Opera tüm sanatların bileşimidir, ama olmazsa olmazı nedir? Müziksiz olmaz, diğer ögelerin doğru, kaliteli olması işi üst düzeye taşır. Yapıtın sahnelendiği tiyatronun sahne olanakları, teknolojik yeterlilik, iyi bir sahne ve giysi tasarımı önemlidir. Ama işin beğenilmesi için sahnede iyi oyunculuk ve güzel sesler, doğru yorumlar önceliklidir.
Bazen kısa bir karakter rolü iz bırakırsa da, esas olan başrol dediğimiz, librettodaki ana kişiliklerinin verimidir.
Bu girizgâhı durup dururken yapmadım. Uzunca süredir Ankara Operası’na gitmiyordum. Pandemiden sonra da ya üç-beş yıl önce kimbilir kaçıncı kez izlediğim operaların tekrarı, ya da ufak-tefek değişikliklerle yeni sahnelemesi vardı programlarda, ya da irili-ufaklı konserler…
Nihayet 2024’ün son günlerinde Ankara’da 50 yıl önce sahnelenmiş bir yapıt, yeni bir yapım olarak gündeme geldi. Fransız besteci Charles Gounod’nun (1818-1893) William Shakespeare’in başyapıtlarından Romeo&Juliette için J. E. Barbier ve M. F Carre’nin librettosu üzerine aynı adla bestelediği opera, gişe ve internetten bilet bulabilme şansına erişen Ankara izleyicisinin karşısına çıktı.
Yapıtın 21 ve 23 Aralık 2024 temsillerini izleyen yazarımız Pınar Aydın O’Dywer, ayrıntılı bir eleştiri yazdı: https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/pinar-aydin-o-dwyer/adob-da-parlayan-isik-romeo-ve-juliet/3458/
Ben ise, değerli dostların bilet alması sayesinde, 4 Ocak 2025 Cumartesi günü saat 13.00’deki matine temsilini izledim. Hiç ayrıntıya girmeyeceğim, yazımın girişinde değindiğim, “başrollerdekilerin önemi” üzerine yazacağım.
2024 yapımı Romeo&Juliette’te operada ihtişam arayanlara hitap edecek bir sahne düzeni yok. Sergievinden tornistan Büyük Tiyatro’nun dar ağızlı sahnesinde, aynı zamanda projeksiyon perdesi işlevi gören minimalist bir dekor vardı. Giysilerde de yalın çizgiler egemendi. Dekor da, giysiler de beyazdı. Âdeta bir zamanlar deterjan reklamındaki gibi “beyazın da beyazı var” dedirten giysiler içindeydi düşman ailelerden Capulet’lerin üyeleriyle, kent halkı, yani koro...
Hasım aile Montegiue’ların mensubu olan başlıca rollerdekiler değişik renklerde ama gene yalın ve günümüz çizgilerini taşıyan giysileri, farklılığı vurguluyordu.
Beyazlı koro değişik işlevlerde de kullanılırken, üzerlerine ya sarı önlükler, ya da dış sahne vurgusu için siyah pelerinler yerleştirilmişti.
Kırmızıyı, adaleti temsil eden Dük'ün giysisinde ve kavgada ölenlerin, yaralananın ak gömleklerinde gördük.
Başrol doğaldır ki yapıta adını veren Romeo ve Juliette’ydi. İzlediğim kastta Juliette’i soprano Görkem Ezgi Yıldırım ( d.1981), Romeo’yu ise Arda Doğan (d.1980) canlandırıyordu. İkisi de artık olgun dönemlerinde olan sanatçılar.
