Farha ve Miksi İshak Şimmeshindi’nin altı çocuğundan biri olup 1916’da Mardin’de doğan Nasra Şimmeshindi Çilli, Hindistan’dan 600 yıl kadar önce göçeden bir şimmes'in(yardımcı papaz) soyundandır. Miksi, Süryanilerde “Kudüs Hacısı” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda ressam ve heykeltraş olup kilisede papaz yardımcığı da yapan baba, kızına Nasra adını Nasralı İsa’dan esinlenerek koymuştur. Miksi İshak bu yan işlerin yanı sıra asıl geçimini basmacılıktan kazanmaktadır.
Süryani okulları kapatıldığı için okula gidemeyen ve Türkçe öğrenemeyen Nasra, 13 yaşında nişanlandığı Kermo Çilli ile evlenerek 5 çocuk sahibi olur. Evin geçimine katkıda bulunabilmek için uzun yıllar terzilik ve oya işçiliği yapar. Kocasını yitirdikten sonra ise, kaybolmaya başlayan bir Süryani geleneği olan baba mesleği “basmacılık” sanatını sürdürmeye karar verir. Babadan kalma ahşap kalıplar, yıllanmış fırçalar ve kök boyalarla yola çıkar. Kendi yarattığı motifleri bu kalıplarla bez üzerine basar, desenleri eli ile çizer, kök boyalarla renklendirip bez ikonlar üretir. İsa ve havarilerini, İncil ayetlerini, melekleri, hayvanları, Şahmeranı, İsa’nın “doğumu-vaftizi-son akşam yemeği-çarmıha gerilişi”ni, kilise perdelerinin-örtülerin-bezlerin üzerine işler. Ünü öylesine artar ki, perdeleri yalnız Mardin ve çevresinde değil, dünyanın çeşitli manastır ve kiliselerince de aranır hale gelir. Bugün Mardin ve yöresindeki kiliselerle manastırlar Nasra Teyze’nin yanı sıra, babasının, amcasının ve kardeşlerinin işledikleri örtülerle-perdelerle donatılmıştır.
Çocukları ABD, İsveç, Kanada ve İstanbul’da yaşadıkları ve onu da yanlarına almak istedikleri halde, çok sevdiği Mardin’den ayrılamayıp, 27 Nisan 2016’da ölene değin Mardin’de kalmayı yeğler. Vasiyeti üzerine, Mor Mihail Kilisesi bahçesinde, 72 yıl sonra açılan ve torunu Metin Ezilmez’in girişimiyle Mardinli Taş Ustası Veysi Dua tarafından anıtlaştırılan babasının mezarında, onun yanına gömülür.
Nasra Teyze ile 1 Ekim 2002’de atölye-evinde tanışıyoruz. Türkçe’yi çok az bildiği için torunu aracığıyla konuşuyor ve onu gösterdiği bir kilise örtüsüyle birlikte fotoğraflıyoruz. Geçimini sürdürebilmek için yarattığı, ev içi kullanımına yönelik basmalarından birini –iyi ki- satın alıyoruz( Bu örtü şimdi, kendini yakıştırdığı Ayvalık evimizi süslüyor). Atölye-evin tüm duvarları örtülerle kaplı gibi. Sedirlerinin üzerinde de, özenle katlayıp istiflediği diğer yapıtları.
Çankaya Belediyesi’nin girişimiyle ÇSM(Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin Füreya Koral Sergi Salonu’nda 4 Mayıs’ta açılan sergi 14 Mayıs’ta sonlanıyor. Nasra teyzeyi bugüne değin duymamış ve tanımamış olabilirsiniz. Ama onun olağandışı çalışmalarını( bir köşede de torunu Riva Ezilmez’inkileri) görebilmek için halen fırsatınız var.
SAVAŞ SÖNMEZ
11 Mayıs 2017
NOT : Yazımı oluştururken Çankaya Belediyesi’nce bastırılan Nasra Şimmeshindi 1916-2016 adlı sergi kataloğundan yararlandım.