Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Charles Gounod’nun Roméo ve Juliette adlı operasının provalarına başlamış durumda. 21 Aralık 2024’te ADOB sahnesinde prömiyeri yapılacağı açıklanan bu eserin Fransızca librettosunu Jules Barbier ve Michel Carré, William Shakespeare’in aynı adlı tiyatrosundan esinlenerek kaleme almış.
Shakespeare’in ister trajedi, ister komedi olsun tiyatro eserlerinde kadın ve erkek iki ana karakterin yanı başında ya da onların hemen arkasında olayların ana-fikrinin sembolü olan bir karakter yer alır. Örneğin Macbeth’de cadılar, Kuru Gürültü’de (Much Ado About Nothing) Don John, Othello’da Iago, Julius Caesar’da Antonio, Hamlet’te Polonius ve Horatio, Kral Lear’da Edmond ve kralın öteki kızları Goneril ile Regan vb. gibi örnekleri çoğaltılabilecek bu karakterler olayların olumsuz yönde seyretmesinin asıl müsebbibidir. Bu karakterlerle Shakespeare kötülük timsali; iftiracı-fitneci-yalancı-kıskanç-ortalık karıştırıcı, saldırgan ve saldırtan, vb. insan arketiplerini tanımlamış ve göze batırmadan sunmuştur.
TYBALT
Pek yakında ADOB’da sahnelenecek olması nedeniyle, daha yakından tanımak amacıyla Romeo ve Juliet’in tiyatro metnini okumaya giriştim (Romeo ve Juliet, (Çev: Ö. Nutku). Remzi Kitabevi, 9. Basım, 2003). Okurken Juliet’in kuzeni Tybalt, olayların olumsuz gidişatını fişekleyen o “şeytan” olarak karşıma çıktı. Kökeni “cesur veya kafası kolay kızan-kavgacı" anlamında Tybalt (Eski Almanca Theobald) adındaki karakteri kendi ağzından takdim etmek istedim. Bakarsınız size bir yerden tanıdık gelir…!
1.PERDE, 1. SAHNE’de Verona meydanında: Düşman aileler Montague’lerin ve Capulet’lerin fertleri karşılaştığında Capulet’lerden Tybalt, Montague’lerden Benvolio’ya şöyle sataşır:
Tybalt: Ne o, şu yüreksiz uşak parçalarına kılıç mı sallıyorsun yoksa! Dön Benvolio, dön de gör ölümünü, bak bana!
Benvolio: Niyetim barıştırmak, tut kılıcını kınında, ya da benimle birlikte kullan bu adamları ayırmakta!
***
1.PERDE, 5. SAHNE’de Capulet’lerin evindeki baloya Montague'lerden Romeo ve arkadaşları Mercutio ile Benvolio’nun gizlice sızdığını fark eden Tybalt kendi ailesini kışkırtmaya kalkışır ve amcası Kont Capulet ile şöyle tartışır:
Tybalt: Montague'lerden biri sesine bakılırsa, Kılıcımı getir bana, çocuk!
Bu herif geçirip bir maske suratına, hangi cüretle gelmiş böyle alay etmeye eğlencemizle! Soyumun adı üzerine and içerim ki, günah olmaz gebertmek bu herifi!
Kont Capulet: Ne oldu kuzenim, ne bu hiddet böyle?
Tybalt: Bak amca, düşmanımız Montague'lerden biri, nispet vermek için gelmiş serseri, küçümsemeye bu geceki eğlencemizi.
Kont Capulet: Romeo değil mi o?
Tybalt: O ya, alçak Romeo!
Kont Capulet: Sakin ol kuzenim, kendi haline bırak onu, ağırbaşlı bir efendi gibi davranıyor doğrusu; hem övünüyor tüm Verona kendisiyle; erdemli, saygılı, yiğit bir genç diye. Verseler bile bu kentin tüm servetini, istemem evimizde küçük düşürülmesini. Onun için sabırlı ol, görmezlikten gel. Ben böyle istiyorum çünkü her şeyden evvel. Sevimli ol, saygın varsa biraz bana. Bırak şu asık suratı bir yana, hiç yakışmıyor toplantımıza.
Tybalt: Yakışır pekâlâ! Katlanamam ben buna, konuklar arasında böyle bir alçak varsa.
