İstanbul AKM' aslını hayli andıran biçimde yeniden inşa edilip açılırken, sahneye yeni bir “Türk operası”nın konuluyor olması sevindiricidir. Bu opera, yıllardır sahnelenme bekleyen, görmezlikten gelinen Türk sahne eserleri arasından seçilmemiş, konusu belirlenerek bu açılışta sahnelenmek üzere özel olarak sipariş edilmiştir. Akıl edenlerin, önerenlerin, kabul edenlerin, emek verenlerin peşin peşin akıllarına, ellerine, emeklerine sağlık. Onlar zaten kendilerini bilirler.
NEDEN UÇARSU?
Sinan operasının librettosu Bertan Rona'ya yazdırıldı. Rona çalışmasını, Halit Refiğ’in “Koca Sinan” adlı eserinden yola çıkarak yapmış. Koca Sinan, Halit Refiğ'in 1978 yılında kaleme aldığı, ancak teknik ve bürokratik imkânsızlıklar nedeniyle gerçekleşmemiş bir filim tasarımıydı. Bu çalışmayı Dergâh Yayınları kitaplaştırarak yayınladı. Kitabın tanıtımında “Kendini devletine ve dinine adamış, iş ahlâkını düstur edinmiş Mimarbaşı Sinan Ağa; on altıncı yüzyılın toplumsal, siyasal ve ekonomik yapısı içinde karşımıza çıkıyor. Koca Sinan ile birlikte bir İmparatorluğun yapısı, işleyişi, anlayış farklarını da izleyeceksiniz. Göz alıcı ayrıntıları ve titizliğiyle sürükleyici bir metin” satırlarını görüyoruz.
Rona'nın librettosunu bestelemek üzere seçilen besteci, BESOM'un 2019-20 beste ödülünün de sahibi Hasan Uçarsu (d.1965) olmuştu. Uçarsu'nun opera bestecisi olarak seçimi bu ödülü almasından önce 2018'de oldu. Ama ödül gerekçesi, akla gelen isimler arasında niye öne çıktığı hakkında fikir verebilir:
“Çağdaş çoksesli müziğimize, oda müziğinden senfonik orkestra, solistler ve koro için büyük boyutlu yapıtlara kadar her ölçekte geniş biçimde katkıda bulunduğu, Türk ozanlarının dizelerini değişik türlerde bestelediği, yapıtları Avrupa'nın değişik ülkelerinde orkestra ve korolar tarafından seslendirildiği, kayıtları yayınlandığı, son dönemde Viyola ve Piyano için İkili Konçerto (Bir Aşk Destanı), Sakıncalı Piyade ve Troya'dan Çanakkale'ye eserleri tüm orkestraların dağarına girdiği için, BESOM 2019-20 Yılı Beste Ödülü, besteci Hasan Uçarsu'ya verilmiştir.”
YARATICI KADRO
Sinan operası, Süleymaniye Camii’nin yapımı sırasında I. Osmanlı İmparatorluğu'nun 10. padişahı ve 89. İslam halifesi I. Süleyman ile baş mimarı arasında yaşanan gerilimi, padişahın en yakınlarının bu gerilime katkıları ve yumuşatma çabalarını konu alıyor.
Daha önce korolu ve insan sesi için çeşitli yapıtlar ortaya koyan Hasan Uçarsu'nun bu “ilk” operası. Orkestra şefinin seçimi konusunda fikri sorulduğunda Gürer Aykal ve Rengim Gökmen adlarını verdiğini, Aykal'ın kabul etmesi üzerine başka arayışa girilmediğini biliyorum.
Yapıtın sahnelenmesinde yer alacak yaratıcı kadroyu ise Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü belirledi. Bu konuda kamuya açık kaynaklarda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca paylaşılan metni aynen vermek istiyorum:
“Eserin yaratıcıları arasında; ülkemizin en önde gelen şeflerinden Gürer Aykal, bir Türkiye hayranı olan İtalyan rejisör Vincenzo Grisostomi Travaglini ve yönetmen danışmanı Ravivaddhana Monipong Sisowath, Türkiye’de çok başarılı ışık tasarımlarına imza atan, İtalyan ışık tasarımcısı Giovanni Pirandello, Türkiye’de sayısız önemli işlerin kostüm tasarımına imza atmış olan Serdar Başbuğ ve dekor tasarımcısı Zeki Sarayoğlu bulunmaktadır.”
