ODTÜ'nün anıtsal piyanist İdil Biret'e karşı oldum olası büyük ilgisi, sevgisi vardır. Her bahar yerleşkede düzenlenen sanat festivalinde de Biret'i mutlaka konuk etmek isterler. 30 Mart akşamı Kemal Kurdaş Salonu O'nu dinlemek isteyenlerle doluydu.
Birinci bölümü F. Chopin (1810-1849), ikinci bölümü ise A. Scriabin (1872-1915) eserlerinden oluşan, akademik yönü de bulunan bir program hazırlamıştı. İlk yarı Chopin Op. 61 Polonez Fantezi'yle başlayıp Op. 58 2 Numaralı Sonat'la devam etti. İkinci yarıda da Scriabin'in önce Op.28 Fantezi'sini, ardından 8 Etüd'ünü seslendirdi. Böylece, dikkatli dinleyiciler Scriabin'in erken döneminde Chopin'den nasıl etkilenmiş olduğunu rahatlıkla farkettiler. Bis olarak da Charles Valentin Alkan'ın (1813-1888), buharlı lokomotifin yolculuğunu betimlediği daha önce ODTÜ'de hiç çalmadığı, “Tren” başlıklı parçasını çaldı.
Dinletinin nasıl olduğunu anlatmaya bilmem gerek var mı? Tam bir İdil Biret klasiğiydi. Ağırbaşlılık, ciddi yaklaşım, müthiş bir enerji... Özellikle 100. ölüm yılında Scriabin'in etüdlerinden çoğu hızlı tempolu sekizini seçip seslendirerek , genç piyanistlere sürekli çalışmayla nasıl zinde kalınacağını gösteriyordu.
HEDİYE PİYANONUN ÖYKÜSÜ
Dinleti başlamadan önce Rektör danışmanı Doç. Dr. Lale Özgenel'e ve İdil Biret'in eşi Şefik Büyükyüksel'e sahnedeki piyanonun öyküsünü anlattım. ODTÜ Kültür Merkezi binası inşaat halindeydi. Rektör Prof. Dr. Süha Sevük dostumuz binaya çok önem veriyor, sık sık inşaatı kontrol ediyordu. Bir keresinde birlikte gezmiştik. Bina tamamlandığında Kemal Kurdaş Salonu'na kaliteli bir konser piyanosu alınması gerekeceğini, tercihan Hamburg'dan bir Steinway seçilmesinin iyi olacağını söylemiştim.
Açılıştan kısa bir süre önce Sevük telefon edip, gevrekçe gülerek “Senin önerdiğin piyano işi yattı” diyordu. Şaşırmıştım. Meğer dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel “Size ben bir piyano hediye edeceğim” demiş, bir süredir Ankara'da bir firmanın stoklarında bulunan Amerikan malı Baldwin marka konser piyanosu ODTÜ'ye taşınıp teslim edilmişti. Rektörlük de piyanonun hediye olduğunu, yanına yapıştırılan pirinç bir levhayla toplumla paylaşıyordu. Hangi yıldı anımsayamadım, konser sonunda yaklaşıp tarihe baktım: 5 Haziran 1988... Aradan 17 yıl geçmiş...
Bu piyanoda İdil Biret kaç kez çaldı, anımsamıyorum. Ama yaklaşık 5-6 yıl önce piyanonun azizliğine uğradığında da oradaydım. Bir tuş takılı kalmıştı, devam etmek mümkün değildi. Acele akordör çağrılırken, Erhan Karaesmen sahnede İdil'le bir söyleşi yapmış, piyano hazır olunca resital devam etmişti.
Bu kez, böyle mekanik bir aksilik yaşanmadı ama İdil Biret'i dinlerken “Keşke yeni ve daha kaliteli piyano olsaydı” diye içimizden geçirdik. Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar'ın bilgisine ve ilgisine sunuyorum.
KAYIT MARATONUNA DEVAM
Program broşüründe İdil Biret'in (d.1941) biyografisinde bir değişik gözüme çarptı. Çok anlamlı bir değişiklikti bu. Başlıkta, adının yanında (T.C. Devlet Sanatçısı) yazıyordu. Cumhuriyetimizin ilk “hârika çocuk”unun, Cumhuriyete ve değerlerine bağlılığı vurgulanıyordu böylece.
Kültür Merkezinin fuayesinde konserden sonra İdil Biret'e CD imzalatmak için uzun bir kuyruk oluştu.
Broşürün sonuna İdil Biret Arşivi (IBA) satış sitesi www.ibasat.com'un adresi de yerleştirilerek, ülkemizin en fazla kayıt yapmış ve yapmaya devam eden sanatçısının CD'lerine Türkiye'nin her yerinden internet üzerinden adrese teslim sipariş verilebileceği duyuruluyordu. Biret'in 1959'dan bu yana yaptığı 100 plak kaydının tamamının 2016 sonuna kadar Türkiye ve Dünya piyasasına sunulması amaçlanıyor.
İdil Biret, Hacettepe 2. Ulusal Piyano Yarışması'nın jüri başkanı olarak bir hafta Ankara'da. Nisan'da İngiltere konserleri var. Meşhur Westminster Kilisesi'nde bu kez Chopin ve Sriabin'den 12'şer edüt çalacak. Sonra Belçika'da Bach kayıtlarına başlayacak. Mayıs'ta Güney Afrika turnesinin ardından Temmuz'da İtalya'da Bologna Festivali'nde Chopin konçertoları seslendirecek.