Sayın Sami Eren’in “Resim Sanatında J.S. Bach'a Saygı” başlıklı yazısını her zamanki gibi ilgiyle okudum: (https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sami-eren/resim-sanatinda-j-s-bach-a-saygi/2932/ Erişim: 25.01.2023) Serde Göz Doktorluğu olunca Bach’ın göz hastalığından söz etmeden duramadım. Esasen Eren’in “Bach’ın 25 Numaralı Kantatı ve Tıp” başlıklı yazısını okuduğumda da elim kıpırdamıştı ama kısmet resim sanatınaymış: (https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/sami-eren/bachin-25-numarali-kantati-ve-tip/2694/ Erişim: 19.1.2022). Bir bakıma bana Bach’ı yazdıran deprem sarsıntısıdır da; yaşamını, yakınlarını, sağlığını, evini, işini, günlük sıradan sorunlarını ve umudunu yitirenlerle hiçbir işe yarayamama duygusu edinen bizler… Ne de olsa Johann Sebastian Bach’ın (1685-1750) tüm zamanların en büyük bestecilerinden biri olarak sayılmasının nedeni insanlığa dair tüm deneyim ve duyguları bestelerinde ifade edebilmiş ve dinleyenlere de hissettirebilmiş olmasıdır.
Bach’ın yaşamı hakkında yazılmış en değerli iki biyografiden ilki öğrencisi Friedrich Agricola ile bestecinin büyük oğlu Carl Philipp Emanuel’in beraber yazdığı “Nekrolog auf Johann Sebastian Bach” (Johann Sebastian Bach’ın Ölümü, 1754) adlı kitap, diğeri ise Johann Nikolaus Forkel’in kaleme aldığı “Ueber Johann Sebastian Bachs Leben, Kunst und Kunstwerke” (Johann Sebastian Bach’ın Yaşamı, Sanatı ve Sanat Eserleri Üzerine, 1802) adlı kitaptır. Bu biyografilere göre uzağa gözlerini kısarak bakan ama bunun dışında görme sorunu olmayan Bach bugünkü bilgilerin ışığında muhtemelen düşük dereceli miyoptu.
(Resim 1a, Resim 1b. Bach. Ressam: Elias Gottlob Haussmann, 1748).
İlerleyen zamanlarda, görüşü çok zayıflayan Bach'a katarakt teşhisi konulmuş, arkadaşlarının ısrarıyla gözlerini ameliyat ettirmeye karar vermiş. 1750'de Leipzig'de bulunan gezgin İngiliz göz doktoru “Şövalye” lakaplı John Taylor tarafından bir ay arayla iki gözüne ameliyat yapılmış. Ancak ne yazık ki başarılı geçmeyen ameliyatların sonucunda önce gözlerinde ağrılı ciddi iltihap ve iltihaba bağlı diğer sorunlar gelişmiş
(Resim 2a, Resim 2b. Bach. Ressamı bilinmiyor, 1750?).
Ardından da görmesini kaybetmiş. Ameliyatlardan kısa bir süre sonra da muhtemelen göz iltihabının vücuduna yayılması sonucu felç geçirerek 65 yaşında yaşamını yitirmiş. 1750 yılında yazılmış besteleri olmasına karşın bunları ameliyatlardan sonra göz sorunlarıyla uğraşırken de mi yaptığını eser kütüklerinden anlamak mümkün değil.