Kont Capulet: Katlanacaksın. Hem de öyle bir katlanacaksın ki, anladın mı? Evin efendisi ben miyim, yoksa sen mi? Katlanamazmış, güleyim bari. Tanrım sabır ver sen bana! Horoz gibi ötüp kendi çöplüğünde, kavga çıkartacaksın ha!
Çalım satıp erkeklik mi taslayacaksın?
Tybalt: Ama utanç verici bir şey bu, amca!
Kont Capulet: Hadi hadi uzatma, şımarık çocuk sen de, utanç vericiymiş!
Sana da dokunur bakarsın bu şakanın ucu, bilirim ben ne yaptığımı. Bana karşı gelmenin tam zamanı doğrusu!
Tybalt: Hiddetten titriyorum, kendimi zor tutuyorum, çarpıştıkça sabrım istekli öfkemle. Şimdilik gidiyorum; ama bu davetsiz kişi tatlı görünse de şimdi, dönüşecek acı bir zehire. (Bu aşamada iş daha tatsızlaşmadan salondan çıkar.)
***
3.PERDE, 1. SAHNE’de Verona meydanında: Mercutio ve Benvolio ile karşılaşan kabadayı Tybalt yine kavga çıkarma ruh halindedir. Ne yazık ki Mercutio’nun bu kışkırtmaya yanıtı, aklıselim sahibi Kont Capulet’ninki ve Benvolio’nunki ve hatta Romeo’nunki gibi barışçıl ve uzlaştırıcı olmaz. Hatta Tybalt’in arandığı belayı Mercutio ona kendi ağzı ve elindeki kılıcıyla sunar.
Tybalt: Arkamdan gelin, onlarla konuşacağım. İyi akşamlar beyler! Tek bir sözüm var birinize.
Mercutio: Tek bir sözünüz var, birimize ha! Çiftleştir de tam olsun: Bir söz, bir tokat gibi.
Tybalt: Fırsat verirseniz beyler, o işi de yapabileceğimi görürsünüz.
Mercutio: O fırsatı biz vermeden siz bulamaz mısınız?
Tybalt: Sen de Romeo ile aynı havayı çalıyorsun, Mercutio.
Mercutio: Aynı havayı mı? Sen bizi çalgıcı yerine koyuyorsun demek
Eğer bizi çalgıcı yerine koyarsan, uyumsuz havadan başka bir şey bulamazsın.
İşte kemanımın yayı; seni bir dans ettirsin de gör. Vay canına! Çalgıcı demek!
Benvolio: Kalabalığın ortasında durmuş konuşuyoruz. Ya tenha bir yere çekilin, ya soğukkanlı tartışın derdinizi, ya da ayrılın. Bize bakıyor herkes.
Mercutio: Gözler bakmak içindir. Varsın baksınlar. Yerimden kımıldamam başkalarının keyfi için.
Tybalt: Size iyi akşamlar, geliyor benim adamım; Romeo! (Romeo girer.)
Mercutio: Senin adamının giydiğini giyerse o, ben de kafamı keserim. Hadi buyur meydana, görelim. Kaygılanma seni izleyecektir. Ancak bu anlamda, beyimiz "adamım" diyebilir ona.
Tybalt: Romeo, sana karşı katlandığım sevgi, şu sözlerden başkasını bulamıyor senin için: "Sen alçağın birisin!"
Romeo: Tybalt, seni sevmemi gerektiren şey, alıkoyuyor beni böyle bir selâma, gereken karşılığı vermekten. Alçak değilim ben; Haydi yoluna, uğurlar olsun, sen beni hiç mi hiç tanımıyorsun.
Tybalt: Hey çocuk, mazur gösteremez, bana ettiğin hakaretleri bunlar: Onun için dön ve çek kılıcını.
Romeo: Hiçbir zaman hakaret etmedim sana, Hem ben, aklının alabileceğinden
daha çok severim seni, sonra anlayacaksın bu sevginin nedenini: Bu yüzden, soylu Capulet, bil ki, benim adım kadar değer veririm senin adına.
Mercutio: Of miskin, şerefsiz, çirkin bir boyun eğiş! Hepsini temizler bir kılıç hamlesi. (Kılıcını çeker.) Sıçan avcısı Tybalt, bu yana gelsene!
Tybalt: Senin benden ne alıp veremediğin var?
