Yüzlerce yıllık hristiyan ayin müziği “missa”ya “tango” ile birleştirerek çok değişik bir yorum getiren Arjantinli besteci Martin Palmeri'nin “Misa Tango” başlıklı yapıtını Devlet Çoksesli Korosu'ndan dinlemeyi Tarihî Salon'da beklerken, birden aklıma 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde yazılmış (ya da yazdırılmış) Selman Ada'nın çok kalabalık korolu “Mevlid Kantatı” geldi. Cumhurbaşkanlığı bütçesinden bir özel organizatör aracılığıyla desteklenen, Dünyayı dolaşacağı ilân edilen, Devlet Opera ve Balesi müdürlüklerinin orkestralarından meydana gelen 110 kişilik büyük opera orkestrası ile 320 kişilik büyük opera korosu eşliğinde 2011'de İstanbul'da seslendirilmişti bu eser. Ve orada da kalmıştı, bırakın Dünya'yı dolaşmayı, Türkiye'nin başka bir kentinde bile bir daha seslendirilmedi.
Süleyman Çelebi'nin 1409'da yazdığı Türkçe “Mevlid Kasidesi”ne getirilmeye çalışılan yeni yorum, Mevlidhan derneklerinin tepkisinden mi, bütçenin tek konserde bitmesinden mi, 12. Cumhurbaşkanı tarafından benimsenmemesinden mi bilemem ama tek seslendirmeyle kala kalıverirken, Palmeri'nin bir kilise ayini olan Latince metinli Missa'ya getirdiği tango yorumu ise evrenselleşti. Buenos Aires'te seslendirildikten sonra okyanusu aşıp Avrupa'nın pek çok kentinde değişik yıllarda seslendirildi. Bu seslendirmelerin bazılarında piyanonun başında yapıtı 1996'da henüz 31 yaşındayken yazan Palmeri yer aldı.
Palmeri'nin yaptığı, koroya geleneksel yaklaşımla yeni bir çoksesli missa yazarken, tango ritmlerini bandoneon, piyano ve yaylı çalgılarda vurgulamaktı. Beğenilen işte bu sentezdi. Yapıt, ayin müziğinin temel metinleri Kyrie, Gloria, Credo, Sanctus, Benedictus ve Agnus Dei bölümlerinden oluşuyordu.
Burak Onur Erdem şefliğindeki Devlet Çoksesli Korosu, tıpkı ölüm ya da cenaze missası olan Requiem'ler gibi, “Misa Tango”yu da repertuarına aldı. Daha önce İstanbul ve Bodrum'da seslendirdiği yapıtı, 30 Aralık 2021 akşamı, yılın son konserinde bu kez Ankara dinleyicisine sundu. Bandoneonda Tolga Salman, piyanoda Filiz Balkız, kontrbasta Eren Kalelioğlu yer alırken, soloları İstanbul'dan gelen soprano Ceren Aydın söyledi.
Yapıtın özgününde, bir yaylı dörtlü yer alır. DÇK, sanırım bu seslendirme için bir yaylı dörtlüyü temin edemediğinden olsa gerek, sadece kontrbası kullanarak bandoneon ve piyanoyu, uzayan bir yaylı sesle destekleyerek bütünlüğü sağlamayı denemişti.
19. Siemens Opera Yarışması'nın ikincisi Ceren Aydın, İstanbul Operası'nın gelecekteki umutlarından. İlk başrolünü 2021'de Saraydan Kız Kaçırma'da Konstanze olarak söyleyen Aydın, Missa Tango'daki solo soprano partilerinde başarılı bir seslendirmeyle yapıtın icrasını zenginleştirdi.
Türkiye'nin önde gelen bandoneoncusu Tolga Salman, zaten koronun bas üyelerinden. Bu da DÇK için, bu tür yapıtları repertuarına almayı kolaylaştıran bir özellik. Salman, her zamanki duyarlılığıyla yapıttaki bandoneon solo ve eşlikleriyle göz doldurdu.
Koronun şefle birlikte çalışmalarında temel direği olan piyanist Filiz Balkız, Carmina Burana'nın piyano-vurmalılar versiyonu gibi özellikli yapıtlarda solist özelliğini ortaya koyuyor. Misa Tango'da da durum farklı değildi. CSO'nun genç yenilerinden kontrbasçı Eren Kalelioğlu da seslendirmede üzerine düşeni yaptı.
Devlet Çoksesli Korosu, 7 Ocak 2022 Cuma akşamı, CSO ile birlikte, Ahmet Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'nda Ana Salon'da sahnede olacak.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
1 Ocak 2022, Ankara