GÖRKEM’İN GÖRKEMİ…
Görkem Ezgi Yıldırım’ı, yanılmıyorsam 2006 yılında otoparkta karşılaştığımızda soprano Selva Erdener tanıştırmış, “Yeni arkadaşımız, çok yetenekli, ilerde adını çok duyacaksınız” demişti. Gerçekten de kısa sürede ilerleyişine, canlandırdığı yardımcı ve başrollerde başarılarına tanıklık ettim Yıldırım’ın. Operadaki başarısı ona devlet orkestralarının konserlerinde oratoryo, vokalli senfoni, operalardan seçmeler gibi programlarda yer almasının da yolunu açtı. Özellikle CSO’da 2015 yılının sonlarında Reinhold Gliere’nin (1875-1956) Koloratur Soprano ve Orkestra İçin Konçertosu’nda üstün tekniğiyle mükemmel bir etkinlik göstererek “en güzel ses insan sesi” tezini doğrularken, tüm salonu kendine hayran bırakmıştı. https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sefik-kahramankaptan/ezgi-yildirim-dan-gorkemli-kolaratur-koncerto/811/
Görkem Ezgi Yıldırım bir kolaratur soprano olarak, klasik opera repertuarı için olağanüstü bir ses, iyi bir oyuncu olduğunu, Juliette’te de bir kez daha gösterdi.
DOĞAN’IN DOĞUŞU VE YÜKSELİŞİ
Romeo rolünde Arda Doğan’a gelince, onu sahnede ilk kez W. A. Mozart’ın librettosunu Giambattista Varesco’nun yazdığı Idemeneo operasında Girit Kralı rolünde gördüğümde yıl 2007’ydi. Öykü de çok ilginçti.
Yapıt İzmir Operası’nda sahnelenmeye hazırlanırken tenor krizi çıkıyor, yurtdışından getirtilen tenor da beğenilmiyor ve çok yönlü bir arayışa giriliyordu. Kendisine danışılan Ankara’nın Başrejisörü Gürçil Çeliktaş, kendi yönetiminde kısa bir operada rol almış Arda Doğan’ı öneriyordu. Denemelerde genel müzik direktörü Winfried Müller’in de onayı üzerine, 25 yaşındaki Arda, iki haftada rolü tümüyle hazırlama başarısını gösteriyor, üç perdelik yapıtın sayfalar tutan rolünü sekiz günde ezberleyip söyleyerek takdir kazanıyordu. Sahnede de bekleneni verdiğine tanıklık etmiştim. Sonra aynı rolü, bu kez Ankara Operası’nda söyleyerek, dudak bükenlere de kendini kanıtlayacaktı. Operayı izleyenler “Nereden çıktı bu çocuk?” sorusuna yanıt arıyorlardı.
Aslında lirik tenor olmasına karşın, dramatik tenor rolleri de verildi, hangi role yazılırsa elinden geleni yaparken, sabır göstererek çalışmasını sürdürdü. Amerikalı ünlü şan pedagogu Bel Canto uzmanı Randolph Mickelson’dan ders almak için ısrarla başvuruda bulundu. Mickelson önce kabul etmemesine karşın, Arda Doğan’ı dinleyince “Gel” dedi. Aylar süren ders seanslarından sonra, Mickelson, Arda'dan çok umutlu olduğunu belirterek "öğrettiklerini düzenli olarak yaparsa ve çalışırsa en geç 4 sene içersinde sesinin mükemmel bir düzeye ulaşacağını" söylüyordu. Nitekim öngörüsü tuttu ve genç tenor mükemmel bir gırtlağa ulaşma başarısını gösterdi. Romeo rolünde izlerken, geçmişi düşününce Pekin Kırgız’ı ve rahmetli Ömer Yılmaz’ı andım.
Yıldırım ve Doğan’ın* Romeo&Juliette’te buluşması gerçekten görkemli oldu. İkisi de “başrol” kavramının hakkını verdikleri gibi, bu yapıtın izlenir-dinlenir olmasında aslan payını aldılar.
Romeo&Juliette, Ankara Operası’nın ıvır-zıvırdan kurtulup yeniden opera repertuarına dönüşe geçtiğinin işaret fişeği olarak değerlendirilebilir. Bu saptamayı, Cemal Reşid Rey’in Çelebi operasının 2025 ilkbaharı için hazırlanmakta olduğu bilgisine dayanarak yapıyorum. Çelebi’nin programa alınmasını, ilgi bekleyen çok sayıda Türk operasına da eğilinileceğinin öncüsü olarak kabul etmek istiyorum.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Ocak 2025, Ankara
- İki solistin resmi özgeçmişleri için:
https://www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar/artistdetail.aspx?ArtistId=922
https://www.operabale.gov.tr/tr-tr/Sayfalar/artistdetail.aspx?ArtistId=455