İŞTE DİSTRİBÜSYON LİSTESİ
Peki, başlıca rolleri kimler paylaşacak? Soyadına göre alfabetik sıra ile veriyorum:
Mimar Sinan (tenor): Ali Murat Erengül / Murat Karahan / Efe Kışlalı
Sultan Süleyman (bas): Göktuğ Alpaşar / Suat Arıkan / Tuncay Kurtoğlu
Hürrem Sultan(mezzo soprano): Aylin Ateş / Nesrin Gönüldağ
Mihrimah Sultan(soprano): Gülbin Günay / Hale Soner Kekeç
Rüstem Paşa (bariton): N. Işık Belen / Kevork Tavityan
Ebussuud Efendi (bas): Göktuğ Alpaşar / Ali Haydar Taş / Umut Tingür
Ayas Paşa ve Sinan’ın Kalfası (tenor): Berk Dalkılıç / Onur Turan
Önce Süreyya Operası'nın üst katında başlayan, daha sonra AKM sahnesine taşınan provalardan sonra, yukardaki listede siyah harflerle belirtilen sanatçıların 29 Ekim 2021 akşamı prömiyer temsilde sahnede olmaları bekleniyor. Tabii, Volkan Akkoç'un hazırladığı İstDOB Korosu ile birlikte...
30 Ekim'de yerine göre 200, 150, 100, 75 ve 50 TL fiyatlarla satışa açık bulunan ikinci temsilde rollerin bir kısmında listede yer alan diğer sanatçıların rol alması bekleniyor.
UÇARSU NE DİYOR?
Besteci Hasan Uçarsu provaların tamamını izleyerek gerekli katkılarda bulundu. Başkaca eserleri seslendirildiğinde birkaç uzmanlık sitesi dışında pek kimsenin aklına gelmeyen Uçarsu'nun önünde bu süreçte neredeyse bir gazeteci kuyruğu oluştu, pek çok röportajı da prova aralarında vermek zorunda kaldı. Genellikle de, doğal olarak aynı şeyleri söyledi.
Uçarsu bakın ne diyor:
“Eserin metni 2020 yılının Mayıs ayında tamamlandı. Bestelemeye Haziran ayının ilk günlerinde başladım ve 2021 yılının Temmuz ayının ilk günlerinde yaklaşık bir yıllık bir zaman diliminde oldukça yorucu ve yoğun bir çalışma akışıyla eserin piyano eşlikli halini tamamlayıp şarkıcıların ve koronun çalışması için teslim ettim. Müziğin orkestralama aşamasını Eylül ayının son haftasına doğru bitirip eseri tamamladım.”
“Sinan operası her ne kadar kurmaca bir sanat eseri olsa da tarihi karakterlere haksızlık etmemek ve temel tarihi gerçekleri tahrif etmemek en hassas olduğumuz nokta oldu.”
“Sinan’ı çok daha farklı bir boyutta kendi içimde algıladım, yaşadım ve yaşattım. Sinan ile aramda çağlar ötesine ulaşan bir duygudaşlık oluştu. Eserin bestelenme aşamasında bu duygusal bağ çok daha gelişip derinleşti. Neredeyse onunla tekvücut haline geldim. Öyle ki Sinan operasını bestelerken yaşadıklarım ile Sinan’ın Süleymaniye’yi yaparken yaşadıkları, içinde bulunduğumuz durumlar özünde büyük benzerlikler gösterdi.”
“Eserin temelini aşk oluşturuyor. Sinan ve çağı ele alındığında üç boyutlu ‘ilahi, devlet ve güzellik aşkı’ karşımıza çıkacak. Yeni AKM’nin yeni bir Türk eseriyle açılması bu toprakların sesine ve besteciliğine güvenin 21. yüzyıldaki işaretidir.”
Uçarsu'nun son cümlesindeki “Yeni AKM’nin yeni bir Türk eseriyle açılması bu toprakların sesine ve besteciliğine güvenin 21. yüzyıldaki işaretidir” saptamasının işaret olmakla kalmayıp uygulamada devamlılık göstermesini, Sinan vesilesiyle DOB'un seslendirilme bekleyen, ya da bir kez bir kentte sahnelenip “çeşitli nedenlerle” kaldırılmış nice opera ve bale eserini anımsayıp gündemine almasını diliyorum.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
27 Ekim 2021, Kadıköy