Moldova Halk Dansları Topluluğu'nun 27 Nisan akşamki gösterisine giderken, kadim dost Ahmet Say'ın SANATTAN YANSIMALAR'daki son yazısında Bingöl halk danslarını ne güzel anlattığını düşünüyordum:
http://sanattanyansimalar.com/yazarlar/ahmet-say/bingol-halk-danslari/580/
Bakalım Moldovalılar kendi ve öteki Balkan halk danslarından nasıl bir gösteri çıkarmışlardı?
Giysiler stilize edilmiş, Vladimir Curbet bu halk oyunlarına koreografik bir düzen getirmişti.
Ama özetlemek gerekirse, özellikle erkeklerin dansları, bizim “hora tepmek” dediğimiz, ayakların enerjik biçimde ve sıklıkla yere vurulmasına dayanıyordu. Zaten Trakya ve Balkanlardaki halk oyunlarına da genel anlamda “Hora” denilmiyor mu? Bizim bir dönem Ege gerginliğinde denize açılan araştırma gemimizin adı da “Hora” idi!
Kızlı-erkekli danslar, bizim “halay” ve Karadeniz “horon”unu andırıyordu. Müzik de çoğunlukla aynı monotonlukta, Karadeniz horonuna benzer tempolarda sürüp gidiyordu. Orkestra dört keman, viyola ve kontrbas, cimbalom, iki klarnet, trompet, bateri ve pan flüt'ten oluşan topluluk tarafından icra edildi. Ses aşırı yüksekti, müzikteki ayrıntılar boğulup gitti.
Topluluğun şefi, ülkemizdeki orkestralara sıklıkla solist olarak gelen pan flüt virtüozu Marin Geras'dı. Pan flüt Romanya ve Moldova'da hayli yaygın olan bir üflemeli çalgı. Moldova'da kullanılan Geras'ın da çaldığı türüne “nai” deniliyor, yani bizdeki “ney” gibi... Ancak ney tek kamıştan yapılırken “nai”de yanyana bağlanmış farklı uzunlukta 22 kamış boru bulunuyor.
Bu çalgının genel adının pan flüt olması da mitolojiden kaynaklanıyor. Çobanların ve kırların tanrısı keçi ayaklı Pan, aşığına tam sarılacakken kız saza dönüşmüş. Pan da bu sazlardan yedi tanesini kesip balmumuyla birbirine yapıştırmış, üfleyerek kırları tatlı ezgilere boğmuş.
Dünyada en tanınmış, en fazla CD kaydı çıkarmış pan flüt virtüozu Romen Gheorge Zamfir'di. (d.1941). Marin Geras ise Moldova'dan çıkmış en tanınmış virtüoz. Topluluğun müzik yönetmeni olarak, dansçıların giysi değiştirmesini sağlayacak aralarda yaptığı sololarla dinleyicinin takdirini kazandı. Enstrümanıyla çıkardığı kuş sesleri acaba Aleksandr Alabiev'in "Bülbül" adlı parçasından mıydı?
Zamfir'in meşhur ettiği James Last bestesi “ The Lonely Shepherd / Yalnız Çoban” başlıklı, girişi Bach'ın org için Toccata'sını andıran parçayı seslendirmeye başladığında salon hafifçe dalgalandı. Geras, Azeri parça “Ayırılık”la dinleyiciyi gönülden yakalarken, ardından bir de “longa” patlatarak milleti hafifçe oynattı! Moldova ekibi ve Marin Geras, 32. Uluslararası Ankara Festivali'ne değişik bir renk kattı. Ama, Geras'ı senfoni orkestrası eşliğinde dinlemeyi her zaman tercih edeceğimi not etmeden geçmeyeyim.
Geras'ın soloları iyiydi ama pan flütüyle katıldığı müzikler hayli monotondu. Danslar da öyle. Oysa bizim halk oyunlarımız ne denli zengindir. Anadolu'nun değişik bölgelerinden hem müzik, hem oyun anlamında değişik tınılar, renkler fışkırır. Bizim Devlet Halk Dansları Topluluğu da, katıldığı yarışmalarda hep madalya toplardı. Bir ara hayli yaşlanmıştı kadrosu. Son zamanlarda hiç seyretmedim, umarım gençleştirilmiş ve repertuarı da yeni koreografilerle güçlenmiştir.