Devam etmekte olan 42. İstanbul Müzik Festivali’nde bu yılki “Yaşam Boyu Başarı Ödülü”, 21 Haziran akşamı klâsik müzik dünyasının en popüler isimlerinden Zubin Mehta’ya verilecek. Daha önce de ülkemize gelerek büyük ilgi gören konserler yöneten sanatçı, hiç de yabancımız değil. Mehta, 2008 yılında 22. Uluslararası İzmir Festivali kapsamında Efes’te bir konser vermiş, 2011 yılında 18. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali kapsamında Daniel Barenboim’un solist olarak katıldığı bir konserde Viyana Filarmoni Orkestrası’nı ve 2012’de de 40. İstanbul Festivali’nde Floransa Maggio Musicale Orkestrası’nı yönetmişti. Türk müzikseverler Mehta’yı, Viyana Filarmoni Orkestrası’nın televizyonlarımızda yayınlanan ünlü Yeni Yıl Konserlerinden de tanırlar. Bu konserleri en çok yöneten şeflerden biri olan Mehta’yla, bir aksilik olmazsa 2015 Yeni Yıl Konseri’nde gene birlikte olacağız.
1936 yılında Hindistan’da doğan Parsî asıllı Zubin Mehta, ünlü ve etkin bir müzisyen olan Meli Mehta’nın oğluydu. Çocukluğundan başlayarak piyano ve keman çalmayı öğrenen sanatçı, 1954 yılında Viyana Müzik Akademisi’ne kaydoldu ve ünlü şef Hans Swarowsky’nin öğrencisi oldu. Viyana Oda Orkestrası’nda kontrbas çalan genç Mehta, öğrencilik yıllarında dönemin büyük şeflerini izleme olanağını buldu ve en çok Furtwängler’den etkilendi. Öğrenciliğini izleyen yıllarda girdiği uluslararası yarışmalarda dereceler alan Mehta, en iyi orkestraları yönetmeye başladı. 1961 yılında Berlin Filarmoni ve Viyana Filarmoni Orkestralarını yöneten Mehta, bunu takip eden yıllarda ise artık kendi orkestralarıyla çalışmaya başlayacaktı. 1960 yılında daha 24 yaşında Montreal Senfoni Orkestrası’nın şefliğini üstlenen sanatçı, bu görevini 1967 yılına kadar sürdürdü. Mehta 1962-1978 döneminde ise Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın müzik direktörlüğü görevini yürüttü ve daha önce klâsik müzik haritasında önemli bir yeri olmayan bu topluluğu seçkin bir orkestraya dönüştürdü, onlarla kayıtlar yaptı. Amerika Birleşik Devletleri’nin “5 Büyük Orkestrası”ndan biri olan New York Filarmoni Orkestrası’nın başına geçtiği 1978 yılı ise Mehta’nın yaşamında önemli bir aşamaya tanık oldu. Sanatçı, 1991 yılına kadar bu seçkin topluluğun başında kaldı. Mehta, 1985 yılından bu yana, 2012’de İstanbul’da da yönettiği Floransa Maggio Musicale Orkestrası’nın şefliğini yürütüyor.
Mehta’nın birlikte çalıştığı orkestralar arasında en yakın ilişkide olduğu topluluk, kuşkusuz İsrail Filarmoni Orkestrası oldu. Orkestrayı ilk defa 1962’de yöneten Mehta, 1969’da müzikal danışman olarak, 1977’de ise müzik direktörü olarak görevlendirildi. 1981 yılında ise Mehta orkestranın “ömür boyu” şefi ilân edildi. İsrail Filarmoni Orkestrası ile konserler veren, turlar düzenleyen Mehta’nın onlarla yapılmış çok sayıda kaydı da bulunuyor.
Zubin Mehta’nın geniş repertuarı içerisinde Avusturya ve Alman klâsikleri ile Wagner, Mahler, Richard Strauss gibi geç romantikler ön sırada yer alıyorlar. Repertuarının yanı sıra; sıcak tonu, lirik stili ve dingin yaklaşımı da, onun Viyana kökenlerini yansıtıyor. Bu özellikler, onun müzikseverler tarafından sevilmesinin ve örneğin Viyana Filarmoni Orkestrası’nı yönettiği Yeni Yıl konserlerinin başarısının da anahtarlarını da veriyor bize. Kuşkusuzdur ki, bunda Mehta’nın gösterişe yönelik öğeler de içeren podyum jest ve mimiklerinin de önemli bir etkisi var. Mehta, başta DECCA ve SONY olmak üzere müzik dünyasının dev firmaları için çok sayıda kayıt da yaptı.
Daha profesyonel kariyerinin başlarında 1962’de La Scala’da, 1965’te Metropolitan’da temsiller yönetmiş olan Mehta, sanat yaşamı boyunca opera dünyasına yakınlığını sürdürdü. Sanatçının Domingo’dan Pavarotti’ye, Price’dan Caballé’ye döneminin birçok büyük ismiyle yaptığı ve zamanın sınavından başarıyla geçmiş çok sayıda nitelikli opera kaydı bulunuyor. Bunlar arasında Verdi’nin Il Trovatore ile Puccini’nin Tosca, Turandot ve Altın Batı’nın Kızı operalarını belirtmeden geçmeyelim.
Mehta’nın uzun sanat yaşamı boyunca lâyık görüldüğü ödüller saymakla bitmez. Bu ödüller arasında plâk firmalarının, değişik kurumların, üniversitelerin ve devletlerin verdiği ödüller yanında, Birleşmiş Milletler’in 1999’da verdiği “Yaşam Boyu Barış ve Hoşgörü Ödülü” de bulunuyor. İKSV’nin kendisine takdim edeceği “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” de sanatçıya lâyık görülen ödüllerin şimdilik en sonuncusu oluyor. Mehta’yı kutluyor ve başarılı müzik yaşamının daha uzun yıllar sürmesi dileğiyle, “Nice ödüllere” diyoruz!..