Okul konserlerinden, yarışmalardan izleyebildiğim kadarıyla müzik alanında pek çok yetenekli çocuğumuz var. Bu çocuklar, iyi eğitim alır, yaptıkları işi sever, önlerinde alacak daha çok yol olduğunun bilinci içinde düzenli çalışırlarsa, yeterli olanak da bulunursa, aralarından iyi çıkış yapabilenler oluyor. Tüm bunlara şans etkenini de eklemek gerek.
İşte bu yetenekli çocuklarımızdan ikisi, 12 yaşındaki çellist İdil Bursa ile 13 yaşındaki piyanist Tuna Bilgin 15 Kasım 2016 gecesi Erimtan Salı Konserleri 2016-17 sezon programı çerçevesinde bir resital verdiler. Resitalin ana başlığı “Çocuk Yetenekler”di. Erimtan'ın iki sezondur oluşturmaya başladığı oda müziği dinleyicisinin ne yazık ki pek çoğunu bu dinletide göremedik. Acaba “Çocuktur” ya da “Çocuk konseridir” deyip geçtiler mi? Öyle olmadığını ummak isterim.
Bizde kavram kargaşası hiç sona ermez! Kim çocuktur, kim gençtir? Medeni kanunumuza göre “rüşt” yaşı 18'dir. Fiziksel gelişime bakarak bir tanım yapacaksak ergenliğe ulaşan çocuk, gençliğe ilk adımı atmış demektir. Ama müzikte, bu kavramlar altüst edilebiliyor. Nitekim İdil ve Tuna, kendilerinden yaşça büyük kimi müzik öğrencilerinden çok daha gelişkin durumda olduklarını Erimtan resitalinde gösterdiler.
İlk yarıda iki çocuğumuz birlikte sahnedeydi. Önce İdil solo olarak Bach'ın ilk süitinin Menuete'sini seslendirdi. Ardından ikili, Çaykovski'den noktürn, Bocherini'nin 6. Sonatı, Haydn'ın 1. Konçertosunun ilk bölümü ve Davidoff'un “Çeşmede” başlıklı parçası geldi. Sanıyorum Tuna solo çalışmaları dışında ilk kez, ciddi bir oda müziği çalışması yapmış, eşlikte yer almış oldu. Uyumları yerli yerindeydi. İdil, kısa sürede büyük mesafe almayı sürdürüyor. Hem tekniğini ilerletmiş, hem de hayli müzikalite kazanmış. İkili, salonun yarısını dolduran dinleyiciden büyük alkış aldı ve bis olarak Çaykovski'nin “Santimantal Vals”ini seslendirdi.
İkinci yarıda Tuna Bilgin solo piyano olarak sahnedeydi. O da Bach'la başladı ve bestecinin kitaplar dolusu Prelüd ve Füg'lerinden birini seslendirdi. Ardından Mozart'ın 10. Piyano Sonatı ve Chopin'den bir Scherzo geldi. Alkışlara bir bis parçasıyla karşılık verdi. Parçanın hangi besteciye ait olduğunu çıkarmaya çalıştım ama nafile, bulamadım. Sonra Tuna Bilgin'in kompozisyona da ilgi gösterdiği ve beste denemeleri yaptığı aklıma geldi. Konser sonrası babasına sordum, Tuna'nın kendi bestesiymiş çaldığı bis parçası... Doğrusu 13 yaşında bir çocuk için olgun sayılabilecek bir parçaydı. Tuna, konser programını da yeni hazırlamıştı. Bach ve Chopin iyiydi, Mozart'ı biraz daha pişirmeliydi.
Aileleriyle birlikte öğretmenleri de dinleyiciler arasındaydı. İdil'in hocası Artur Rahmatulla, Tuna'nın hocası Gülnara Aziz dinleyiciler arasındaydı. Bilkent MSSF Dekanı,klasik gitarist Kağan Korad da, geçen ilkbahar Bilkent 30. Yıl Festivali'nde sahne olanağı verdiği iki yetenekli çocuğu 8 ay sonra tekrar dinlemeye gelmişti.
Bu iki yetenekli çocuğumuz bu çizgilerini sürdürürlerse, birkaç yıl sonra bu kez onları “genç yıldızlar” konserlerinde göreceğiz. Yolları açık olsun...