Anadolu’da yaşayıp ta, toprakla tanışmamış bir insan düşleyebilir misiniz hiç!
Bir kez olsun üzerine bastığı bu evrensel maddeye elini sürmemiş kimse olabileceğini aklınızdan geçirebilir misiniz?
Kutsal kitaplar bile yazılırken insana geçiciliğini anımsatmak için, hep, ondan gelip, yine ona dönüleceği yolunda açıklamalar yapılmasının gerisinde toprağın kutsanmasından başka bir neden yoktur.
Bu kutsama eyleminden olsa gerek, toprakla yakınlaşmanın verdiği duygu, elle biçimlendirilen bu malzemeden yaratılmış sanat yapıtlarının hep ayrı bir yerde değerlendirilmesine neden olmuştur. Anadolu’nun tarihsiz dönemlerinden bugüne ulaşan en belli başlı insan izleri seramik adını taşıyorsa eğer, - hiç kuşkunuz olmasın- ana malzemesi toprak oluşundandır. Öyle bir malzeme ki; devlet sınırları, düşünce ayrılıkları gibi tüm yapay ayrılıkların ötesinde, hiçbir ayrım gözetmeden insanlığı besleyen ortak kaynak olması bu yüzden olsa gerek.
Kırım ve kıyımların olduğu ölçüde, yaratmanın da kaynağı toprak.
Söylencelerin üzerine kurgulandığı en kirli ve en temiz ana madde. Bitimsizliğin bir diğer adı.
İşte böyle bir malzemeyi kendine kılavuz edinen bir sanatçımızdır Hamiye Çolakoğlu.
O’nun, “Bir Dünden Bir Bugünden 55. Yıla Merhaba” başlıklı seramik sergisi, toprağın, yaratıcılıkla birleşince nelere dönüşebileceğinin en açık kanıtı olarak duruyor karşımızda. Sanatsal düşüncenin gücüyle, sıradan bir maddenin evrildiği soylu biçimlerden bir seçki sergisiyle izleyicilerinin karşısında Prof. Çolakoğlu.
Sanatçı, 1959-1963 yılları arasında İtalya’da 4yıl süre ile Floransa Devlet Seramik Sanat Okulu’nda Yüksek Pişirim Eğitimi; Perugia Üniversitesi’nde Sanat Tarihi ve İtalyan Edebiyatı Kursların katıldı. 1965’de yurda döndükten sonra kendi seramik atölyesini kurdu. 1983’de Hacettepe Üniversitesi’ne girdi. Burada Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nü kurdu. 2000 yılında Fakülte’den emekli oldu.
Doğaldır ki, 55 yıllık birikimin içinde çok sayıda kişisel ve karma sergi vardır. Değişik yapılarla bütünleşmiş duvar uygulaması vardır. Bunlarla birlikte gelmiş sayısız ödül bulunması da o ölçüde doğal sayılmalıdır. İşte bunlardan bazıları: Seçilmiş kişisel sergiler: 1965- Ein-Hod Sanatçı Köy Galerisi, İsrail, 1965- Bat-Yam Belediye Müzesi, İsrail, 1974- Alman Kültür Merkezi, Ankara, 1976- Mehre Shah Galerisi, Tahran-İran, 1998- 45. Sanat Yılı Retrospektif Sergisi, H.Çolakoğlu Kültür Evi Galerisi, Ankara, 2002- 50. Sanat Yılı Sergisi, İstanbul.
Karma sergilerden bazıları: 1975-1976-1978 Uluslararası Çağdaş Seramik Sergisi, İtalya, 1981- UNESCO Seramik Sergisi, Paris-Fransa, 1994- Çağdaş Lale Vazoları Sergisi, Hollanda, 2000- Uluslararası Seramik Bienali, Mısır.
Büyük Duvar ve Park Uygulamalarından Seçmeler: 1981- Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi, Ankara, 1997- Yaşam Ağacı Heykeli, Çan, 2001- Sevgi Ağacı Heykeli, Eskişehir.
Ve son olarak seçilmiş ödüllerinden: 1965- Bat-Yam Belediyesi Onur Madalyası, İsrail, 1982- İş Bankası Büyük Ödülü, 1998- Devlet Sanatçısı Ödülü, 2005- ÇAĞSAV Onur Ödülü.
Yaşadıkları ve yaptıklarıyla tam bir entelektüel sanatçı modeli oluşturan Hamiye Çolakoğlu’nun yapıtlarını izlerken, bir yandan da sanat tarihimize tanıklık edecek anılarını beklediğimizi anımsatalım kendisine. Nurol Sanat Galerisi’ndeki sergi katalogunda yazdığı gibi, “Ben Toprak Anayım” diyen sanatçımıza, gelecekteki toprakla savaşımından nice yaratılar dileyelim.
( Mayıs 2007- Cumhuriyet Ankara Eki)