İşlerinde uzmanlaşmış, “iyi” nitelendirmesini hak eden isimlerin bir araya geldiği konserler insana başka bir zevk veriyor. 10 Nisan gecesi 32. Uluslararası Ankara Müzik Festivali çerçevesinde Bilkent Senfoni Orkestrası'nın konseri “Barok Aryalar” başlığını taşıyordu.
Müzik tarihine göz attığımızda, 1600-1750 yılları arasını kapsayan Barok dönemin, kendinden sonraki dönemleri beslemesi, günümüzdeki çalgı türlerinin çoğunun biçimlenmesine yol açması, ayrıca müzikle tiyatroyu kaynaştıran opera sanatının ilk tohumlarını filizlendirmesi bakımından ne denli önemli olduğunu görürüz. BSO'nun konseri de, Barok dönemin özelliklerinin büyük bölümünü kapsayıp örnekleyen bir programa sahipti. Konuk şef ve solistler de, alanlarında uzmanlaşmış isimlerdi. Avrupa'nın önde gelen Barok uzmanı şef ve blok flüt solisti İsviçreli Maurice Stager (d.1971), Macar vokaller soprano Tünde Szaboki ile kontralto Judit Rajk biraraya gelmişti.
Önce Leonardo Vinci'nin(1690 – 1730) 1725'de yazdığı Elpidia operasının uvertürünü dinledik. Barok'un olgunlaştığı yıllardan, Georg Friedrich Handel'in (1685-1759) kırkı aşkın operası içinde en tanınmışlarından biri olan “Jül Sezar Mısır'da” operasından birer soprano ve kontralto aryasıyla Sezar-Kloeopatra düeti dönemin opera anlayışını örnekliyordu. Bestecinin 1.Richard operasının 3. perdesindendan flüt solosuyla zenginleşen soprano aryası “Il Volo Così” de Handel'den güzel bir örnek olarak programda yer alıyordu. Antonio Vivaldi 'nin(1678- 1741) 40 operası arasında ilk 10'a giren “Orlando Furioso” dan, “Sol da te, mio dolce amore” yle ilk yarı tamamlanırken, ikinci yarı G. B. Pergolesi'nin (1710.1736) en tanınmış vokal dinsel müziği olan “Stabat Mater”e ayrılmıştı.
Şef Maurice Stager, gerçek bir barok uzmanı olduğunu hem seçtiği bu program, hem de Bilkent yaylılarından aldığı mükemmel verimle kanıtladı. Blok flütteki virtüoz ustalığını ise sadece Handel'in “Il Volo Cosi” aryasında gösterdi. Keşke programda Stager'in blok flütle solistlik yapacağı birkaç parça daha olsaydı diye düşünmeden edemedik. Stager sonuçtan hayli memnun kalmış olmalıydı ki, orkestra üyelerini tek tek kutladı.
Kontralto Judit Rajk, kendine özgü ses rengini iyi tekniğiyle birleştirerek, hem Barok dönem operaları ve dinsel müzikleri, hem de özellikle Bartok şarkılarında öne çıkan solist. Konserin yıldızıydı. Daha önce 2011'de Liszt Sempozyumu için geldiği Ankara ve Barok Festivali için bulunduğu İstanbul'da gördüğü sıcak ilgiden memnundu. İki hafta sonra, 30 Nisan'da gene Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Uluslararası Bartok Festivali'nin CSO'daki kapanış konserinde Bartok'tan 5 Macar Halk Şarkısı söyleyecek.
Soprano Tünde Szaboki Macaristan'da özellikle oratoryo seslendirmeleriyle sivrilmiş bir isim. 2012'de Ankara'da Mahler 4. Senfoni'ye solist olarak gelmiş ve başarılı bir seslendirme yapmıştı. BSO'yla da barok aryalarda ve Stabat Mater'de başarılı bir etkinlik gösterdi. Handel'in “Il Volo Cosi” aryasında sahnesinin de yeterli olduğunu gördük.
BSO'nun flüt solisti Albena Sezer'i de bu konserle ilgili ayrıca vurgulamadan geçmemek gerek. Vivaldi'nin Orlando Furioso operasından “Sol da te, mio dolce amore” aryasındaki solosunda, her zamanki berrak, iyi tınısıyla öne çıktı.
Konseri dinlerken, BSO'nun sahnede olmayan üyeleri adına sevindim, özellikle de bakır üflemeli çalgıcılar için. Özellikle grup şefleri rotasyona da giremediği için, her hafta prova-konser çalıyorlar. Bu barok konser sayesinde biraz dudakları dinlenmiştir...
Konser sonrası kontralto Judit Rajk, şef Maurice Stager ve soprano Tünde Szaboki'yle...