O çağda katarakt ameliyatı bulanıklaşmış olan göz merceğinin çıkarılması yerine gözün içine itilmesi yöntemiyle yapılmaktaydı (Resim 3. 18.yüzyılda katarakt ameliyatı yapılışı. Ressam: Lorenz Heister, 1718). Bu yöntemde göz merceği normalde ince zarla kaplı bir kesenin içindeyken, gözün içine sokulan eğri uçlu kanca gibi bir iğneyle içeri doğru itilerek kesenin yerinden ayrılması ve gözün içindeki boşluğa düşmesi sağlanırdı. Ancak eğer bu sırada merceğin kesenin zarı yırtılırsa ki bu sık olabilen bir durumdu, ortaya çıkan proteinlerle daha önce hiç karşılaşmamış ve onları yabancı cisim olarak kabul eden bağışıklık sistemi derhal savaş durumuna geçer ve göz de savaş alanına döner, işlem görmenin kaybıyla sonuçlanırdı. Tabii o çağlarda henüz mikrop nedir bilinmediğinden, dolayısıyla da antibiyotikler geliştirilmemiş olduğundan sonrasında tedavisi ilkel yöntemlerle yapılırdı. Öyle gözüküyor ki John Taylor’ın Bach’a uyguladığı işlemle Bach’ın gözlerinde de olumsuz sonuç meydana gelmiş, ardından da tüm vücuduna yayılan iltihap ölümüne yol açmış. Dahası Taylor mutat davranışı olduğu üzere işlem sonrasında sırra kadem basmış.
“Şövalye” John Taylor
İngiltere doğumlu, “Şövalye” lakaplı John Taylor (1703-1772?), İngiltere, Hollanda ve Fransa'da cerrahi eğitimi almış olan gezici bir (hekim değil) uygulamacıydı (Resim 4. John Taylor). Çalışma hayatını her tarafı göz resimleri ve “qui da videre dat vivere” (görmek hayat vermektir) sözleriyle boyanmış süslü bir arabayla dolaşarak geçirmişti. Böylesine etkileyici reklamla insanları inandırdığı arabasıyla tüm Avrupa’yı, hatta Rusya ve İran'ı da dolaşıp çok sayıda kişiye ameliyatlar (!) yapmıştı. Taylor’n her ne kadar katarakt, şaşılık, kornea hastalıkları başta olmak üzere göz hastalıkları alanında “kendinden menkul” bilgili olduğu ve bilimsel yayınlar yaptığı söylentisi varsa da günlük pratikte gerçek bir şarlatan olduğu konusunda tıp çevreleri hemfikirdir. Yaptığı işlemlerden sonra gözü kapatıp uzun bir süre hiç açılmamasını istemesi mikroplu bandajın göze yakın durarak enfeksiyon oluşturma riskini artırmıştı. Hastalar bir süre sonra bandajı açtığındaysa Taylor çoktan yeni kurbanları ameliyat etmek için bir sonraki kasabaya doğru yola çıkıp izini kaybettirmiş olurdu. Örneğin İsviçre'de yüzlerce hastayı kör ederek arkasında bırakmıştı ve bunu kendisi de itiraf etmişti. Çoğu zaman, bu müdahaleler için hastanın servetine bağlı olarak fahiş meblağlarda para talep ederdi. Nakit ödeyemeyenlerden ise altın saat gibi değerli eşyaları da kabul ediyordu. Talihin garip bir tesadüfü olarak John Taylor 1751’de G. F. Haendel’in gözlerine de aynı işlemleri uygulayarak onun da kör olmasına yol açmıştı.
Demek o zamanlarda da liyakati olmayan, sorumluluk almayıp ortamdan kaçan, insanları mağdur duruma düşüren kerameti kendinden menkul kişilere “Şövalye” deniyormuş!
Pınar Aydın O’Dwyer
23 Şubat 2023, Ankara
Kaynaklar
(1). Zegers RHC: The Eyes of Johann Sebastian Bach. Arch Ophthalmol 123(10):1427-30, 2005
(2). Tarkkanen A: Blindness of Johann Sebastian Bach. Acta Ophthalmol 91(2):191-2, 2013
(3). Gryzbowski A: John Taylor and Johann Sebastian Bach - More information still needed. Acta Ophthalmol 91(3):e250-2, 2013
(4). Towe TN: The Face of Bach. https://www.bach-cantatas.com/thefaceofbach/08w828.htm Erişim: 17.2.2023