Bazı konserlerde anılar müziğe eşlik eder, hâtta bazen önüne bile geçer! CSO'da 7 Şubat 2019 akşamı, Cemal Aliyev'i (d. 1993) Şostakoviç'in o güzelim viyolonsel konçertosunda dinlerken de, aynen böyle oldu... Sırasıyla gözümün önünden neler geçmedi ki? İlk hocası, dedesi rahmetli Kara Aliyev'in, elinde sarı kehribar tesbihi, içinde bordo kazağı, gri elbisesiyle Bilkent koridorunda görünmesiyle birlikte dersliğe koşuşu... Aliyev'in torunundan biraz küçük öteki öğrencileri. Doğuş Ergin, Cansın Kara, Elif Buğu Ünlüsoy... Sert bir öğretmen olmasına karşın, bu öğrencilerini şefkatle uluslararası yarışmalara götürüşü, alınan birinciliklere ağırbaşlı biçimde sevinişi... Onları fazladan dersler yaparak hazırlaması... Şimdi bu öğrencilerinin hepsi Avrupa'da, orkestralarda çalıyor, master yapıyorlar.
Sahnede Cemal Aliyev çalıyor, yakın tarih benim de gözlerimin önünden film şeridi gibi akıp gidiyor.
Bir yandan bazıları rastlantısal da olsa insanlar arasındaki ilişkileri düşünüyorum.
Şostakoviç, hem ikinci savaş psikolojisini, hem de kendi ulusal, yerel halk müziğini yansıtan güzelim konçertosunu 1959'da yazıyor, Mstsislav Rostropoviç'e ithaf ediyor. 4 Ekim 1959'da Yevgeny Mravinsky yönetimindeki Leningrad Senfoni eşliğinde Rostropoviç ilk seslendirmeyi yapıyor.
2006'da Rostropoviç o sırada başkanı olduğu Londra'daki Yehudi Menuhin Okulu'na çok beğendiği Cemal Aliyev'i tam burs ile davet ediyor. Cemal o sırada henüz 13 yaşında ve Ankara Bilkent'te dedesinin rahle-i tedrisinde... Ortaokulu tamamlayıp 2008'de yatılı olarak Londra'ya gidiyor. Sahnede şef kürsüsünde orkestrayı yöneten Thomas Carroll (d. 1975), kendisinin de mezunu olduğu Yehudi Menuhin okulunda en genç hocalardan biri... Aliyev'in öğretmeni oluyor. Öğrencisini o denli iyi yetiştiriyor ve beğeniyor ki, lise bitince bu kez gene profesörlerinden olduğu Londra Kraliyet Müzik Koleji'ne lisans öğrencisi olarak alıyor. Bu arada kendisi, şeflik alanında da etkinlik göstermeye başlamıştır. Cemal de artık, başta İngiltere olmak üzere tanınan, aranan genç solistlerden biri haline gelmiştir. 2004’ten bu yana katıldığı uluslararası yedi yarışmadan birincilik ve son olarak İspanya’daki Pablo Casals Yarışmasından Onur Ödülü kazanan Cemal Aliyev, dünyada her sahneye çağrılabilecek müktesebata sahip.
Ve 7 Şubat 2019 gecesi, bu kısa öyküde adı geçenler CSO'nun sahnesinde buluşuyor. Şostakoviç'in konçertosunu ilk seslendiren Rostropoviç'in beğendiği çellist Cemal Aliyev, hocası Tholas Carroll'un yönetimindeki CSO eşliğinde, etkileyici biçimde seslendiriyor. Üstün teknik, iyi müzikalite, güçlü duygu aktarımı Cemal Aliyev'in solistik özelliklerini yansıtıyor. Gelişimi boyunca daha çok oda müziği alanında dinlediğim Cemal, bu konçertoyla olgun bir solist olarak karşımızda... İkinci bölümdeki o lirik Rus şarkısı, geçiş kadansı ve final soloları... Tek kelimeyle mükemmel.
Hemen önümde birinci sıradaki dört “türbanlı bacımız” arasındaki boşluktan birkaç kare fotoğraf alırken, icra boyunca şef Carrol'un öğrencisini nasıl sevecen bakışlarla kolladığını görüyorum. İşte insanlar peşin hükümlü değilse, müzik hangi ulusdan, ırktan, dinden olursa olsun böyle bir sevgi ortamını sağlıyor. Şef iyi sonuçtan o denli emin ki, seslendirmenin büyük alkış alacağını düşünerek, Cemal için bir “bis” parçası da hazırlamış. Massenet'nin Thais operasının tanınmış intermezzosu Meditasyon'u da Cemal berrak bir suyun tınısal görünümü gibi, eserin şiirselliğinin ve elinde kendisine tahsis edilmiş Giovanni Battista Gabrielli 1756 yapımı enstrümanın hakkını vererek seslendiriyor.
Hoca, öğrencisini kucaklıyor. Sahnede ve salonda bir memnuniyet dalgası yayılıyor. Cemal'in BSO keman grubu üyesi babası Davut Aliyev, Ankara Opera Orkestrasında çellist olan annesi Sevinç Aliyev, Viyola grup şefi Cavid Cafer, keman grubu üyesi Elena Postnova, bu memnuniyet dalgasının içinde yetişkin evlâtla iftihar ediyorlar.
Fuayeye çıkarken, “Umarım BSO'nun klarnet grup şefi-müzik direktörü Nusret İspir de, program hazırlarken Bilkent'in bu yetişkin öz çocuklarını da hatırlar” diye düşünüyorum.
Bakalım şef Carrol, Mendelssohn La minör İskoç senfoniyi nasıl yönetecek? Carrol, haftanın iki günü Londra'da üç günü Köln Müzik Akademisi'nde... Köln'de Carroll'un master öğrencilerinden biri olan, Kara Aliyev'den yetişme Elif Buğu Ünlüsoy'a da fuayede rastlıyorum. Konser sonrası, Cemal'le birlikte fotoğraf çektiriyoruz. Cemal, İngiltere'de biraz zorunluluktan “Jamal” diye yazılıyor ve öyle tanınıyor. Profesyonel bir ajansla çalışıyor. Kendisine iyi orkestralarla, yetkin şeflerin bagedi altında bol konserler diliyorum.
Gelelim Carroll'un şefliğine. Heinrich Schiff ile Salzburg'da çello çalıştığı dönemde şeflik öğrenimine de başlayan ve etkinliğini iki alanda da sürdüren 43 yaşındaki Carrol'un, hem müzikal, hem sahne üstü artistik duruşuyla giderek daha büyük eserleri yönetmeye aday bir şef olduğunu söyleyebiliriz. Hem Beethoven Coriolan Uvertürü'nde, hem Mendelssohn'un 3. Senfonisi'nde orkestradan iyi sonuç aldı. Vuruşları temiz, atakları zamanında, yerli yerinde veriyor. Eserlerdeki ayrıntılara özen gösteriyor. Türkiye'deki orkestraların rahatlıkla yabancı portföyüne alabilecekleri bir şef.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
8 Şubat 2019