Tunalı’da bir kafede bir dostumla sohbet ediyordum. İki genç yaklaşıp “tiyatroya bilet alır mısınız” diye sordu. Elbette, temsil tarihi bana uygundu, ben aldım. Nereye hangi tiyatro grubuna gittiğimi, ne seyredeceğimi bilmeden yola çıkmak, kendimi sanat macerasına atılmış bulmak en heyecan duyduğum serüven şekli.
Böylece 17 Mart 2024 akşamı Ünal Çeken Sahnesi’nde Ankara Orta Oyuncuları Tiyatrosu’nun oynadığı Ernest Hemingway’in aynı adlı romanından uyarlanan “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” adlı eseri izlemek için yola koyuldum.
Kızılay, Fevzi Çakmak 1. Sokak’taki Ünal Çeken Sahnesi aslında bir apartmanın giriş katındaki dükkân, ama içeri girince dehlizvari bir koridor bambaşka bir evrene uzanıyor. Bu evrende seyre gelenleri önce kitaplar ve ödüllerle dolu, rahat koltukların bulunduğu, çay-kahve mutfağı olan sıcak bir ev salonu-fuaye karşılıyor.
Yan kapıdan girilince ince uzun dikdörtgen biçiminde (150m2) bir salona varılıyor. Salonun uzun kenarlarından birinde üç katlı seyirci tribünü var. Sırtı karşı uzun kenarda olmak üzere ortadaki 72m2‘lik alanda sahne yer alıyor. Ben 80 kişilik tribünün üçünü katına tırmanıp oraya oturdum. Öyle ki azıcık dik oturunca kafam tavana-arşa değiyordu âdeta.
YARATICI ve YORUMLAYICI SANATÇILAR
2017 yılından beri sahnelenen bu 2 perdelik eseri tiyatroya Ünal Çeken uyarlamış ve yönetmiş. Yardımcı yönetmen Harun Bendaş, Prodüktör Yasemen Çeken, Reji-sahne sorumlusu Cihan Karakuş. Dekor kostüm aksesuar Özcan Bahar’ın tasarımı, sahne amiri Ayşe Ebru Bütün.
Oyuncular: Maria: Zeynep Özbalcılar, Roberto: Furkan Kocaman, Piar: Ayşe Ebru Bütün, Pablo: Harun Bendaş, Rafael: Cengizhan Çoban, Anselmo: Mirhan Hare Döner, Joaquin: Fırat Çakırca, El sordo: Kağan Çağlar, Agustin: Sezen Cemre Civan, Primitivo: Hacer Nur Dırmukçu, General Golz: Yağız Canıgüroğlu.
KONU
Piyesin konusu Ernest Hemingway’in 1939 İspanya iç savaşını anlatan ölümsüz eseri Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un tiyatroya uyarlanmış özetiydi. Eserin baş karakteri Roberto, İspanya iç savaşında Franco rejimine karşı dağlarda savaşan çingene gerillalara katılmıştır. Aslında Hemingway’in kendisi olan Roberto bir köprüyü havaya uçurma görevini üstlenmiştir. Görevi yerine getirme aşamasına kadar çingenelerin saklandığı mağarada, ardından savaş alanında “idealler”, “geçmiş ve gelecek”, “ölüm korkusu”, “dostluk ve aşk” ve benzeri motifler betimlenmiş. Temsil 90 dakika sürüyor.
TEMSİL İZLENİMLERİ
İnce uzun sahne-oyun alanı soldan sağa eserin her sahnesi-bölümü için dekor yerleştirilerek zaman içinde olayların ilerleme efekti yaratılmış. Daha ayrıntılı bir anlatımla, olaylar en solda bir masa çevresinde başlıyor, sonra biraz sağda mağara dışına ve ardından içine geçiliyor; en sağda maket şeklindeki köprünün dinamitlenmesi ile son buluyor. Sahne geçişleri ışık kapanıp müzik ile sağlanıyor. Böylece olaylar âdeta bir zaman şeridinde ve üretim bandında sağa doğru ilerliyor. Aslında dekorlar ve kostümler minimal ama yeterli sembolizasyon içerdikleri için konuyu en ince ayrıntısına kadar anlamak, izlemek, diğer bir deyişle sahneyi çözmek mümkün.
Daha önce hiç karşılaşmadığım bu sahneleme ve sahne kullanım şeklinde perde olmadığı için seyircinin aralıksız olarak alımlaması sağlanmış oluyor. “Sahne üzerinde yaptığın her devinimin bir amacı olmalı” prensibine uygun şekilde her ayrıntının planlanmış ve uygulanmış olması da seyircinin dikkatinin kesintisiz olabilmesinin diğer önemli bir nedeni.
