ADOB Modern Dans Topluluğu, 16 Nisan 2016 tarihinde Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun renkli, çalkantılı, acılı hayatını dans diliyle görüntüye getirdi. Eserin koreografi ve rejisini Özgür Adam İnanç yapmış. Müzik, üç besteci Arturo Marquez- Jose Pablo Mancayo-Can Aksel Akın tarafından yaratılmış. Dekorları Aykut Öz, kostümleri Tülay Usta hazırlamışlar. Işık düzenlemesini Emin Saraçoğlu yapmış. Bu balenin ortaya çıkması için Füsun Ataman, yazar-dramaturg olarak çalışmış. Koreografi asistanları: Müge Güleşen, Deniz Alp, Eser sorumluları: Deniz Alp, Serhat Güdül. Orkestrayı şef Burak Şatana idare ediyor.
Bu renkli balenin kalabalık bir kadrosu var. Kahlo’nun çocukluğunu ve gençliğini Aslı Güneş Sümer canlandırırken Olgun Frida’yı Funda Mete ( 4 Mayıs temsilinde) sesli olarak görüntüye getiriyor.
Frida Kahlo, çocukluğundan beri ölümle burun buruna gelmiş ve ölümü kendine arkadaş edinmiş. Bu çalışmada da ölüm Frida’yı her yerde izliyor. Zaman zaman sahnenin kenarında, zaman zaman sahnenin tavanından aşağı doğru uzanan bir destek ile havada asılı olarak da Frida’nın dört bir yanında âdeta Frida ile saklambaç oynuyor. Ölümü (La Muerta) canlandıran Deniz Alp bu ilginç ilişkiyi başarılı bir şekilde görüntüye getiriyor.
Eser başlamadan önce de sahnenin ön perdesinde 3 iskelet ve 4 kuru kafa Frida Kahlo’nun hayatının pek de parlak olmadığını yansıtıyor. Frida (Aslı Güneş Sümer) büyük bir enerji ile ölüme meydan okurken dans hareketleriyle de bu çatışmayı yansıtıyor. Ancak, çocuk felci geçirmiş ve sonra da bir otobüs kazası atlatan birinin enerji dolu dansı izleyicileri şaşırtırken, Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun yaşamında ölümle ve acılarıyla “dans” edişini Aslı Güneş Sümer başarılı bir şekilde dans diliyle görüntüye getiriyor.
Frida Kahlo’nun hayatı gerçekten fırtınalı bir hayat; bir o kadar da Meksika kültürü kadar renkli. Bu renkli çalkantılı hayat Kahlo’nun hem oto-portrelerine hem diğer resimlerine aktarılmış. Sahnede de önceleri Kahlo’nun bir iki tablosu görülürken, eser bitiminde bütün tablolar arka planda açılmış oluyor.
Otobüs kazası sahnesinde Kahlo’nun vücudunu delip geçen demirler belirgin bir şekilde kullanılıyor. Burada Olgun Frida’nın “Beni kılıç deldi geçti” sözcüklerine gerek kalmıyor. Bu sahne çok etkileyici ve Kahlo’nun sonraki acı içinde kıvranacağı günlerinin de açık bir şekilde ön sergilemesini sağlıyor.
Kahlo’nun Diego ile ikili dansları da etkileyici. Diego Rivera rolünde Kerem Ünal İnanç hem uçarı ve çapkın Diego’yu hem Kahlo’ya âşık Diego’yu başarılı bir şekilde canlandırıyor ( gerçek hayatta Diego şişmandır ama dans sahnelerinde şişman bir Diego görülmüyor. Evlilikleri için “Fil ile Güvercin” benzetmesi yapılmış). Kahlo’yu diğer dansçılar “güvercin” gibi uçuruyorlar.
Diego’nun çapkınlığını dengelercesine Kahlo da aşk hayatında uçarı. Troçki (balede Göktürk Arıkan) ile ilişkisi var. Bu ikili ilişkiler başarılı bir şekilde dans diliyle görüntüye geliyorlar.
2 Perdelik balenin müziği çok görkemli ve Meksika canlılığını, herketliliğini müzik diliyle anlatırken sahnede dans hareketleri de “Meksika ateşi” yaratmış oluyorlar. Bu coşkulu insanların arasında ızdırap içinde olan Kahlo resimleriyle canlı kalıyor, dans diliyle de ölüme meydan okuyuşunu görüntüye getiriyor.
Koreografik çalışma bu acılı karakteri canlandırırken Meksika kültürünü de sahnede izleyicilerle buluşturuyor.
Eserde dekor kullanımı, panolar, maskeler, aksesuarlar, havada sallanan ışık topu, kum-saati, çalgı aletleri bu çalışmayı renklendiriyorlar. İzleyiciler bir resim sergisi gezer gibi gezerken, serginin ressamı ile tanışıyorlar, onun hayatının sergisini de gözlemliyorlar.
Eserin en güçlü yanı müziğin orkestra ile seslendirilmesi. Bir Meksika yaşamı ancak canlı bir müzik ile anlatılabilir.
Sonuç olarak, Şubat 1993 tarihinden beri başarılı çalışmalar sergileyen MDT, repertuvarına bir de Frida balesi eklerken değişik bale topluluklarının değişik tarihlerde sergilediği Frida Kahlo balelerine de bir ekleme yapmış oluyor.
6 Mayıs 2016
Doç.Dr. Necla Çıkıgil