Bu başlık altında sözü edilen iki sanatçımız Cemal Bingöl ile Osman Zeki Oral. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Yolu Festivali kapsamında düzenlenen sergi iki ressamın koleksiyonlarda yer alan resimlerinden oluşturulmuş. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün hipodromdaki binaları arasında yeniden düzenlenerek 25 Aralık 2024 Çarşamba günü açılışı yapılan Güzel Sanatlar Galerisi Bingöl ve Oral’ın resimleriyle kapılarını açtı. Eşlik eden kapsamlı bir katalog da bu güzel sergiyi kalıcı kılmış. Yöneticileriyle yaptığım görüşmede bundan sonra galeri düzenli sergilerle izleyicilerini bekleyecek. Bu ilk sergi de 30 Ocak 2025'e kadar gezilebilecek.
Neden bu iki sanatçının aynı sergi çatısı altında buluşturulduğu sorusuna tanıtım yazısında alt başlık olarak “Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisinin Tanıkları “1963-1990” sözlerini okumak yeterince bir açıklık getiriyor sanırım.
Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi öncesinde başka yerlerde hizmet verse de uzun yıllar Zafer Çarşısı’ndaki salonlarında sanatçı ve sanatseverleri barındırdı. Gerçekten de yıllar içinde kentin sanat odağı olarak bir çekim merkeziydi. Bunda ulaşımdaki kolaylığın payını da göz ardı etmemek gerek. Açılan sergiler kadar izleyicilerin uğrak yeri olması nedeniyle galeri, sanatın yaygın eğitim merkezi işlevini üstlenmişti. Her yıl burada düzenlenen Devlet Resim ve Heykel Yarışması ve Sergisi ise sanatın Anadolu’yla bağlarını sağlama ve kuvvetlendirme gibi zor bir görevi başarıyla yüklenecekti. Yarışmalı başka sergilerin yanında Uluslararası birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapan bu galerinin anılarımız arasında ayrı bir yere sahip olduğunu belirtelim.
Sanatsal açıdan böyle önemli bir kurumu birbiri ardı sıra yöneten iki değerli sanatçımız Cemal Bingöl (1912-1993) ve Osman Zeki Oral’ın (1925-2012) resim sanatımızdaki yerlerini belirtmeye gerek var mı! Bingöl’ün geometrik soyutlamalarına karşın Oral’ın doğduğu yer olan Ereğli görünümleri iki ayrı dünyanın somutlaşmış örnekleri gibidir.
1940’lı yıllarda Ankara Radyosu Müdürü olan Vedat Nedim Tör Bingöl’ün çocuk resimleri üzerine araştırma ve çalışmalarını değerlendirerek bir kitap yazacaktı. Yozgat’ta resim öğretmeni olarak görev yapan Bingöl’ü “Mehmet Öğretmen” adıyla anarak yazdığı “Resim Öğretmeni” kitabı 1943 yılında yayınlanacaktı. 1990’lı yıllarda aldığım atölyeye ilk kez girdiğimde duvarlarda Cemal Bingöl’e ait resimlerin bulunduğunu görmek heyecan vericiydi.
Osman Zeki Oral’la ilgili olarak çok sayıda anı arasında bir Adıyaman yolculuğunun ayrı bir yeri var. Orada otantik kıl örgülerle yapılmış at koşumlarını görünce kendinden geçmişti. Kök boyalı koşumlardan epeyce satın almıştı. Ankara’ya dönüşümüzden sonraki yıllarda yaptığı at resimlerinde orada satın aldığı örgüleri kullandığını biliyorum.
Zafer Çarşısı’ndaki Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi bu iki sanatçı yöneticinin çabalarıyla kent sanat ortamında unutulmaz izler bıraktı.
Umalım ki galeri yeni yöneticileri ile yeni yerinde yine bir sanat merkezi olma işlevini uzun yıllar sürdürür. Çünkü toplumsal belleğimizi kemiren onca olumsuzluklar içinde sanat gibi sağaltıcı etkenlere çokça gereksinim var. Ayrıca bilinmesi gereken diğer önemli bir konu da sanatın bellekle arasındaki sıkı ilişkidir. Zaman içinde yoğunlaşan anılar sanatsal bilincimizi oluşturacaktır. Burada hepimize düşen görevler olduğunu unutmamamız zorunlu. Çünkü sanat bir yönüyle bireysel bir etkinlik olsa da toplum karşısına çıkma sürecinde herkesin el birliği içinde katkılarıyla çoğalacaktır.
A. CELAL BİNZET
26 Aralık 2024, Ankara