Mercutio: Kediler kralı, dokuz canından yalnızca birini. Onu da hemen almak niyetindeyim. Geri kalan sekizine gelince, belki bir güzel pataklarım. Kılıcını şöyle kulağından tutup kınından çıkaracak mısın? Çabuk ol, yoksa onu daha çıkarmadan benimki bulacak senin kulaklarını.
Tybalt: (Kılıcını çeker.) Hazırım öyleyse.
Romeo: Mercutio, dostum, indir kılıcını.
Mercutio: Hadi bakalım, göster ünlü hamleni. (Vuruşmaya başlarlar. Bu aşamada Romeo ve Benvolio hâlâ onları sakinleştirmenin yolunu bulmaya çalışmaktadır.)
Romeo: Benvolio, çek kılıcını şunları ayıralım. Ayıptır beyler, vazgeçin bu rezillikten! Tybalt, Mercutio, Verona sokaklarında kavgayı kesinlikle yasak etti Prensimiz. Dur Tybalt! Mercutio, dostum! (Tybalt, Mercutio'yu ağır şekilde yaralar ve adamlarıyla kaçar. Az sonra Mercutio, Romeo ve Benvolio’nun kolları altında can verir.)
***
Aynı ortamda aynı sahnenin devamında: İşler sarpa sarar. Arkadaşının ölümüyle öfke içinde kılıcını eline alan Romeo, Tybalt ile vuruşur ve onu öldürür.
YORUM ve SONUÇ
Görüldüğü üzere Shakespeare’nin Tybalt’i kavgacı arketipi örneği. Karakteri, ortada fol yok yumurta yokken sürekli düşman yaratıp, ona saldırmak ve daha önemlisi başkalarına hedef gösterip saldırtmak üzerine kurmuş. “Barış”, “uzlaşma” ne kelime, “öteki” yaratmakta üstüne yok. Böylece “önemli bir kişi” olduğunu ortaya koymaya uğraşıyor, kavga çıkartabildikçe, masumları birbirine düşürebildikçe, dikkatleri başkalarına yöneltebildikçe güçlü; yoksa o bir hiç aslında! Çıkarttığı kavga sonunda kendi sonunu da getiriyor, doğal olarak; “kendim ettim, kendim buldum”, misali.
Öte yandan insan karakterleri sınıflansa belli başlı dört tipten söz edilebilir: Birincisi, Tybalt’in sembolize ettiği nefret dolu olandır. Kendisini tanımlamak için düşman olabileceği bir öteki gereklidir. İkincisi anında kışkırtılabilen, kavgacı Mercotio’dur; en ufak bir eleştiriye tahammül edemeyecek kadar kendine güvensizdir. Üçüncüsü Romeo gibi, dostu Mercotio öldürülene kadar kendini tutmayı başaran yarı-sabırlı karakterdir, denilebilir. Onun için aile-dostluk bağları başka insanların canından önce gelir. Sonuncusu ise her daim iyi-barışçıl Benvolio’dur; o ne kışkırtılabilir ne de ayartılabilir. Hatta ötekileri sakinleştirip akıl yolunu önerir. Shakespeare’in bir dörtgenin köşeleri misali tanımladığı dört kanka Tybalt-Mercutio-Romeo-Benvolio evrensel kişiliklerdir.
İşin ilginç yanı yüzyıllardır, insanların kendi çıkmazlarına çözüm getirir zannıyla Tybalt’in, Mercotio’nun ve benzerlerinin bağımlısı olarak izliyor olması. Diğer bir deyişle herkesin tanıdığı en az bir Tybalt, bir Mercotio, hatta bir Romeo vardır mutlaka. Peki ya, her daim aklı selim sahibi Benvolio’ların farkında mıyız acaba? Ya da biz hangisiyiz?
Yakında, Roméo ve Juliette operası temsilinde ADOB’da görüşmek dileğiyle…
Pınar Aydın O’Dwyer
04 Aralık, 2024
Notlar: 1. https://www.cigdemim.org.tr/wp-content/uploads/2024/12/cigdemin-sesi-aralik2024-sayi104.pdf yayımlanmış ve izinle kullanılmıştır.
2. Verdiği bilgiler için Sayın Necla Çıkıgil’e teşekkür ederim.
3. Yazıda Romeo/Roméo ve Juilet-Juliette’nin adları söz edilen kaynak eserdeki gibi yazılmıştır.