Bazı kişiler şanssız olur, aksilikler birbirini kovalar. Bu durumu değişik etkenlerle açıklamaya çalışanlar da çıkar. 6 yaşından beri tanıdığım ve izlediğim piyanist Mertol Demirelli de başı aksiliklerden kurtulmayanlardan biri. Doğum tarihi 06.06.1996 ve 6 rakamlarının peşpeşe dizilmesi nedeniyle bu aksiliklerin oluştuğunu iddia eden kimi falcılar bile var!
Önce sağlık sorunları yaşadı, kaza geçirdi, kolu alçıda dolaştı. İyileşti, diplomalarını tamamladı. Ankara’da Mavi Salon’da vereceği konser Kartalkaya otel yangını nedeniyle Turizm (ve Kültür) Bakanı’nın talimatıyla iptal edildi, ulusal yas ise ertesi gün ilan edildi. Ardından İstanbul AKM’de vereceği resital, “Altay Kar Fırtınası” diye adlandırılan soğuk hava dalgasının vurması nedeniyle iptal edildi, edilmese zaten pek kimse gelemeyecekti, kar ve fırtınadan… Ankara Mavi Salon’da vereceği resital ise, aynı biletlerle 2 Mart 2025 Pazar gününe aktarılmıştı. Gene bir aksilik çıksa, artık neredeyse ben de falcılara inanacaktım! Neyse ki çıkmadı.
Mertol, Bilkent’te başladığı müzik eğitiminde hızla ilerlemesi nedeniyle, küçük yaşta yurt dışına gitmişti, doğup okula ilk başladığı kent olan Ankara’ya 15 yıllık aranın ardından ilk kez resital vermek üzere geliyordu. Geç Barok dönemden başlayarak klasik ve romantik dönemlere uzanan bir program hazırlamıştı.
Tıpkı Bilkent koridorlarında koşturduğu gibi, hafif telaşlı ve hızlı biçimde çıktığı sahnede programını seslendirmeye J. Sebastian Bach’ın (1685-1750) Füg Sanatı’ndan 9. Kontrapunktus ile başladı, küçük bir nefesle, hiç selama kalkmadan Enrique Granados’un (1867-1916) Goyescas başlıklı 1911’de yazdığı, daha sonra operayada uyarladığı Piyano Süiti’nden El fandango de candil (Mum Işığında Fandango) başlıklı bölüme geçti. Böylece geç barok dönemle 20. yüzyıl müziği arasındaki tezadı sergilemiş oldu. Bestecinin ressam Francisco Goya’dan (1846-1828) esinlenerek yazdığı bu iki kitaptan oluşan süitin 1. kitabının üçüncü parçasından itibaren, Mertol’un zorluk derecesi yüksek, hem dikkatli tuşe, hem güç isteyen parçalarda kendine önemli kolaylıklar geliştirdiğine tanıklık etmeye başladık.
Franz Liszt’in ( 1811-1886) piyano öğrencilerini geliştirmek amacıyla yazdığı çalışma parçalarından oluşan ama güzellikleri ve virtüozite gerektirmeleri nedeniyle konser parçalarına dönüşen Transcendental Etüdleri’nden Mazeppa başlıklı dördüncüsünü seslendirirken sergilediği etkinlik ile çıtasının ne denli yüksek olduğunu gösterdi.
Liszt’in beğendiği yapıtlara, senfonilere piyano transkripsiyonları yaparak yaygınlaştırmaya çalıştığı bilinir. Bu etüdlerle de çalanların kendilerini aşmasını hedefllemiş, adını da bu nedenle seçmişti. Liszt Robert Schumann’ın (1810-1856) Liebeslied (Widmung) başlıklı romantik şarkısını da piyano için uyarlamıştı.
Dinleyiciden büyük alkış alan, yapıtların tamamını bellekten çalan Mertol, kulise birkaç dakikalığına geçerek nefeslenip dönecek ve bu kez önemli bir piyano sonatını çalarak resitalini sonlandıracaktı. Frederik Chopin’den (1810-1849) Op. 58 No:3 Si Minör Sonat.
O haşarı günlerindeki gibi kollarını ceketiyle birlikte hafifce sıvayarak klavye başına oturan Mertol, bestecinin en olgun üç sonatından biri kabul edilen, teknik güçlükleri ve aşırı dikkat istemesi nedeniyle piyanistler için bir başka yüksek çıta olan dört bölümlük sonatı da gene bellekten başarıyla icra etti.
Aldığı sürekli alkışlar karşısında bir bis parçası için sahneye döndüğünde, dinleyiciye “ Şimdi Schubert’in sonatından bir bölümü bis olarak çalacağım. Bu parçayı eski hocam Oya Ünler’e ithaf ediyorum, bilmem salonda mı?” diye gözleriyle dinleyicileri tarayarak arandı. Evet, salondaydı, en arkalarda oturduğu yerden kalkarak elini salladı, sonra sahneye doğru inerek Mertol’u kutladı. Sonra fuayede Mertol’un ne müthiş bir piyaniste dönüştüğünü âdeta gözlerimizle birbirimize onaylattık.
Salondan ayrılırken, “Bu piyanist aşmış” diye düşündüm. Liseyi Belçika'da Kraliçe Elizabeth okulunda tamamladıktan sonra, İsviçre ve İtalya’da lisans, lisansüstü, solistlik ve şeflik diplomalarını alan Mertol, artık Fransa’da hem hocalık yapıyor, hem de Ecole Normale de Paris’te uzmanlıklarını daha da ileriye taşımak için çalışıyor.
O yılların bazı yetenekli küçükleri, günümüzün yetkin piyanistleri arasında. Mertol da onlardan biri. Sadece biraz daha görünür olmaya, tanınmaya gereksinimi var. Orkestralarımızın 2025-26 sezon programlarını yaparken dikkate almalarını öneririm.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
3 Mart 2025, Ankara