Dekorların minimal olması ve alan-espas kullanılma biçimi, Peter Brook’un tiyatro sahnesinde “boş alan” teorisinde savunduğu üzere sahne-alanları arasındaki geçişte seyirciye hayal kurmayı, bağlantıları yeniden gözden geçirmeyi ve nihayetinde derin belleğine yerleştirmesini sağlıyor. Üstüne sahnenin seyircilerin iki adım ötesinde yer alan bir açık alan oluşu insanın kendisini gerçekten oradaymış gibi hissetmesine yol açıyor. Bir de bunlara seyirciye yabancılık duygusu veren klasik teatral tarz yerine, içindelik sağlayan doğala yakın sinematografik tarzda oyun biçimi eklenince ben sadece zihnimle değil, âdeta etimle kemiğimle oradaydım, bizzat mağaranın, savaşın içindeydim. Oyuncuların kendi canlandırdıkları karakterin duygu ve düşüncelerini oyundaşlarıyla paylaşabilmesinin ve inandırabilmesinin ötesinde bunları biz seyircilere de aktarabilmesi nedeniyle ben de orada onlardan biriydim. Öylesine ki, hafif kar efektiyle iliklerime kadar soğuğu hissettim; sahnedeki karakterin yüzüne düşen ışık kendi yüzüme tutuluyormuş gibi geldi; karakterlerin kavgalarında taraf tuttum; sevgililere bir şey olmasın diye yerimden kalkıp onlara paravan olmak istedim.
Aralardaki İspanyolca müzik ve finaldeki İspanyol cumhuriyetçileri sembolü, “özlenen sevgili vatandan ve arzu edilen özgürlükten” söz eden Ay Carmela adlı şarkıyla artık ben Francisco Goya’nın 1814’te yaptığı Madrid Ayaklanmasında Kurşuna Dizilenler” adlı tablosundaki yaralılardan biriydim.
Eserde yer alan “İnsan düşünürken düşünemez. İnsan ne düşündüğünü de düşünemez”, ifadeleri benim için de geçerliydi. Temsil bitip eve dönüş yolunda eseri “”düşünürken, ilk tanıştıklarında mağarada Piar’ın Roberto’nun el falında ne gördüğü sorusunun cevabını “düşünememiştim”. Ertesi gün eseri belleğimden geri çağırıp “anımsadığımda” sorumun cevabını aniden “buldum-anladım”; eserin sonunda olacak olanı görmüştü.
O akşamdan bu yana zihinden çıkmadan anlam ürettirmesi devam eden bu temsil belli ki beni Ankara Orta Oyuncuları’nın başka oyunlarına da heyecan ve merakla sürükleyecek. O halde orada tribünlerde görüşmek üzere…
PINAR AYDIN O’DWYER
5 Nisan 2024, Ankara
Ankara Orta Oyuncular Tiyatrosu 1994’te Ünal Çeken tarafından kurulmuş. Halen bu tiyatronun Genel Sanat Yönetmenliğini yürüten Çeken, sinema sektöründe de özellikle Fal ve Mevhibe 1944 adlı uzun metrajlı filmleriyle tanınan bir sanatçı. Tiyatroda en bilinen ve gerçekten binlerce kez sahnelenmiş olan yönettiği eserleri arasında Çanakkale Şehadet, İstiklal Yolu, Gazap Üzümleri, İnce Memed, Yılanların Öcü, Ateşten Gömlek, Tunalı Hilmi Cinayeti, Korontina, Son Bir Buçuk Saat, Kurtuluş ve Kösem sayılabilir. 120’ye yakın tiyatro eseri bulunan Çeken, yerli ve yabancı klasik romanları tiyatroya uyarlamalarıyla da tanınmaktadır. Gazap Üzümleri (John Steinbeck), İnce Memed (Yaşar Kemal), Yılanların Öcü (Fakir Baykurt), Ateşten Gömlek (Halide Edip Adıvar) ve Çanlar Kimin İçin Çalıyor (Ernest Hemingway) bu tiyatro uyarlamalarından bazılarıdır.
https://www.ankaraortaoyuncularitiyatrosu.com/
Biletler: https://biletinial.com sitesinden ve “Ankara Orta Oyuncuları Tiyatrosu” gişesinden temin edilebilir. Sezondaki diğer eserler: Korontina (Ünal Çeken: romantik komedi), Kuvayı Milliye Destanı (Nazım Hikmet), Bir Garip Memleket (Ünal Çeken).
Kaynaklar
Brook P: Boş Alan. Afa Yayınları, 1990
Marlalı H: Mimik-Rol Alıştırmaları ve Temel Tiyatro Bilgisi. Betik Yayınları, 1974