Cesar Franck’ın Keman-Piyano sonatı oda müziği dağarında dinlemekten çok zevk aldığım yapıtlardan biridir. Viyolonsel için transpoze edilmiş halini de çok severim. Yapıtın genç virtüoz Elvin Hoxha (Hoca) tarafından seslendirileceğini, piyanoda da 16 yaşındaki İlyun Bürkev’in yer alacağını duyunca, bu dinletiye gitmek farz oldu.
Elvin’i 3-4 yaşlarından bu yana izlerim. Dedesi rahmetli büyük kemancı Server Ganiyev’le (1935-2010) sohbet ederken ayaklarımızın altında dolanıp dururdu. Sonra elinde çeyrek bir kemanla gördük, derken o çalgı yarım boya yükseldi, yıllardır da tam boy kemanıyla yarışmalar kazanıyor, konserler verip kayıtlar yapıyor.
İlyun Bürkev’i ise merak ediyordum doğrusu. Çünkü konserleri ve müzik yaşamındaki gelişmelerle ilgili haberler, özel halkla ilişkiler şirketlerinden bülten olarak elime ulaşıyor. Bu bültenlere bakınca, herkes “dünyaca ünlü”dür, gençlerin hepsi “büyük yetenek”tir. Bir Alman orkestrasınca solist olarak seçilip turnesine katılması, bazı yarışmalarda ödül alması doğaldır ki önemli. Ama kendi kulağımla duymak, piyano başında görmek istiyordum. Bu dileğim 15 Şubat 2025 Cumartesi akşamı Ada Ankara’nın Mavi Salonu’nda yerine geldi.
İki zarif müzisyenin yan yana dolu salonu selamlamasından sonra, bir dinleyiciden “program yok” diye bir ses yükseldi. Doğru, Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye Genel Müdürlüğü CSO Ada Ankara İşletmesi, kendi programları için basılı kitapçığı bırakın, neler çalınacağını belirten tek yaprak bir fotokopi bile bastırmıyor. Yani dinleyici haklı…
Bu isteğe Elvin, çalacakları yapıtları sırasıyla söyleyerek karşılık verdi ama tüm salonun duyduğuna şüpheliyim. Ludwig van Beethoven’in ( 1770-1827) 1 No’lu Op. 12 Keman-Piyano Sonatıyla başladılar. Bestecinin henüz Mozart ve Haydn etkileri hissedilen yapıtından itibaren, ikilinin fevkalade uyum içinde çaldıklarını, piyanistin kemancıyı dikkatle izlediğini gördük. Daha sonra Jules Massenet’in (1842-1912) Thais operasından ünlü “Meditation”unda Elvin’in gene mükemmel bir yorum çıkardığına tanıklık ettik. Konserin ilk yarısı Ahmed Adnan Saygun’un ( 1907-1991) Demet Suiti’nden Prelud ve Horon’la sonuçlandı. İki küçük çocuk hazırlanmış çiçekleri koşturarak getirip sundular. Bazı dinleyiciler program da olmadığı için, Çiçekler gelince konser bitti zannedip gittiler, neyse ki sayıları fazla değildi.
İkinci yarının ilk eseri Cesar Franck’ın (1822-1890) güzelim La majör Keman-Piyano Sonatı’ydı. Dört bölümlük yapıtın icrasındaki duyarlılık ve güzelliği, her bölüm arasında alkışı basan dinleyici, yoğunlaşan duyguları dağıtarak gölgeledi. Dinleyici Beethoven sonatta da aynı davranışı göstermişti.
Resital, Franz Waxman’ın (1906-1967) G. Bizet’nin Carmen Operası’ndan düzenlediği Carmen Fantasie ile sona erdi. Kemancı için virtüoz parçalar arasında yer alan, dinleyicinin de hayli aşina olduğu parçayla tamamlanan dinleti ara dahil yaklaşık iki saat sürdü. Yoğun tezahürat, yeni çiçekler karşısında iki ayrı bis çalarak dinleyiciyi ödüllendirdi Elvin ile İlyun…
Elvin’in doğduğu kent olan Ankara’ya sevgisini dillendirmesi, İlyun’un da geçen hafta Mersin’de trafik kazasında yitirdiğimiz 18 yaşındaki iyi kemancı Laçin Akyol’u anarak dinletiyi ona ithaf etmesi güzeldi.
Dinleyiciler arasında İlyun’un Prof. Burcu Aktaş Urgun’dan sonraki hocalarından Gülsin Onay ve rahatsızlığına karşın, oğlu orkestra şefi Deniz Erdinç’in getirdiği Erol Erdinç de vardı.
Artık 28 yaşına gelen Elvin, her zaman formda bir kemancı. Son kaydı Ysaÿe’nin sonatlarını dinlemenizi öneririm. İlyun ise yaşının ilerisinde bir duyarlılığa, yumuşak tuşeye sahip geleceğin iyi piyanistleri arasında yer almaya aday bir genç. Umarım bu oda müziği birlikteliğini de, olanaklar ve zamanları elverirse, sürdürebilirler.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
16 Şubat 2025, Ankara