Ressam İbrahim Çallı, bir tuvalinin başında
Her sanat için olmazsa olmazların başında ilgili alanların uygulamaları gelir. Resim olmadan resim sanatından, heykel olmadan heykel sanatından söz açılamayacağı gibi. Kuşkusuz sanatın diğer tüm bölümleri için böyle bir yargıda bulunmak kaçınılmaz. Ama bu arada unutulmaması gereken bir başka nokta da, yapıtlarla ilgili bilgilerin kültürel yaşamı beslemesidir. Sonuçta sanatın toplumsal boyutu olduğunu unutulmamalı. Kısacası sanat olgusu, konuyla ilgili her tür bilginin üzerinde toplandığı bir oluşumdan başka bir şey değildir. Gelişmişlikle geri kalmışlığın arasındaki ayrım tam da bu noktada kendini açığa vurur.
Geçmişi ve bugünü kavrayan sanat, toplumların dünya üzerinde bulunduğu yeri belirler. Her öğünde bizi kıskandığı(!) vurgulanan batıyı batı yapan değerlerin başında bilimle sanatın birlikteliği ve birbirlerini beslemesi yattığı gerçeğini unutmayalım. Böyle olunca işin içine kimi konuların titizlikle araştırılıp korunması gerektiği girer. Sözü edilen konuyla ilintili çok sayıda örnek uygulama bulunduğunu bildirmekle yetinelim şimdilik.
DRHM'nin içinden bir görüntü
Biraz uzunca bir girişle yazıya başlamanın nedeni var. “Sanattan Yansımalar” sitemizde 2 Temmuz 2022 tarihli “DRHM’de Israr Edilen Hata Ne?” başlıklı bir yazım yayınlanmıştı.
Okuyanlar mutlaka anımsayacaktır ya da bu sayfada bir önceki başlıkta zaten duruyor ilgili yazım. Orada Ankara’daki Devlet Resim ve Heykel Müzesi (DRHM)’yle ilgili hem son düzenleme, hem de kitapla ilgili kimi yanlışlıklara dikkat çekilmişti. Hemen belirtelim ki konu, 2012 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca çıkarılan ve Zeynep Yasa Yaman tarafından yazılan kitapta yer alıyor. Bu kez, 2020 yılındaki şimdilik son açılışında bu kez iki cilt olarak çıkarılan kitapta da aynen korunmuş. Üstelik müzede sergilenen yapıt sayılarının oldukça azaltılmasına karşın kitabın büyütülmesine karşın.
Konumuz Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve eşi Emel (Cimcoz) Korutürk'ün ellerindeki kişisel koleksiyondan İbrahim Çallı tarafından yapılmış aile üyelerinin portreleriyle ilgili. Bu tablolar, açılışı sırasında müze koleksiyonuna armağan edilmişti.
Sergilemedeki "otoporte" yanlışı Salah Cimcoz olarak düzeltildi ancak kitaptaki yanlış duruyor!
Emel Korutürk’ün babası Salâh Cimcoz’a ait portrenin altına ısrarla “Otoportre” yazılması yanlışlıkların başında geliyor. Gerek daha önceki kaynaklarda gerekse Korutürk ailesiyle yaptığım görüşmelerde bu noktaya dikkat çekilmişti. Aile üyeleri değişik zamanlarda ilgili yerlere yanlışlığın giderilmesi konusunda başvurduklarını söylediler. Söz konusu yazım yayınlandıktan sonra çok sayıda destekleyici görüşlerini bildirdi. Son olarak 13 Ocak 2023 Cuma günlü bir ileti aldım. Salâh Cimcoz’un diğer kızının torunu olduğunu yazan kişi sitemizde önceki aylarda yayınlanan yazımı okuduğunu ve bu arada ilgili yerlerle yazıştığını bildiriyor. Emel (Cimcoz) Korutürk’ün annesi Hasene Cimcoz ile anneannesi Aliye Moralı’nın yine İbrahim Çallı tarafından çalışılmış portrelerinin ise depoya kaldırıldığını da iletisine eklemiş aile üyesi. Gösterdiği duyarlık için kendisine ve daha önce notlarıyla beni aydınlatan diğer üyeye teşekkür ediyorum.
İbrahim Çallı fırçasından çıkma Salah Cimcoz portresi artık DRHM'nde yanlışlık düzeltilmiş haliyle sergileniyor
Önceki günlerde müzeye yaptığım bir ziyaret sırasında yanlışlığın giderilerek İbrahim Çallı tarafından yapılan Salâh Cimcoz portresinin altındaki “Otoportre” sözcüğü kaldırılıp yerine düzeltilmiş olan “Portre (Salâh Cimcoz)” yazılmış. Aile üyesi, müze ziyaretinde düzenleyici Kıymet Giray ile adı geçen tablo önünde çektirdiği görseli de iletisine eklemiş.
Sınırlı kişilerin gezebildiği müze ziyaretindeki yanlışlığı düzeltmek olumlu bir girişim. Bunun altını çizelim. Ancak büyük harcamalar sonucu çıkarılan kitabın 160. sayfasında yer alan “ Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin en kıymetli portre resimleri arasında yer alan İbrahim Çallı’nın oto portresi bir başyapıttır.” tümcesi daha yaygın kitlelere ulaşması yönünden düzeltilmesi zor bir yanlış olarak duruyor.
Osman Hamdi'nin "Silah Tacirleri" başlıklı tablosu da, özgün adına döndürüldü.
Ayrıca, Osman Hamdi’nin uzun yıllardan beri “Silah Tacirleri” olan tablosunun adını dönem Osmanlıcılığına uydurarak “Seyf-i Katı” yapmak gibi bir modadan kurtulmak ta ayrı bir dönüş.
Çallı'nın son açılışta sergilemeden kaldırılar "Uzanan Çıplak" başlıklı tablosu
Aynı modanın esintisi altında önceki yıllarda sergilemede ve ilgili kitaplarda yer alan İbrahim Çallı ile Saip Tuna’ya ait iki Nü tablo da ortadan kaldırılmıştı. Bu da bizim “müstehcen” kavramı üzerine bitmeyen düşüncemiz. Ne de olsa toplumun ahlakı yalnızca böyle şeylerle sınırlı.(!)
Denilecektir ki, böyle bir ayrıntıya kaç kişi dikkat eder? Baştan vurgulanmaya çalışılan nokta tam da burası.. Bir toplumun kültür tarihi ne kadar doğru bilgiler üzerine kurulursa gelişmişlik düzeyi de o kadar ileriye gider. Yoksa Orta Doğu karmaşası içinde çağdaşlıktan uzağa düşmüş bir kalabalık yığın olmaktan öteye geçemeyiz.
A. CELAL BİNZET
14 Ocak 2023, Ankara