Epeydir görüşmediğim bir dostumu hal-hatır (belki de veda) ziyareti için yolumu Kütahya’ya düşürüyorum Nisan başlarında. O dostum nedeniyle hep ayrı yerlere koymuşumdur Kütahya’yı. Artık uzak geçmişte kalmış bir zamanların Kütahyası’nda neler yaptı isek onları yenilemeye çalışıyoruz iki güne sığdırarak, ama o tad kalmamış, beceremiyoruz.
Bu cümleden olarak uğradığımız yerlerden Çamlık da ne yazık ki o eski Çamlık değil. Buruk ayrılıyoruz oradan aceleyle, o güzel anıları öylesine bırakmak, doğayı ürkütmemek için. Oralarda bir yerlerde olduğunu anımsatıyorum Türker’e, yıllar öncesinde bir gün evine gidip, her nedense bir resmini edin(e)meden döndüğüm Hüseyin Yüce'nin. Birkaç km. ötede, yeni adıyla Okçu Mahallesi’ne yönleniyoruz. 179 no.lu evin kapısında “Naif Ressam Hüseyin Yüce Evi” yazılı.
Kapıyı kızı açıyor, Türker’i tanıyor. Önce alt kattaki bir odada kurumaya bırakılmış yeni ürünler ile diğer odadaki çerçevelenmiş hazır tablolara göz gezdiriyoruz. Sonra, merdivendeki cicimlere çoraplarımızla basarak üst kata geçiyoruz. İşte 86 yaşındaki Hüseyin Yüce orada, yatağının kenarına oturmuş, ayakları battaniyeye sarılı, halen fırça tutan sağ eliyle harıl-harıl, Kütahya Florası’nın tüm bitkilerini tuvaline taşımayı sürdürüyor. Bitirdiği ve üzerinde çalışmakta olduğu “son zamanlar” resimlerini daha çok renklendirmiş gibime geliyor.
Kızı, geçtiğimiz yıllarda diğer kızını kaybettikten sonra çok üzülüp kısmi felç geçirdiğini ve çalışmaya daha sıkı sarıldığını söylüyor. Aşağıdan beğendiğimiz bir tabloyu tuvalinde rötuşlarken resimliyoruz onu. Teşekkürlerimizle, belki onunla da vedalaşarak ayrılıyoruz. Gün, 8 Nisan 2014 Salı, kardeşimi yitirişimin 53ncü yılı bugün. Artık belleğimde hem de bir Hüseyin Yüce tablosu aldığım gün olarak yer edinecek.
Bilindiği gibi Hüseyin Yüce 1928’de Kütahya’nın merkeze bağlı Güveççi Köyü’nde doğuyor. Bir yandan çobanlık yaparken, bir yandan da köy imamı-hattat olan babasından ilk derslerini alıyor. Okuma yazmayı Millet Mektepleri’nde açılan kurslarda öğreniyor. Resim Öğretmeni Necati Astarcıoğlu’nun özendirmesiyle resim yapmaya başlıyor. İlk sergisini 1965’de Kütahya Devlet Galerisi’nde açıyor. Cemal Bingöl’ün desteğiyle Ankara Devlet Resim Sanat Galerisi’nde açtığı sergi büyük ilgi görüyor. Gerisi malum. Herhangi bir meslek eğitimi olmadan, doğayı ve yöresini kendine özgü bir biçimde betimleyen naif ressamımız Türkiye’de ve yurtdışında bir çok sergide yer alıyor.
Halen naif bir Hüseyin Yüce tablonuz yok ise, Hüseyin Yüce Kütahya’da kent merkezine çok yakın olan Okçu Köyü’nde 179 numaralı evde yaşıyor, fazla gecikmeden gidip edinebilir ve bu arada kendisini de görebilirsiniz.