50'li yılların kült filmlerinden biriydi “Çıplak Ayaklı Kontes”... Ava Gardner ile Humphrey Bogart'ın başrollerini oynadığı film İstanbul sinemalarında haftalarca vizyonda kalmıştı. 5 Mayıs 2023 Cuma akşamı Lucienne Renaudin Vary (d. 1999), Ana Salon'un sahnesine ayakları çıplak çıkınca, birden aklıma bu film ve yazıma “Çıplak Ayaklı Trompetçi” başlığını koymak geldi. Oysa genç sanatçının sahneye çıplak ayakla çıkacağını biliyordum, bir hafta önce Antalya DSO ile çalmış ve bizim H. Hüseyin Dulun izlenimlerini SANATTAN YANSIMALAR portalimizdeki köşesinde yazmıştı. Bir yanımda İstanbul'dan Lions toplantısı için Ankara'ya gelen sanatsever dost Osman Görmez vardı, sol yanıma da orkestra şefi Orhun Orhon gelmez mi? Sevindim, böylece bazı bilgileri kendisinden alabilecektim.
Orhun, bu trompetçiyi yurtdışında ilk dinlediğinde o küçük bir kız çocuğuydu, 12 yaşındaydı. Yeteneğine hayran kalmıştı, Türkiye'ye gelsin diye çok uğraştı, Ankara Festivali'ne, orkestralara önerdi.Sonunda Orkestra Akademik Başkent'i yönetmeye başlayınca 2016'da kendisi davet ettirip ilk kez Ankara'da sahneye çıkmasını sağladı. Ne yazık ki o sırada ben Ankara dışındaydım ve bu yeteneği izleme şansım olmamıştı.
Lucienne şimdi 23 yaşında ve bu yeteneği şef Cem Mansur yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde dinleme olanağını bulduk. Antalya'da Hummel konçerto seslendiren Lucienne, bu kez Henri Tomasi'nin (1901-1971) trompet konçertosuyla dinleyici karşısına çıktı. Tomasi, son derece özgür bir tarzda, trompetçinin tüm yetenek ve çabukluğunu sergileyebileceği, bol çeşitlemeli, 20. yüzyılın caz gerçekliğini de dikkate alarak kullandığı renkli bir konçerto yazmıştı. Solistin sıklıkla iki ayrı sürdini de hızlı biçimde değiştirmesi gerekiyordu. Doğrusu Lucienne'i temiz tonu, kıvraklığıyla konçertoyu seslendirirken hayranlıkla izledik ve dinledik.
Şu çıplak ayakla sahneye çıkmasının nereden kaynaklandığını Orhun'a sordum. Bir provada ayağındaki ayakkabı rahatsız etmiş ve rahatlamak için çıkartmış. Pek rahat ettiğini farkedince konserlere çıplak ayakla çıkmaya başlamış! Bunun dışında bir özel anlamı yokmuş. Kendi tarzını böyle yaratmış yani, kemancı Patricia Kopatchinskaja gibi...
Bolca alkış karşısında dinleyiciyi bir bis parçasıyla ödüllendirirken, yanında kontrbas grubundan Tuncay İpteş eşlikli olarak yer aldı.
Umarım ve dilerim, öteki devlet orkestraları da önümüzdeki sezon için programlarınıını yaparken bu yeteneği dikkate alırlar.
Programdaki diğer eserlerle de, aslında bu tam bir “Fransız Müziği Haftası” idi. Açılış, döneminin en gezgin bestecisi olarak dikkati çeken Camille Saint-Saens'in (1835-1921) Samson ve Dalile operasından o orta doğu renkleri taşıyan fıkır fıkır “Bacchanale”i ile başladı. İkinci yarıda ise Claude Debussy'nin (1862-1918) “Bir Perinin Öğleden Sonrası İçin” Prelüdü ile Okestra İçin İmgeler dizisinden “İberia” seslendirildi. Başkemancı sandalyesinde bu kez Nurperi Yücesoy Akan oturuyordu.
Aklımızdan geçen soruyu Orhun'la birbirimize de sorduk. Şef Cem Mansur'un özelliği, her yapıtla ilgili mutlaka ilginç bilgiler içeren kısa bir konuşma yapmasıdır. Ama bu konserde tek sözcük bile etmedi, çıktı, yönetti, başta üflemeliler olmak üzere grupları ayağa kaldırıp selamlattı, sunulan çiçeği de viyola grup şefi Artemis Sis Balkız'a vererek gitti.
Merakımızı hemen Orhun'un yanında oturan İstanbulDSO keman üyelerinden Gaye Süslüoğlu giderdi. Özeti, “Bakanlık konserlerde konuşma yapılmasını istemiyormuş, CSO yönetimi bunu Mansur'a tebliğ etmiş” biçiminde...
Tuhaf ki, ne tuhaf! Değil mi?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
6 Mayıs 2023, Ankara