizlik, huzur, mutluluk’.
Bir söyleşide şunları ekliyor: ‘Modern hayatın koşturması, belki yalnızlığı içinde insanın evini paylaşabildiği bir arkadaşı konumundadır. Kedi, hayatını en güzel şekilde yaşamak için dünyaya gelen belki de tek canlıdır. Kendisi ile birlikte yaşayanları onlar bile fark etmeden eğitir.’
‘Bir kedi ile geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir' demiş psikanaliz kurucusu Avusturya doğumlu Sigmund Freud (1856-1939). Bu gözle de bakarsak 24 Şubat 2024’e kadar Yüksel Önder Maden yönetimindeki Nurol Sanat Galerisi’nde açık kalacak sergiyi beğeneceğinizi umuyorum.
GÜZEL ANKARA
1 Şubat 2024 Perşembe akşamı Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Galerisi’nde heykel sanatçısı Gökçen Ataman Tanyer’in ‘Güzel Ankara’ adlı kişisel sergisinin açılışı vardı.
Gökçen Ataman Tanyer Hacettepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Heykel bölümü 2005 yılı mezunu. 2006’da Humber College Toronto, Sanat ve Tasarım Enstitüsü’nü bitirmiş.
‘Güzel Ankara’ sergisinde Ankara’nın başkent ilan edilişinden bu yana mimari açıdan nasıl başkalaştığını eğlenceli bir dille anlatıyor. Yerel Ankara taşı ile başlayan yapılaşmanın kültürel değişimimize uygun olarak zaman içinde nasıl evrildiğini bize hatırlatıyor.
Gençlik Caddesinde tam da Anıtkabir karşısındaki palyaço evi tanıyoruz. Esenboğa yolunda ‘tebessüm şehri’ Pursaklar’daki apartman üzeri camiyi, büyük boy plastik kaleciyi hatırlıyoruz. Kulesi yıkılan ve operaya dönüşen Sergievi, Kale burcu üzerinde pembeye boyanan saat kulesi, pembeye boyanan resmi binalar.. hepsi sergide. Az ama öz olarak Ankara’nın nasıl değiştiği gözümüzün önüne geliyor. Zaman içinde unuttuklarımızı da hatırlıyoruz.
Levent Tosun Nihat Kahraman Metin Yurdanur
‘Birbirine bağlı, gecekondu benzeri karton evlerden oluşan karmaşık şehir manzaraları yaratmaya odaklanan bir heykeltıraş’ olduğunu belirtiyor sanatçı. Sergideki eserler ‘insanlığın sürekli göç ve geçicilik durumunu sembolik olarak temsil etmesi nedeniyle ambalaj kutusu kartonu’ ile üretilmiş.
Tanyer bir yazısında şunları söylüyor: ‘Varlığımızı, işgal ettiğimiz mekan ve zaman açısından nasıl değerlendirdiğimiz özellikle ilgimi çekiyor. … Sanki tüm hayatımızı karton kutularda taşıyormuşuz gibi, ilerlemeye ve bir sonraki alanı yok etmeye hazırız. Bizi barındıran ve geçinmemizi sağlayan topraktan o kadar kopmuşuz ki, kurduğumuz medeniyetin, zamanla korumamız gereken mirası nasıl yok ettiğini neredeyse unutuyoruz.’
Gizem Yurdanur’un katkıları ile hazırlanan ‘Güzel Ankara’ sergisi 1 Mart 2024’e kadar Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde izlenebilir. ‘Ankara’nın yapılarına benziyor sakinleri’ diyor sanatçı; bakalım katılacak mısınız?
LEVENT TOSUN
6 Şubat 2024, Ankara