Adalet, lâfa değil hukuka baktı: CSO konsertmaisteri Yalçın göreve iade
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün 4/B kadrolar konusunda yetkisi dışında, keyfi uygulamaları devam ederken, Ankara 11. İdare Mahkemesi'nden de CSO ile ilgili önemli bir karar çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı başmüfettişlerinden Oya Hitay tarafından açığa alınarak, çalışma ve diğer haklarından mahrum bırakılan CSO konsertmaisteri* Jülide Yalçın'ın “ kendisine uygulanan haksız ve hukuksuz işlemlerin durdurulması ve sorumluların cezalandırılması” talebiyle açtığı davada, “yürütmenin durdurulması” kararı verildi.
Mahkeme, kararında âdeta bir hukuk dersi verdi, anayasa, yasalar ve yönetmelikleri dayanak göstererek, yapılan işlemi “açıkça hukuka aykırı” buldu.
Mahkemenin 8 Ocak 2020 tarihinde aldığı ve 14 Ocak 2020 tarihinde taraflara elektronik olarak tebliğ ettiği kararın sonuç bölümünde şöyle deniliyor:
“ 6940 sayılı Kanunda disiplin soruşturmasına iliskin usulü islemlerin ve geçici tedbirlerin düzenlenmedigi gibi, bu konularda 657 sayılı Kanunun uygulanacagına ilişkin herhangi bir atıf veya yollamada bulunulmadığı anlaşıldığından,
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda görev yapan davacı hakkında uygulanan görevden uzaklaştırma tedbirinin yasal dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte taraftan; açıkça hukuka aykırı olan dava konusu işlemin uygulanması halinde, davacının görevini icra edemeyeceği, mali ve sosyal hakları bakımından telafisi güç zararlara katlanacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere, 08/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi”
Bu karardan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın, CSO yönetiminin çıkarması gereken önemli dersler var.
Önemli olan Anayasa, 6940 sayılı CSO ve öteki 5 devlet orkestranın bağlı bulunduğu kanun ve uygulamadaki yönetmeliğidir. Kimse kendini anayasa, yasa ve yönetmeliğin üzerinde görerek, yetki aşımı yapmamalı, bir karar almadan ya da uygulamaya geçmeden ilgili yasalara bakmalıdır.
Mahkeme kararında belirtildiğine göre, CSO yönetimi, mahkemeye yaptığı savunma ekinde verilen “tutanak”ta “davacının müdürlükçe görevlendirildiği rahlede oturmayıp” cümlesine yer verilmiştir.
Oysa yasa ve yönetmelik, kimin nereye oturacağını belirlemiş, bunu “müdürlük kararı veya görevlendirmesine” bırakmamıştır.
Orkestra yönetimlerinin tabi bulundukları yasa ve yönetmeliği iyi okumaları, buna saygı göstermeleri gerekmektedir. Bu yapıldığı takdirde işlerin yolunda gideceği ve tartışmalara yol açmadan sorun gibi gösterilen kimi olayların rahatça çözülebileceği açıktır.
Orkestra genel kurulları ve yönetimlerinin de işleri lafa ve sözlü talimatlara, kendi hakkaniyet duygularına göre değil, yasa ve yönetmeliklere göre yürütmeleri gerektiği, bu mahkeme kararıyla da açıkça ortaya çıkmıştır.
Orkestra yönetim kurulları, kendilerine yasa ve yönetmeliklerin verdiği yetkileri iyi öğrenmeli, yasal dayanaklarını bilerek hareket etmelidir.
Bu karar, aynı zamanda Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü için de bir ders oluşturmalıdır. Yasada, orkestralara eleman alımının orkestra tarafından gösterilen usullerle açılacak sınavla yapılacağı açıkça belirtilmektedir. Buna rağmen GSGM, çorbaya çevirdiği 4/B sözleşme uygulamasını, orkestralara sözlü olarak baskılar yaparak sürdürmeye ve kendi belirlediğini belirttiği kişilerin orkestralarda 4/B görevlendirilmesini sağlamaya çalışmaktadır.
Kimsenin kendini hukuk ve yasaların üzerinde görüp Devletin sanat kurumlarına zarar vermeye, onları zor durumda bırakmaya yönelik uygulama yapmaya hakkı yoktur.
Burada da ortada açıkça bir hukuksuzluk vardır ve konu mahkeye intikal ettiğinde, yargıçlar beyanlara, lafa değil, anayasaya, ilgili yasalara ve yönetmeliklere bakacaklardır.
Gene çıkarılması gereken bir ders de, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy'un alt kadrolarını belirlerken, konularında donanımlı, hukuk ve kurallara saygılı kimselerden seçmesi gerektiğidir. Aksi durumda, ortaya çıkan tablo meydandadır ve sonunda olumsuz sonuçlar ne yazık ki hala iyi niyetli olduğuna inandığımız Sayın Bakana ve Bakanlığa da rücu edecektir.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
14 Ocak 2020, Ankara
* Yasada konsertmaister, CSO program broşürlerinde konzertmeister şeklinde yazılmaktadır. Başkemancı anlamına gelmektedir.
İlgili yazılar için bakınız: