Günümüz klâsik müzik dünyasının önemli simalarından biri olan orkestra şefi Mariss Jansons, çoğumuza âşina bir isim. Mezzo TV’de yer alan konserleri aracılığıyla sık sık evlerimize konuk olan Jansons’u, Viyana Filarmoni Orkestrası’nın 2006 ve 2012 Yeni Yıl Konserlerinde de zevkle izlemiştik. Klâsik müzik dünyası geçtiğimiz hafta Jansons’a ilişkin bir haberle sarsıldı. 2008 yılında ünlü İngiliz müzik dergisi Gramophone’un eleştirmenleri tarafından “Dünyanın en iyi orkestrası” seçilen Amsterdam Kraliyet Concertgebouw Orkestrası’nın 10 yıldır sürekli şefliğini yürütmekte olan Jansons, 2015 sezonu sonunda orkestradan ayrılmaya karar vermiş ve taraflar bu konuda barışçı bir biçimde anlaşmışlardı. İnsanın aklı, birden 10-12 yıl öncesine gidiveriyor. 2000’li yılların başında, daha önceki şefleri Riccardo Chailly’nin biraz da sıkıntılı biçimde ayrılmasından sonra şef arayışına yönelen Concertgebouw Orkestrası, ünlü orkestra şefi Arvid Jansons’un oğlu Mariss Jansons’da karar kılmıştı. Letonya asıllı Jansons, Leningrad Konservatuarı’ndaki eğitiminden sonra başta Hans Swarowsky ve Herbert von Karajan olmak üzere birçok önemli şefle çalışmış, efsanevî şef Yevgeni Mravinsky’nin asistanlığını yapmış, klâsik müzik dünyasının birçok önemli topluluğunu yönetmişti. Sanatçı, 1979-2000 yılları arasında şefliğini yaptığı ve kimseler tarafından bilinmeyen Oslo Filarmoni Orkestrası’nı Avrupa müzik haritasına deyim yerindeyse yerleştirivermişti.
Dünya müzik tarihi, şüphesiz her zaman istenilen sonuçları vermeyen, tarafların beklentilerini tam anlamıyla karşılamayan orkestra-şef ilişkileriyle dolu. Geçmişinde Mengelberg’den Haitink’e büyük şeflerle çalışmış olan Concertgebouw Orkestrası’nın Jansons’la geçen 10 yıllık dönemi ise her açıdan doyurucu oldu. Orkestranın kurulduğu 1888’den günümüze 7. sürekli şefi olan Jansons; yetenekli, bilgili, kültürlü, araştırıcı olmanın yanı sıra, tutkulu ve adanmıştı da. Orkestra yönetimi, orkestra elemanları, Jansons, konserleri izleyenler ve kayıtlarını dinleyenler; hepsi bu birliktelikten çok memnundular. Öyle ki, bu birliktelik, orkestranın kendisi kadar ünlü salonları da işin içine katılarak, “Orkestra, şef ve salon: Cennette bir beraberlik” olarak nitelendi. Dönemin CD ve DVD kayıtları, bu birlikteliğin ne kadar verimli geçtiğinin birer kanıtı olarak yaşamaya devam edecekler.
Orkestralar ile şefleri arasındaki ilişkiler de biraz duygusal ilişkilere ve evlilik kurumuna benziyor. Tarafların bir yerde, ilişkilerini sorgulayarak, geleceğe yönelik yeni kararlar almaları gerekebiliyor. Ancak, Jansons’un bu kararı müzikseverler arasında büyük üzüntü yaratsa ve dünya müzik basınında epeyce tartışılsa da, bu ayrılığa yön veren faktörün sanatçının sağlık durumu olduğu konusunda fikir birliği var. Günümüzde 71 yaşında olan Jansons’un ciddi sağlık sorunları olduğu ve bunların epeyce eski tarihlere uzandığı zaten biliniyordu. Sanatçı 1996 yılında Oslo’da Puccini’nin La Boheme operasının temsili sırasında ciddi bir kalp krizi geçirmiş ve ölümden dönmüş, sağlık durumundaki sıkıntı, bunu izleyen dönemlerde de devam etmişti. Jansons’un Concertgebouw Orkestrası’ndan ayrılış kararı, kendisi ve orkestra tarafından açık biçimde ifade edilmese de, sanatçının üzerindeki yükü azaltma çabası olarak değerlendirildi.
Şüphesiz şimdi herkes geleceğe bakmak durumunda. Jansons, Avrupa’nın bir başka önemli topluluğu olan Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası ile birlikteliğini 2018 yılında anlaşması bitinceye kadar sürdürecek. Concertgebouw Orkestrası’nı ise bir sonraki şeflerinin kim olacağı konusunda büyük zorluklar ve ciddi bir karar bekliyor. Ortalık, bir zamanlar olduğu gibi büyük şeflerle dolu değil. Müzik dünyasının birçok önemli orkestrası, bu koşullarda genç ve istikbal vaad eden şeflerle anlaşmak durumunda kaldı. Philadelphia Orkestrası Yannick Nézet-Séguin ile, New York Filarmoni Orkestrası Alan Gilbert ile, Boston Senfoni Orkestrası ise Andris Nellsons ile yollarına devam ediyor. Bakalım Concertgebouw Orkestrası’nın tarihindeki 7. sürekli şefi kim olacak? Şimdi bütün müzik dünyası heyecanla, orkestranın şânına uygun bir şef bulmasını bekliyor. İsmi geçen adaylar arasında Ivan Fischer, Daniele Gatti ve Daniel Harding de bulunuyor. Şüphesiz bekleyip göreceğiz ama bu arada Jansons’un Concertgebouw Orkestrası ile ve tabii Bavyera Radyo Senfoni Orkestrası ile kayıtlarını da dinlemekten vazgeçmeyeceğiz!.. Bol şanslar Kraliyet Concertgebouw Orkestrası!..