Teknoloji, tüm alanlarda olduğu gibi klasik müzikte kullanılan çalgıları da etkiledi. Üstelik bu etkileme 17. yüzyılda başladı ve çoğu çalgı rönesasn dönemi ve barok dönemdekinden hayli farklı günümüzde. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Viyolonsel Sanat Dali Başkanı olan Doç. İzzet Nazlıaka barok ve barok sonrası klasik dönemde kullanılan bir viyolonsel getirtti. Beethoven’in üç piyano-çello sonatını Başkent Üniversitesi Konservatuvarı öğretim üyesi Prof. Kamerhan Turan’la çalmak üzere bir proje geliştirdi. Bu proje, 24 kasım akşamı, Türkiye Filarmoni Derneği 2015-16 Pazartesi Konserleri’nin ilki olarak yaşama geçirildi.
İzzet Nazlıaka’nın getirttiği viyolonsel’in gövdesi, günümüzde kullanılan modern çello ile aynıydı. Tuşesi kısa, köprüsü alçak, telleri o dönemdeki gibi bağırsaktan bükülmüştü. Aslında Beethoven sonatlarının, yazıldığı dönemdeki gibi tınlaması için klavyenin de "piyanoforte" olması gerekirdi ama bu çalgıyı Türkiye’de bulmak pek mümkün değil. CSO salonundaki konserde piyano modern bir Steinway’di. Kamerhan Turan, çello ile volümü dengelemek için hayli özen gösterdi. Gene de, bağırsak telli çellonun mat ve kısık sesine göre piyanoyu çok fazla gemlemek mümkün değildi. Nazlıaka, "viyolonsel barok" olarak nitelendirdiği çalgısını "barok arşe" yerine günümüzün modern arşesini kullanarak çaldı.
İzzet Nazlıaka geçtiğimiz ilkbaharda da Bach’ın ünlü çello süitlerini iki ayrı konserde açıklamalı olarak seslendirmişti. Beethoven’in Op.5 dizisinin 1 ve 2. sonatlarıyla, Op.69 sonatını da gene açıklamalı olarak dinleyiciye sundu. İlk iki sonatta barok olanı, son sonatta ise, CSO’nun eski çello grup şefi Enver Kakıcı’dan almış olduğu modern Fransız sazını kullandı. İki sazı yanyana dinleyiciye de göstererek aradaki farklılıkları açıkladı.
Bizde konservatuvar öğretmenlerinin bir bölümü, kamuya açık konser vermekten kaçınır, öğrencileriyle çalışmakla yetinirler. İzzet Nazlıaka’ya master ve doktora döneminden sonra bu anlamdaki uzun esssizliğine son vererek kamuya açık, üstelik zorlu programlarla konser verdiği için kutlamak gerek. Tabii, bu tanıklı-kanıtlı konserlerle profesörlüğe yükselmek için gereken puanları da toplamış oluyor. Yani bir taşla iki kuş vuruyor.Bach süitler, ardından Beethoven sonatlar, şimdi de kendisinden bir konçerto seslendirmesini bekleyeceğiz.
Konserin dinleyicisi de, biraz farklıydı. Çünkü İzzet Nazlıaka’nın eşi, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın partiden konukları vardı. CHP milletvekillerinden Rıza Türmen, Ali Haydar Öner ve Attila Kart dinleyiciler arasındaydı. Bilmeyenler için Rıza Türmen’in de çello çaldığını, hâtta üç yıl öncesine kadar zamana kadar her cumartesi Bilkent’e gelerek aldığı dersleri sürdürmüş olduğunu belirteyim. Bir çellosever olan 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanlarından Yekta Güngör Özden, Konservatuvar öğretmenlerinden, viyolacı Bediz Kınıklı da dinleyiciler arasındaydı. Rahmetli dostlarımız Füsun ve Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok, bu konser için ta İstanbul’dan kalkıp gelmişti. Ama en dikkatli dinleyiciler İzzet Nazlıaka’nın öğrencileriydi.